EDİRNE’DE MAHALLE KÜLTÜRÜ -3-

Edirne’de Kültür ve Sanat/

1950 yılında Edirne 6 ilçeden oluşmaktadır. Bunlar, Merkez İlçe, İpsala, Keşan, Lalapaşa, Meriç ve Uzunköprü’dür. 1953 yılında Enez, 1954 yılında da Havsa’nın eklenmesiyle ilçe sayısı 8’e çıkmıştır. 1990 yılında da Süloğlu’nun eklenmesiyle ilçe sayısı 9’a ulaşmıştır. Köy sayısında büyük bir değişiklik yaşanmamıştır. 1950 ve 1975 yıllarında köy sayısı 266’dır, 2000’de baktığımızda 25 yıllık süreçte bir köyün eksilmesiyle köy sayısı 265’e düşmüştür. T.C. İçişleri Bakanlığının Türkiye Mülki İdare Bölümleri Envanteri bilgelerine göre Kasım 2024 yılı itibariyle Edirne’de 9 ilçe, 100 mahalle ve 253 köy mevcuttur.

1990 yılındaki Edirne’nin ilçe, belde ve köy nüfusunu incelediğimizde de merkez ve diğer ilçelerde yaşayan nüfusun 102.345 iken köylerde yaşayan 22.016 olduğunu görmekteyiz. 2008 yılında Edirne’de 9 ilçe, 15 belde ve 248 köy bulunmaktadır.  2011 yılında Edirne'nin toplam nüfusu 2010 yılı nüfusuna göre 8.888 kişi artmıştır. Edirne merkez ilçenin nüfusu (köyler hariç) 2010 yılında 138.793 kişi iken 2011 yılında 5.936 kişi artarak 144.531 kişi olmuştur. Edirne ilinde; Merkez, Enez, Keşan, Lalapaşa, Süloğlu ve Uzunköprü ilçelerinin toplam nüfusları artarken, diğer ilçelerin nüfusları azalmıştır. Edirne genelinde il ve ilçe merkezlerinde oturan kişi sayısı 10.374 kişi artarken, belde ve köylerde oturan kişi sayısında ise 1.486 kişilik azalma olmuştur.

2021 yılına geldiğimizde Edirne merkez ve ilçelerinde yaşayan nüfus sayısı 308.700 olurken belde ve köylerde yaşayan nüfus sayısı da 103.415 olmuştur. 2023 yılı yine TÜİK istatistiklerini incelediğimizde de merkez ve ilçelerde yaşayan nüfusun 317.719, köylerde yaşayan nüfusun da 102.154’e düştüğünü görmekteyiz.

 Taşımalı eğitim-öğretim sisteminin de devreye girmesiyle köyden kente göç hızlanmıştır. En önemlisi köylünün abisi, amcası, ablası, öğretmeni,  eğitimcisi olan öğretmenler köyden ayrılmıştır.  Milli Eğitim Bakanlığı verilerine göre son 7 yılda 2 bin 427 köy okulu kapanmıştır. Edirne merkez ve diğer ilçeler ile birlikte 2012-2013 eğitim-öğretim döneminde 129 resmi ilkokul ile 90 ortaokul bulunurken 2022-2023 eğitim-öğretim döneminde bu sayı ilkokul düzeyinde 91’e, ortaokul düzeyinde de 76’ya düştüğünü görmekteyiz. Dolayısıyla 2012-2013 eğitim-öğretim döneminde ilkokul ve ortaokul düzeyinde Edirne’de 219 resmi okul bulunurken 10 yıl sürenin ardından yeni açılan okullar dahil bu sayı 167’e düşmüştür. Kasım 2024 ayı İl Genel Meclisi çalışmaları kapsamında Eğitim, Kültür ve Sosyal Hizmetler Komisyonu tarafından hazırlanan raporda da Edirne Merkez İlçe, Süloğlu ve Lalapaşa ilçelerinde ki taşımalı eğitim yapılan köyler ve bu köylerde taşımalı sistem ile eğitim-öğretim gören öğrenci sayısının 423 olduğu belirtilmiştir.

Tarım alanlarının aile içinde paylaşımının getirdiği ekonomik sıkıntıların yanında eğitim-öğretim alanında gerçekleştirilen taşımalı eğitim sisteminin de getirdiği zorunluluklar Edirne’de kırsal alandan kente göçü hızlandırdığı yukarıdaki verilerden de görülmektedir. Kentleşmeyle birlikte yapılaşmanın daha doğrusu betonlaşmanın hızlanmasıyla da Edirne’ye diğer kentlerden işçi göçünü başlatmıştır. Bu bağlamda ülkemizde depremlerin de artması kentimizin de deprem kuşağında olmaması kentimize göçü artırmıştır. Edirne son on yılda doğu ve güney doğu illerinden göç alırken, Irak, Suriye, Afganistan ve Ukrayna bölgelerindeki olumsuz koşullardan dolayı göç edenlerin bir kısmının da kentimizde yaşadığı bilinmektedir.

1935 yılında Edirne’de yaşayan Edirne doğumlu kişiler nüfusun % 61.67’sini oluştururken 1975 yılında bu oran % 84.82’e yükselmiştir. 2021 yılında ise Edirne’de yaşayan Edirne doğumluların oranı % 66.9 olmuştur. İkamet edilen ile göre nüfus kütüğüne kayıtlı olan verileri incelediğimizde de Edirne’nin 2008 yılında nüfusunda 304.163 kişi Edirne ikametgâhlı iken 2022 yılında bu sayı 285.649, 2023 yılında da 285.016 düşmüştür.

 1950’li yıllarda Edirne’nin en çok göç aldığı iller Tekirdağ, Kırklareli ve İstanbul’dur. 1975 yılında Edirne’ye İstanbul ve Tekirdağ’dan göç eden nüfus artmıştır. 2000’e gelindiğinde ilk sırayı İstanbul almıştır.

2008 yılı ile 2023 yılı arasındaki kentimizde ikamet edilen ile göre nüfus kütüğüne kayıtlı olunan il nüfus verilerini incelediğimizde şu veriler karşımıza çıkmaktadır. 2008-2023 yılları arasında Edirne’ye en fazla göçün yaşandığı il  % 192,31 artış oranıyla Hakkari olmuştur. Bu illeri % 186,20 artış ile Van,  % 125,13 Ağrı,  % 114,36 Muş, % 94,55 Mardin, % 91,41 Kars, % 89,69 Iğdır, % 86,40 Adıyaman, % 84,35 Bitlis, % 68,02 Diyarbakır, % 63,57 Sinop, % 59,68 Malatya, % 59,23 Batman ve  % 58,78 artış oranıyla Kahramanmaraş izlemiştir. Edirne kütüğüne kayıtlı olup nüfus kaydı olan Trakya bölgesi illerinden olan % 3,39 oranıyla Tekirdağ, % 31,30 artış oranıyla da Kırklareli olmuştur.

Bu bağlamda yine TÜİK verileriyle illere ve cinsiyete göre yabancı nüfusu incelediğimizde Edirne’de 2020 yılında 5.526 sayısına ulaşılırken bu sayı 2021 yılında bu sayı 5.900’a ulaşmıştır. 2022 yılı verilerinde bu sayı 7.035’e, 2023 yılında da 7.675’e yükselmiştir. Edirne’nin 2023 yılında net göç hızı ‰ 12.2 olduğunu da belirtmek gerekir.

Ülkemizin değişik kentlerinden Edirne’ye göç eden vatandaşlarımızın bir kısmı göç ettikleri kentlerin adlarını taşıyan kültür ve sosyal içerikli hemşehri dernekleri kurmuşlardır. Yaptığım araştırmada da Edirne’de faal olan 20 hemşehri derneğinin olduğu tespit edilmiştir.

Bilgi yayınevi tarafından yayımlanan ve araştırma alanıma girdiği için satın alıp kütüphaneme kazandırdığım “Kentlerin Kalbi” adlı kitabın yazarı Yaşar Seyman kitabında; “.. Biz Gerçekten Kentli Miyiz? Kent Kültüründen, Kentlilik Bilincinden, Kent Güvenliğinden O Kadar Yoksunuz ki, anlatamam en çarpıcı örnek: Siz hiç Paris’te “Strazburglular Derneği” duydunuz mu? Ya da Roma’da “Milanolular Derneği”. Ben duymadım, duyamam, duyamazsınız. Kentli olmak, doğduğunuz, büyüdüğünüz, anılar biriktirdiğiniz kentinizi unutmanıza neden olmaz. Tam tersi onun dokusunu ruhunu, size katkılarını anımsatır. Size kalan güzellikleri sizi oraya çeker, özlem tüketir, tutkuyla bağlanırsınız. Doğduğunuz kenti yaşadığınız kente dernek olarak taşımak, yaşadığınız kente ihanet etmektir.” demektedir.

Yazarın dünya kentlerini gezerek gözlem ve değerlendirmelerini içeren kitaptaki bu görüşleri bir kentte yaşayan vatandaşlarımızın yaşadığı kentte farkında olmadan vereceği kültürel erozyonu anlattığını düşünmekteyim. Hele yaşadığımız kentin kültürel kimlikleriyle kültür turizmini geliştirerek turizm potansiyelini artıracağını düşündüğümüzde konunun önemi daha da ortaya çıkmaktadır.

1950 yılında Edirne’ye tayin ile gelen Dr. Ratip Kazancıgil Malatyalıdır. Ama yazarın dediği gibi geldiği kente tutkuyla bağlanmıştır. Edirne’de hemşehri derneği kurma yerine, kentin sağlık, kültür, sanat, eğitim ve spor yaşamını geleceğe taşıyacak hizmetlerde bulunmuş, “Edirne Musiki Cemiyeti”, “Edirne’yi Tanıtma  Turizm Derneği” (Edirne Tanıtım ve Turizm Derneği) vd. birçok derneğin kurucusu olmuştur. Dr. Rifat Osman’ı da hatırlatmalıyım. Bunlar Edirne doğumlu olmamalarına rağmen bu kentin sevdalıları olmuştur.

Şu gerçeği unutmamalıyız; Kent kültürüne hizmet eden bu değerlerimizi ve hizmetlerini okumadan ve okutmadan bunları öğrenemeyiz.

(… Devam edecek)