KONTROLCÜLÜK
İlişkilerde kontrolcü rolü üstlenmek, çoğunlukla ilişkiyi koruma niyetiyle başlar ancak uzun vadede ilişkinin duygusal bağını ve güvenini zedeleyen bir döngüye dönüşebilir.
Kontrolcülük, partnerin ne yapacağına, kiminle görüşeceğine, nasıl davranacağına, ne hissetmesi gerektiğine dolaylı ya da doğrudan müdahale etme eğilimidir. Bu bazen akıl verme, ima etme, suçluluk hissettirme gibi sessiz olabilirken bazen direk emir verme şeklinde görülebilir.
Kontrolcü rol çoğu zaman, yoğun kaybetme korkusu, kaygılı bağlanma, geçmişteki belirsiz deneyimler, çocuklukta aşırı sorumluluk alma ve “Her şey benim kontrolümde olursa güvende olurum” inancı ile ilişkilidir. Aslında çoğu kontrolcü davranışın altında güç değil kaygı vardır diyebiliriz.
Bu rolde ilişkiler farklı alanlardan olumsuz etkilenir. Örneğin kontrol edilen kişi “Sana güvenmiyorum” mesajını alır. Bu durum zamanla öz yeterlilik duygusunu zayıflatarak boyun eğme ya da gizleme davranışlarına neden olabilir.
Kontrol aynı zamanda güveni değil tedbiri, yakınlığı değil tetikte olmayı geliştirir. Partner “Kendim gibi olursam sorun çıkar mı?” kaygısı ile hareket eder. Bu da duygusal mesafe yaratabilir.
Kontrol edilen taraf süreçte içine kapanabilir, sessizce öfkelenebilir, inatlaşabilir ve gizli tepkiler verebilir. Bu durum açık çatışmadan çok örtük çatışmalara, pasif agresif tepkilere yola açabilir.
Bu şekildeki ilişki dinamiklerinde, ilişkide bir taraf “bilen, yöneten, düzelten” diğer taraf “yetersiz, yanlış yapan, düzeltilmesi gereken” rolüne sıkışır. Bu da eşitliği bozar ve ilişkiyi ebeveyn-çocuk dinamiğine taşıyabilir.
Kontrol arttıkça ilişkide “Kimin dediği olacak?” gibi sorular sorulur. Oysa sağlıklı ilişkilerde “Bunu birlikte nasıl yapabiliriz?” sorusunun sorulması beklenir.
Kontrolcü yapıyı dönüştürmek mümkündür. Kontrol etme isteğini veya davranışını fark ettiğimizde, kendimize soracağımız şu soru bize yardımcı olabilir. “Şu an onu mu kontrol etmeye çalışıyorum yoksa kendi kaygımı mı yönetmeye çabalıyorum?” Bu farkındalık ilişkinin yönünü değiştirebilir.
Kontrolcü rol kötü niyetli değil, koruyucu ama eskimiş bir stratejidir. Geçmişte işe yaramış olması, bugün işe yarayacağı anlamı taşımaz. İlişki için daha sağlıklı bir geçiş mümkündür. Kontrol etmeden de bağ kurulabilir. Bağ ise kontrolle değil güvenle oluşur.