BİR DİLEKÇE, BİR İLÇE: 1947’DE LALAPAŞA’NIN DİRENİŞİ

Cumhuriyet’in ilk dönemlerinde Edirne’nin idari yapılanmasında Osmanlı’dan kalan sancak ve kaza sisteminin etkileri sürmekteydi.

II. Dünya Savaşı’nın ardından ülke genelinde idari teşkilat yeniden şekillendirilmiş; ulaşım, güvenlik ve kamu hizmetlerinin daha verimli sağlanabilmesi için bazı yeni ilçeler oluşturulmuştur.

Edirne’nin Lalapaşa ilçesinin, 1 Ağustos 1945’te ilçe statüsüne kavuşmasının 80. yılı vesilesiyle ilân edilen “Lalapaşalılar Günü” bu yıl ilk kez Anıtkabir’de kutlandı.

Lalapaşa Belediye Başkanı Zafer Sezgin Geldi ve beraberindeki heyet, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün manevi huzuruna çıkarak çelenk sunumunun ardından Anıtkabir Özel Defterine Cumhuriyet’e olan bağlılık ve minnet duygularını sundular.

Lalapaşa, ilçe olmadan önce Edirne Merkez’e bağlı bir bucak (nahiye) statüsünde yönetilmiştir. 25 Haziran 1945 tarih ve 4769 sayılı “Yeniden 9 İlçenin Kurulması” hakkındaki kanun, 3 Temmuz 1945 tarihli ve 6047 sayılı Resmî Gazetede yayımlanmıştır. Kanunun birinci maddesinde, “Adları bu kanuna bağlı (1) sayılı cetvelde yazılı (9) ilçe kurulmuştur.” ifadesi yer almaktadır.

(1) sayılı cetvel incelendiğinde, Edirne’de Lalapaşa İlçesi’nin de bu kanun kapsamında kurulduğu görülmektedir. Edirne’nin tarihi ilçelerinden biri olan Lalapaşa, 1 Ağustos 1945 tarihinde yürürlüğe giren bu kanun kapsamında ilçe statüsüne kavuşmuştur.

Lalapaşa ilçe statüsüne geçtikten iki yıl sonra Lalapaşa’nın ilçe statüsünden çıkartılıp başka bir yere bağlanmasına yönelik girişimlerin olduğunu öğreniyoruz.

Başbakanlık Devlet Arşivleri Cumhuriyet Arşivlerinde bulduğum bir belgeyi incelediğimde; “…Ancak kanunla ilçe merkezi olarak kurulmuş olan bir yerin ilçelikten çıkarılarak başka bir yerin yeniden ilçe merkezi kurulmasındaki müşkülat ve bunun doğuracağı iktisadi, içtimai (toplumsal) ve siyasi akisler (tepkiler) gözönüne alınıp bizlerde yüksek idarecilerimizin bu müşkül işteki tetkikat (incelemeler) ve etüdlerine (ön çalışma)  âcizane bir yardımı dokunacağı ümit ve emeli halisanemizle (içtenlikle) bu husustaki düşünce ve mülâhazalarımızı (düşüncelerimizi) Büyük Millet Meclisi Başkanlığına, Yüksek Umum Müfettişliğine, Parti Genel Sekreterliğine ve Vilayet Makamına arz ve iblağına karar vermiş bulunuyoruz.”

Lalapaşa İlçesi Belediye Başkanı Hasan Balkan ile Lalapaşa İlçesi Cumhuriyet Halk Partisi İlçe Başkanı Hasan Güney’in1 adına Avukat Hüseyin Özder tarafından dört sayfa olarak yazılan bu dilekçe 05.09.1947 tarihinde “Cumhuriyet Halk Partisi Genel Sekreterliği Yüksek Makamına” hitaben yazılmıştır.

Yazılan bu resmi dilekçeyi incelediğimizde Lalapaşa İlçesi’nin ilçe statüsünde bulunduğu iki yılın ardından Süleoğlu ilçesine bağlanması ile ilgili gelişmelerin duyulması üzerine yazıldığı anlaşılmaktadır.

Nitekim yazıda “…Görülüyor ki; Lalapaşa’nın ilçe merkezliğinden çıkarılarak Süloğlu’na naklini makul ve haklı gösterebilecek kuvvetli ve mantıklı hiçbir delil ve esbap mevcut değildir ve bulunamaz,…. Lalapaşa ilçe merkezi olmaktan çıkarılıp Süloğlu’na nakledildiği takdirde bundan tahaddüs (meydana gelecek) iktisadi, içtimai ve siyasi buhran dolayısıyla maruz kalınacak mahsur ve zararları affınıza sığınarak aklımızın erdiği kadar sıralamaya çalışalım.” denmektedir.

Lalapaşa Belediye Başkanı ile CHP Partisi İlçe Başkanı dilekçelerinde konuyu detaylı bir şekilde irdeleyerek itiraz ederken Lalapaşa İlçesi’nin Süloğlu’na bağlanmasında doğacak neticeleri de açıklıkla izah etmekten kaçınmamışlardır. Dilekçelerinde bu duygularını da şu cümlelerle anlatmaktadırlar;

“…Açık kalplilikle, dürüst, doğru, yalan ve riyadan âri bir Türk gibi konuşmak lazım gerekirse, idare ve hükümet hakkında kararsız, sabırsız denecektir. Böylece idare ve hükümete karşı bir emniyetsizlik ve endişe his ve ruhu yaratılmış olacaktır ki, bu ruh bütün istikrar ve huzur fikrini öldürecek, yok edecek ve Süloğlu da aynı ruhun zebunu olarak, akıbetinin ne olacağını kestiremeyip inkişaf (gelişme) edemeyecektir. Lalapaşa’da yapılmış olan ebniye’nin (imar planları) kıymetleri kalmayacak ve inşa, imar ve ifası mutasavver bulunan bütün işlerin planları alt üst olacak ve iktisadi durum bu yüzden berbat bir hale düşecektir. Bundan yüzlerce mülk sahibi kasabalı ve köylü pek çok zararlara maruz kalacaklardır. Bu memlekette siyasi ve içtimai memnuniyetsizliği bir kat daha arttıracak ve parti de bu yüzden prestijini büsbütün kaybetmiş olacaktır.” diyerek yetkilileri uyarmışlardır.

Bu bağlamda yazmış oldukları bu dilekçede Lalapaşa İlçesi’nin neden ilçe olarak kalmasını da detaylarıyla belirtmişlerdir. Lalapaşa’nın hava ve suyunun Süloğlu’ndan daha iyi olduğunu, Lalapaşa’nın Edirne’ye uzaklığının 35 km. iken Süloğlu’nun uzaklığının 65 km. olduğunu belirterek ulaşım konusundaki zorlukları da belirtmişlerdir. Hatta Lalapaşa’nın tarihi süreçte de ilçe statüsünde olduğunu şu cümlelerle vurgulamışlardır;

 “…Balkan harbinden sonra da Lalapaşa’nın ilçe merkezi olduğu malumuâleridir. Demek ki eskiden de burası ilçe merkezi kurulmaya lâyık görülmüş ve esasen de Lalapaşa’nın tarihi bir kıymeti haiz oluşu ve hudut ve stratejik vasiyeti, Allah göstermesin, bir felâket vukuunda dosya ve kuyudatın kaçırılması bakımından Lalapaşa ilçe merkezi olmaya daha müsait ve muvafıktır. Vatanımızın batı hududunu teşkil eden Edirne’mizin yeni teşekkül edecek kazalarında bu cihetin de aranıp hesaba katılması çok önemli ve lazım bir husus olduğu kanaatindeyiz. Böyle olunca da kâfi bir kıymet ve ehemmiyeti haiz olmayan bazı ufak tefek ve geçici esbaptan dolayı hazır teşekkül etmiş ve inkişafa yüz tutmuş olan bir ilçe merkezinin değiştirilmesinde hiçbir isabet ve makuliyet ve mantık olmasa gerekir.” diyerek de ilçenin tarihsel süreçteki yönetim durumu ile stratejik konumunu, ilçe olmasındaki önemini belirtmişlerdir.

Dönemin Lalapaşa Belediye Başkanı Hasan Balkan ve CHP İlçe Başkanı Hasan Güney ile Av. Hüseyin Özder’in imzalarıyla yazılan bu yazı 9.9.1947 günü 71.953 sayı ile kayda girmiştir. Yazılan bu dilekçe işleme girdikten sonra yapılan itiraz etki yaratmış olacak ki, Lalapaşa İlçesi Süloğlu’na bağlanmamış ve 1 Ağustos 1945 tarihinden bugüne ilçe statüsündedir.

Bugün Lalapaşa, 80 yıldır ilçe statüsünü koruyorsa, bunda 1947’de kaleme alınan bu dilekçede yürekten gelen yaşadığı ilçeye bağlılık ve kararlılığın, halkının toprağına ve kimliğine sahip çıkma iradesinin zaferidir.

O gün atılan imzalar sadece bir kâğıda değil, Lalapaşa’nın geleceğine vurulan mühürlerdi. Geçmişte olduğu gibi bugün de yerel değerleri yaşatmanın yolu, tarihine sahip çıkan, sesini yükselten ve omuz omuza durabilen bir toplum olmaktan geçiyor.

Lalapaşa’nın hikâyesi, inanç ve birlik ruhuyla küçük bir ilçenin bile kaderini değiştirebileceğinin unutulmaz bir kanıtıdır.

Bugünün siyasi kadroları için bu yapılanların hiçbir önemi olmasa da ben emeği geçenleri saygı, rahmet ve minnetle anıyorum.

Dipnot:

1- Dilekçede Hasan Güney olarak yazılmış olsada yaptığım araştırmada Hasan Günay olduğu belirtilmiştir.