Ekonominin kazananı kimler!
Recep Çınar
Ülkemizde gündemden düşmeyen konuların başında ekonomi geliyor. Ekonomi konusunda ne hale geldiğimize kısaca baktığımızda; Millet mevcut durumdan şikâyetçi. İçerisinde bulunduğumuz bu durumdan şikâyetçi. İnsanımızın çoğu gırtlağa kadar borçlu! Ekonomik koşullar kötüleştikçe ve geçim zorlaştıkça vatandaş bankaların kucağına itiliyor. BDDK verilerine göre, Eylül sonu itibarıyla sektörün (bankaların) dönem net kârı 460 milyar 412 milyon lira olarak gerçekleşmiş. Sektörün toplam aktif büyüklüğü de Eylül itibarıyla 30,5 trilyon liraya ulaşmış.
Bu ne demek? Günümüz ekonomisinin tek kazananı bankalar!
Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın iç borçlanma stratejisine göre, Aralık 2024 - Şubat 2025 döneminde 398,5 milyar liralık iç borç ödemesine karşılık 578,7 milyar liralık iç borçlanmaya gidilecek. Hazine, Aralık’ta 132 milyar lira, Ocak’ta 288,7 milyar lira ve Şubat’ta 158 milyar lira iç borç alacak! Hafta geçmiyor ki, hazine onlarca milyar borçlanmış olmasın! Yani gemi borçla yüzüyor!
Babalar gibi satmaya devam!
2025 yılında satılacak taşınmazlar ve beklenen gelirler ise şöyle; Lojman satışlarından 411 milyon 155 bin TL, Arazi satışlarından 6 milyar 19 milyon 545 bin TL, Arsa satışlarından 198 milyon 967 bin TL, Orman vasfını kaybetmiş 2/B araziler ve Hazineye ait tarım arazilerinin satışından 4 milyar 631 milyon 526 bin TL. Kamuya ait taşınır satışlarından beklenen gelir ise 69 milyon 954 bin TL. 2024 yılı ilk 8 ayında taşınmaz satışından 8 milyar 57 milyon 143 bin TL gelir elde edildiği görülüyor. 2024 için yılsonu tahmini ise 9 milyar 853 milyon 185 bin TL.
Asgari ücrete zam gelmiyor ama enflasyon devam ediyor!
Asgari ücretin bir geçim ücreti olması gerekir. İnsanca yaşanabilir bir ücret olmalı. Bir senedir asgari ücrete zam gelmiyor ama enflasyon devam ediyor! Son bir yılda sebze ve meyve fiyatlarında yüzde 200’ü aşan artışlar yaşandı. Türkiye’de 7 milyonu aşkın insanımız asgari ücretle çalışıyor. Bu da nüfusun yaklaşık üçte biri! Dolayısıyla asgari ücret meselesi Türkiye’nin kritik bir konusu! Asgari ücretliler heyecan ile açıklanacak rakamı bekliyor. Zenginin hissettiği enflasyon ile yoksulun maruz kaldığı enflasyon aynı değil. TÜİK rakamları üzerine çalışıldığında, düşük gelir grubunun maruz kaldığı enflasyonun yüzde 61 olduğu tespit ediliyor. Dolayısıyla, başlangıçta; alım gücünün korunması için asgari ücrete en az yüzde 61 zam uygulanması gerekmez mi? Bu yılın net asgari ücretine göre hesaplandığında, Cumhurbaşkanlığı 2025 yılında günde 'en az' 2 bin 727 asgari ücret, yani günlük 47 milyon TL harcayacak!
Vekillerin harçlığı katlandı!
TBMM’nin yolluk harcamaları için 2024 yılında 75 milyon 173 bin TL ayrılırken, bu tutar 2025 yılında yüzde 153 artacak ve 190 milyon 83 bin TL'ye yükselecek. Meclis’in 2004 yılında 71 milyon 850 bin TL olan temsil tanıtma gideri de 2025 yılında 231 milyon 512 bin TL'ye yükselecek ve yüzde 222 artacak!
Faize 2 trilyon, çiftçiye 135 milyar!
2025 Bütçe görüşmelerinde Muhalefet ne dediyse reddedildi! 2025 bütçesi AKP ve MHP oyları ile kabul edildi. Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, 2025 Yılı Merkezi Yönetim Bütçesi'ne ilişkin açıklama yaptı. 2025 yılı bütçe giderleri 14 trilyon 731 milyar lira, bütçe gelirleri ise 12 trilyon 800 milyar lira olarak öngörülüyor.
Daha başlarken açık! 2025 yılı bütçesinde Faize 2 trilyon, Tarım’a ise toplam 135 milyar TL destekleme ayrılacak! Çiftçiye verilen destek faize ayrılanın yanında “devede kulak” bile değil! Bu gerçeklere bakıp da iktidarın çiftçiye sahip çıktığını söylemek mümkün mü? Tarım ülkesi olduğumuz halde gıda enflasyonu en yüksek ülkelerin başında geliyoruz! Her şeye var, Asgari ücretliye, Emekliye ve de çiftçiye gelince “para yoook”!
Bu düzende herkes Devlet Memuru olmak istiyor!
Nasıl ve niye mi? Türkiye’de 2002 yılı sonunda 3 milyon 12 bin memur varmış. 2024 Haziran ayında bu rakam 5 milyon 263 bin olmuş! Adeta herkes Devlet’e kapağı atmak istiyor! Son 22 yılda Türkiye genelinde istihdam oranı yüzde 35 artmış, Kamu’da ise yüzde 75 artış olmuş!
Özel sektörde asgari ücret: 17 bin 2 TL, Devletin asgari ücreti ise 39 bin 177 TL! Devletin verdiği bir bakıma normal de, özel sektörün verdiği 17 bin 2 TL ile bu millet nasıl karnını doyuracak? 12.500 TL ile emekli ne yapacak?
Türkiye'nin genç nüfusu alarm veriyor! İşte acı tablo;
Bir dönem dünyanın en genç nüfusuna sahip ülkelerinden biri olarak gösterilen Türkiye'de, genç nüfusun toplam nüfus içerisindeki oranı hızla düşüyor. TÜİK verilerine göre, bu oran 2050 ve 2100 yıllarında yüzde 10'un altına inebilir! Uluslararası Gençlik Günü'nde yapılan değerlendirmelere göre, Türkiye'nin genç nüfus oranı yüzde 15,1 ile dünya ortalaması olan yüzde 15,5'in altında kaldı. En yüksek genç nüfusa sahip ülke yüzde 24,1 ile Suriye olurken, en düşük oran yüzde 6,8 ile Ukrayna'da görüldü.
Ülkemiz Ekonomisi ile ilgili yazılacaklar bir kitaba bile sığmaz! Şimdilik bununla yetinelim.
Tabii ki suçu hep iktidara yüklemek ne kadar doğru?
Bir gün Nasreddin Hoca'nın eşeği çalınmış. Can sıkıntısı içinde durumu komşularına anlatınca her kafadan bir ses çıkmaya başlamış.
Birisi: Hocam demiş, niye ahırın kapısına iyi bir kilit takmadın sanki?
Bir başkası: Evine hırsız giriyor da senin nasıl haberin olmuyor? diye konuşmuş.
Bir diğeri de : Hocam demiş, kusura bakma ama eşeğin çalınmasına en büyük sebep yine sensin. Çünkü doğru dürüst bir ahırın bile yok. Nerden baksan dökülüyor!
Hoca kızmış: Yahu demiş, iyi, güzel de kabahatin hepsi benim mi ? Hırsızın hiç mi suçu yok ?
Ülkemizin gerek ekonomi gerekse diğer konularda olumsuz noktalara gelmesinde bütün suç iktidarın mı? Seçmenin hiç mi suçu yok? Bir insan ayni delikten tekrar tekrar ısırılır mı? Maalesef, bizim toplumumuz ısırılıyor!
Sonra da “yandım anam” diye bağırıyor!
Allah (cc) Fussilet Suresi 46. Ayette; “Kim Salih amel işlerse kendi iyiliğinedir. Kim de kötülük yaparsa kendi zararınadır. Yoksa Rabbin kullarına kesinlikle zulmetmez” şeklinde kullarını uyarır!
Nisa Suresi:79. Ayette ise; “Sana gelen her iyilik Allah’tandır. Sana gelen her kötülük de nefsindendir. Resulüm! Seni bütün insanlara elçi olarak gönderdik. Buna şahit olarak Allah yeter” diyor.
Unutmayalım ki Ölüm var, Ahiret var ve de Hesap var! Peygamberimiz (sav) bir hadislerinde; ”Hesaba çekilmezden önce kendinizi hesaba çekin!” diyerek bizleri uyarır.
Dostça kalın…