Ömürler Geçiyor!
Recep Çınar
Zaman, su gibi akıp geçiyor! “Sonbaharı”ın son ayındayız. Bir takvim yılının daha sonuna yaklaştık.
Geride bıraktığımız Ekim ayını yurtdışında (Almanya) geçirdim. Ne yapalım, bir ayağımız dışarıda! Çocukları, torunları ziyaret ettim. Siz okuyucularım da, bir ay boyunca tarihte kaybedilen bir zamanların “Dünya Cenneti” diye anılan “ENDÜLÜS” yazı dizimi takip ettiniz. Umarım istifade etmişsinizdir! Büyük zulüm ve katliamlar insanlık tarihi boyunca zaman zaman hep yaşanmıştır, kimi savaşlarla kimi çeşitli felaketlerle. Günümüzde de maalesef devam ediyor. Rabbimiz, 1400 yıl önce insanoğluna son Peygamberi ve Kitabı ile uyarısını yapar ve; “Başınıza gelen herhangi bir musibet (felaket, sıkıntı) kendi ellerinizle yaptıklarınız/işledikleriniz yüzündendir. Bununla beraber Allah yine de çoğunu affeder” der, (Şura Suresi 30. Ayette!)
Öyle bir zaman tünelindeyiz ki, hemen her gün gündem değiştiriliyor!
Son bir yılda gündemden hiç düşmeyen ise Filistin/Gazze konusu ayni hızla devam ediyor. Ülkemizde ise bilhassa son yıllarda Ahlak’tan Ekonomiye, Siyasetten Ticarete, Eğitimden Dış Politikaya… devamlı irtifa kaybediyoruz! Katliamlar devamlı artıyor! Katliamlar sadece Filistin/Gazze’de değil! Mesela, ülkemizde rant uğruna hastanelerde bebekler dahi katlediliyor! Bir hiç uğruna kadın-erkek birçok insan öldürülüyor. Sadece İstanbul’da ruhsatsız silah taşıyanların sayısı 3 milyon olarak ifade ediliyor! Acaba dünyada böyle kaç ülke var? Bu katliamların bedelini kim, nasıl ödeyecek? Ülkemizde her şey gün be gün pahalılaşıyor, ucuzlayan ise insan kanı ve canı!
Şer güçler, Sayın Erdoğan’ın Eşbaşkanlığını yaptığı BOP’u (Büyük Ortadoğu Projesi) ise hedefine ulaştırmak için hızla işletiyor! Son 15-20 yıldır birçok İslam Ülkesi Siyonist planlarla dizayn edildi, sıra İran ile Türkiye’ye gelmiş durumda! Onlar da bu projeye dahil! Bir yıldır Filistin’de katledilen insan sayısı 50 bine yaklaştı! Gazze’nin bu günü de yarınları da yok edildi. Gazze’de güvenli yer kalmadı! Katil İsrail ise devamlı destekleniyor. Son bir yılda sadece ABD'den İsrail'e 17.9 milyar dolarlık askeri yardım gitmiş. ABD, İsrail'e 1959'dan bu yana ise 251 milyar dolarlık askeri yardımda bulunmuş! İsrail menşeli ZIM firması hala Ambarlı Limanımızda ticari faaliyet yapıyor. Terörist ‘ZIM firmasına kapılar açılmış, rahat rahat dolaşma izni verilmiş.Hükümetin, Türkiye’den İsrail’e ticaretin durdurulduğunu iddia etmesine rağmen, İsrailli şirketlere ait gemiler limanlarımızda hâlâ faaliyet gösteriyor.
Türkiye’nin ABD’dem son nesil F-16 Blok 70 savaş uçaklarını alması ve mevcut F-16 filosunu modernize etmesi konusu ise kaç yıldır sürüncemede! Bunun için 23 milyar dolar peşin ödemiştik!
CB Sayın Erdoğan bir açıklamasında; “Filistinli yiğitlere hak ettikleri şekilde sahip çıkamadık” diyor. Evet, “Filistinli yiğitlere hak ettikleri şekilde sahip çıkamadık!”
* Ama; Katil İsrail’e “ticaret” adı altında binlerce gemi, TIR ve uçak dolusu levazım ve istihkâm malzemeleri gönderdik, göndermeye de devam etmekteyiz.
* Katil İsrail’e atılan füzeleri topraklarımızda kurulu Kürecik’te bulunan erken uyarı tesisleri ile haber alıp bildirdik, bildirmeye devam etmekteyiz.
* Elektrik enerji ihtiyacını karşıladık, karşılamaya devam etmekteyiz.
* Akaryakıt ihtiyacını karşılamak için “kardeş Azerbaycan’dan” boru hattı ile gelen petrol ürünlerini ulaştırdık, ulaştırmaya devam etmekteyiz.
* Limanlarımızı hizmete açık tutarak katil İsrail’e mühimmat taşıyan gemilere yardımcı olduk, olmaya devam ediyoruz.
* Katil İsrail’i korumak için gelen ABD donanması ile ortak tatbikatlara katıldık, limanlarımızı bu donanma gemilerine açık tutup hizmet verdik, vermeye devam etmekteyiz.
* Türkiye’de düzenlenen fuarlara İsrail’in silah destekçisi olan firmalara stant açıp tanıtım yapma müsaadesi verdik, veriyoruz.
* İsrail ile her türlü diplomatik ilişkilerimizi açık tuttuk, açık tutmaya devam etmekteyiz.
* İsrail barbarlığının önüne geçebilecek yegâne alternatif olan “İslam ülkelerinin ittifakı” için adım atmaya ise çekiniyoruz. “D-8 ve İslam Birliği” projelerini canlandırmak için halen ciddi bir adım atmıyoruz…
Zulme karşı bazı Müslüman olmayan devletler kadar bile tavır koyamıyoruz! Mesela; İspanya Savunma Bakanlığı, 2025 yılında Madrid'de düzenlenecek 4. Savunma ve Güvenlik Uluslararası Fuarı'na (FEINDEF) İsrail ve İsrailli şirketlerin katılımlarına izin verilmeyeceğini duyurdu.
Birleşmiş Milletler Filistin Özel Raportörü Francesca ALbenese, İsrail’in BM üyeliğinin askıya alınmasını istedi.
Güney Afrika ülkesi, Siyonist İsrail rejiminin kuşatma altındaki Gazze Şeridi'nde insanlığa karşı işlediği suçları sürdürürken, Lahey merkezli Uluslararası Ceza Mahkemesi'ne (ICC), İsrail'i uluslararası ceza hukuku ihlallerinden sorumlu tutması yönünde çağrıda bulundu.
İsrail’e mühimmat taşıdığı için Belçika, İtalya, Kanada, Malezya ve Avustralya’nın bile dava açıp yaptırım uygulatılan ZİM şirketine ait gemilerin bizim limanlarımızda ne işi var?
Buna benzer daha nice çıkışlar var, hem de Müslüman olmayan ülkelerden! Biz ise, bir yıldır Gazze’de soykırım suçu işleyen Siyonist İsrail’in zulmünü “lafla” seyrediyoruz. Ama lafla peynir gemisi de kurtarıcı gemiler de yürümüyor! Peki, bu zulme kim dur diyecek?
Dünya’da 60 tane Müslüman devlet var! Nüfusların toplam sayısı ise 2 milyar! İyi ama birlik, beraberlik yok! ABD birlik, AB birlik, Rusya Doğuda yeni birlikler oluşturuyor. Peki, Müslüman ülkeler ne yapıyor?
Bu zalimlerin, “bir gece ansızın gidip tepelerine ne zaman çökeceğiz?” Zalimler güçten anlarlar, güçten!
Rabbimiz Kuran’da ne diyor? “Hep birlikte Allah'ın ipine (İslâm'a) sımsıkı yapışın; parçalanmayın. Allah'ın size olan nimetini hatırlayın: Hani siz birbirinize düşman kişiler idiniz de O, gönüllerinizi birleştirmişti ve O'nun nimeti sayesinde kardeş kimseler olmuştunuz. Yine siz bir ateş çukurunun tam kenarında iken oradan da sizi O kurtarmıştı. İşte Allah size ayetlerini böyle açıklar ki doğru yolu bulasınız.”(A.İmran Suresi 103. ayet)
Müslümanlar, kendi medeniyet değerlerine bağlı kaldığı sürece yüzyıllar boyunca yeryüzünde adaleti, barış, huzur ve refahı sağlamışlar. Ama o kendi medeniyet değerlerinden (Adil Düzen’den) uzaklaşınca birlik, beraberlik bozulmuş “batıl”ın (çeşitli İZM’lerin) kölesi olmuşlar. Günümüzde bu hala da yaşanıyor!
Evet, bir mevsimi (sonbahar) daha geride bırakıyoruz. Önümüz kış! Ne olur, nasıl geçer Allah (cc) bilir.
Rabbimiz Kuran’da biz kullarına her konuda uyarılarda bulunur ve yol gösterir!
Mesela; Hani Rabbin meleklere: “Muhakkak ben yeryüzünde (benim emirlerimi tebliğ ve infaza me'mur, benim hükmümü icra ederek yeryüzünü düzenleyecek, tanzim edecek) bir Halife/Vekil (bir insan/Adem) yaratacağım” diyor. (Bakara Suresi 30. Ayet). Peki, insanoğlu ne yapıyor, neye göre hayatı düzenliyor? Kendi nefsine göre hükümler koyarak toplum yönetmeye çalışıyor. Hani biz Müslüman’dık! Müslüman, Allah’a (O’nun hükümlerine) teslim olandır. Evreni/Kâinatı yaratan, Evrensel kural ve hükümleri de koymuştur. Bize düşen hayatımızı ona göre düzenlemektir. Aksi, bu günkü durum ortaya çıkar.
Şunu iyi bilelim ki, geçip giden zaman değil, ömürdür. Onun ömrün değerini iyi bilmeliyiz!
Rabbimiz ASR Suresinde ; “Asra (zamana) yemin ederim ki insan gerçekten ziyan içindedir. Bundan ancak iman edip iyi ameller işleyenler, birbirlerine hakkı tavsiye edenler ve sabrı tavsiye edenler müstesnadır” der. Kaybedilen para, mal, mülk… bir şekilde geri gelebilir/kazanılabilir. Ama kaybettiğimiz zamanın kısa bir miktarını dahi geri getirmemiz mümkün değildir! İnsanın esas sermayesi ömrüdür, insan onu Rabbinin dilediği gibi harcarsa zarara uğramaz ve O’nun rızasını kazanır, dünyası da ahreti de güzel olur. Dünya ömrü bir şekilde güle, ağlaya geçer! İnsanın bu dünyada yapacağı esas yatırım sonsuz olan ahret ömrüne/hayatına olmalı.
Dostça kalın…