Lafla Peynir Gemisi Yürümüyor!
Meşhur bir hikâyedir, hem de Edirneli hikâyesi! Rivayete göre bir zamanlar İstanbul’da Edirneli “Aksi Yusuf” adında bir tüccar varmış. Peynir ticareti yapan bu tüccar Edirne’den aldığı peynirleri fiyat durumuna göre İstanbul ya da İzmir’de pazarlıyormuş.
İstanbul’dan İzmir’e malını gemilerle taşıtan tüccar Aksi Yusuf, nakliye ücretini peşin vermek istemediğinden her seferinde Gemi Kaptanlarını oyalayıp; "Hele peynirler sağ salim varsın, istediğin parayı fazla fazla veririm," diye vaatlerde bulunurmuş.
Madrabaz (aldatan, hileci) ve cimri olan bu tüccarın vaatlerine birkaç kez aldanan gemi kaptanlarından birisi, peynirleri yükleyip İzmir'e doğru yola çıkmak üzere iken diklenmiş! “Efendi, tayfalarıma/işçilerime para ödeyeceğim. Geminin kalkması için masraflarım var. Nakliye ücretini peşin ödemezsen Sarayburnu'nu bile dönmem” diye diretmiş.
Aksi Yusuf her zamanki gibi; “Hele peynirler salimen varsın…” demeye başlar başlamaz gemi kaptanı;
“Efendi, lafla peynir gemisi yürümez, buna kömür lazım, yağ lazım” demiş.
Aksi Yusuf ister istemez parayı ödemiş. Ödemiş ama o gün akşama kadar; “Lafla peynir gemisi yürümez ha!” diye tekrarlamış durmuş!
Benzerini şimdi şehrimizde görüyoruz! Belediye Başkanı Sayın Filiz Gencan Akın, seçim öncesi ne demişti; ”Seçimi kazandığımız takdirde bir yılda altyapıyı tamamlayacağız. Çünkü sözümüz var. İlk girişimimiz bu olacak!”
Kazandıkları seçim sonrası da “Edirne’nin altın çağı başlıyor. Altyapı ve üstyapı sorunu olmayan bir Edirne’ye çok az kaldı” dedi. Göreceğiz bakalım, altın çağı mı başlayacak “hurda” çağı mı!
Evet, bir yıl olmadı ama 8 ay oldu! Peki, 8 ayda ne yapıldı? Her taraf fokur fokur kaynıyor! İlgili birim Müdürlerinizi de yanınıza alıp başta Kaleiçi semti olmak üzere diğer eski semtleri bir dolaşın bakalım, ne var ne yok! Hanımefendi, geçtiğimiz günlerde bazı semtlerde atılan asfaltları kontrol etmişler. Kaleiçi’nde (Gazi Paşa Caddesi giriş kısmı) yerel seçimlerden birkaç hafta önce atılan asfalta bir bakın! Böyle bir manzara “Muz Cumhuriyetleri”nde bile görülmez! 9 aydır kimsenin baktığı, ilgilendiği yok! Temizlik mi? İçler acısı! Halk, “bu Belediye ne yapar” diye birbirlerine soruyor! Bazıları da bana, “köşende bu konuları yazsana” diyor. Edirne’de Dünya standartlarına uygun kaç yolumuz, yaya kaldırımımız, yeterli Umumi WC’miz, parklarımız var? Şehrin temizliği gereği gibi yapılıyor mu?
Bu arada Belediye, 64 Amatör Spor Kulübüne destekte bulunmuş! İyi de Belediye’nin öncelikli görevi Spor Kulüpleri mi, yoksa şehrin acil sorunları mı? Tabii ki sporu da destekleyeceğiz ve teşvik edeceğiz. Ama’ ehem’i ‘mühim’e tercih etmek gerekir! Kalbi durma noktasına gelmiş bir insanı acilen hastaneye götürmek istiyorsunuz, O da size; “önce berbere gidelim bir traş olayım, sonra hastaneye gideriz” diyor! Önce Hastane mi, yoksa Berber mi? Kaldı ki Spor Kulüplerini destekleme görevi birinci derecede Gençlik ve Spor Bakanlığı’nın değil mi?
Çarşılarımızda yaya kaldırımları “Kafeterya ve Gastronomi” işgali altında! Bir de motosikletlerin insan kalabalığında çarşılarda “fareler” gibi dolaşması ayrı bir rezalet!
Sahi, Belediye’de kaç personel görev yapıyor?
Belediye Başkanı Filiz Gencan Akın’ın açıklamasına göre memurlarla beraber Belediye’de 2 bin 100 çalışanları varmış! Bu Belediye, birilerinin babasının çiftliği mi?
Çanakkale şehri merkez nüfusu da aşağı yukarı Edirne kadar. Peki, Personel sayısı ne kadar? Edirne’nin yarısı kadar bile değil!
İşte Edirne Belediyesi’nin Hal-i Pür – Melali! (üzüntü verici durumu) bu!
Şunu da ifade edeyim ki, bunları yazarken maksadım bağcı dövmek değil, üzüm yemektir! Yanlışları söyleyip, doğruları göstermektir.
İşte, Kaleiçi semtindeki yüzlerce çirkin manzaradan bazı fotoğraflar! Bunların birçoğu yıllardır böyle bekliyor!
Dostça kalın… 21.11.2024