Ramazan Ayına Hazırlık…

Kıymetli Okurlarım !

On bir ayın sultanı, Kur’an ve oruç ayının rahmet gölgesi üzerimize düşmüş bulunmaktadır. Bu hafta  28 Şubat 2025  Cuma Gününü  Cumartesiye  bağlayan gece inşallah  ilk Teravih namazını, gecesinde de Sahura kalkarak Ramazan orucunu tutmaya başlayacağız. Bizleri On bir ayın sultanı olan Ramazan Ayı'na kavuşturan Yüce Rabbimize sonsuz hamd ve şükürler olsun, Onun Sevgili habibi peygamber efendimize salat'u selam olsun.

Ramazan; dua, niyaz, ibadet ve sabır ile iradelerimizin eğitildiği, nefislerimizin terbiye edildiği; tövbe ile günahlardan arınıldığı, amel defterinin sevapla doldurulduğu, ahlakın güzelleştirildiği ve Allah’ın rızasının kazanıldığı bir aydır.

Çünkü kul, şehevi duyguları, yeme ve içmesi, söz, eylem ve davranışları, aile fertleri, komşuları, akrabaları, varsa işçileri, maiyetinde çalışanları ve diğer insanlarla ilişkilerinde Allah için kendisini disipline etmekte, hayra, iyiliğe ve güzelliğe yönelmektedir.

Müjde Müminler size ihsân-ı rahmandır gelen

Şânına ta'zim için bu mâh-ı gufrandır gelen

Ondadır feyz-i hidâyet ondadır afv’ü kerem

Kadrini bil mevsîm-i inzâl-ı Kur'an'dır gelen

Bu aya Ramazan denilmesinin hikmeti;

Ramazan, arapça bir kelimedir. Bu mübarek aya Ramazan isminin verilmesindeki hikmet şöyle belirtilmiştir:

-Yaz sonunda, güz mevsiminin başında yağan ve yerdeki tozları temizleyen yağmur manasına gelen "ramdâ" kelimesinden alınmıştır. Bu yağmur, nasıl yeryüzünü yıkayıp tozlardan temizliyorsa, Ramazan ayı da mü'minleri günahlardan öylece temizler.

-Diğer bir anlamı da güneşin şiddetli hararetinden taşların yanıp kızması anlamına olan "ramad" kelimesinden alınmıştır. Böyle kızgın yerde yürüyenin ayakları yanar, zahmet ve meşakkat çeker. Bunun gibi oruç tutan kimse de açlık ve susuzluğun hararetine katlanır, meşakkat çeker, içi yanar. Kızgın yer orada yürüyenlerin ayaklarını yaktığı gibi, Ramazan da müminlerin günahlarını yakar, yok eder.

Her iki mananın birleştiği nokta; oruçlunun bu ayda günahlardan arınacak olmasıdır.

İnşaallah bizlerde Ramazan ayını gereği gibi ibadet, taat,hayır hasenat ve güzel ahlakla değerlendirerek, Rabbimizi razı ederek, günahlardan temizlenerek bayrama affedilmiş olarak çıkan kullardan oluruz.

Pegamber Efendimiz Ramazan ayı hakkında,“Ramazan’ın Evveli rahmet, ortası mağfiret, sonu cehennemden kurtuluş’tur” buyurmaktadır. (Beyhaki , Şuab, 3/306)

Bizlerde bu ayın rahmet ve mağfiretinden istifade ederek, cennete girecek olan mü'minlerden olmaya gayret edelim inşallah.

Değerli Okurlarım!

Ramazanı değerli ve ayrıcalıklı kılan hususlar vardır. Bunlar;

-İnsanlığa gönderilen son kitap Kur'ân-ı Kerîm'in bu ayda indirilmesi,

-Bin aydan daha hayırlı olan Kadir gecesinin bu ayda olması,

-Temel ibadetlerden olan oruç farizasının bu ayda tutulması,

-Teravih, mukabele, itikâf, iftar, sahur ve fıtır sadakası gibi önemli sünnetlerin hep bu ayda yaşanmasıydı.

-Son kitap olan Kur'an'ın bu ayda inmesi, sıradan bir ay olan Ramazan'ı "Mübarek ay" yapmıştır.

Allah Resulü Ramazana kavuşma arzusuyla dua ederdi

Allah Resulü, Ramazan ayına kavuşma arzusunu dualarında açığa vururdu. Enes b. Mâlik'in naklettiğine göre, Receb ayı girdiği zaman Peygamber Efendimiz şöyle dua ederlerdi;

“Ey Allah’ım Recep ve Şaban’ı bize mübarek kıl ve bizi Ramazan'a kavuştur.”(Ahmed b. Hanbel, Müsned, c. l, s. 259)

Allah Resulü ashabını Ramazana hazırlardı

Ayrıca Sevgili Peygamberimiz, Ramazan öncesinde yaptığı sohbetlerle, ashabının zihinlerini ve gönüllerini bu mübarek aya hazırlardı. Nitekim Ramazan ayının bu niteliklerini şu sözleriyle özetlemişlerdi:

"MübarekRamazan ayı size geldi Yüce Allah bu ayda size oruç tutmayı farz kıldı. Bu ayda sema (cennet) kapıları açılır, cehennem kapıları ise kapanır ve şeytanların azgınları bağlanır.(Nesai,siyam,5)

Selman-ı Farisi anlatıyor: Rasulullah Şaban ayının son günü bizlere şöyle hitap etti:

“Ey insanlar! Yüce ve mübarek bir ayın gölgesi üzerinize düştü. Öyle mübarek bir ay ki, içinde bin aydan daha hayırlı bir gecenin olduğu aydır. Allah bu ramazan ayının içinde gündüzleri oruç tutmayı farz kılmıştır. Geceleyin kalkıp namaz kılmayı (teheccüdü) de nafile kılmıştır. Kim bu ay içinde bir hayır işlerse diğer aylarda bir farz işlemiş gibi olur. Bu ayda bir farz işleyen ise diğer aylarda yetmiş farz işlemiş gibi sevap alır. Ramazan sabır ayıdır. Sabrın sevabı, mukabili, karşılığı ise cennettir. Bu ay şehrü’l-muvâsâhtır/yardımlaşma ayıdır. (Şehrül muvâsâh demek, birisine mâlî bakımdan, aynî bakımdan, eşya ve yiyecek içecek bakımından yardım etme ayı demektir.) Bu ayda Allah mü'minin rızkını arttırır.

Bu ayda kim bir oruçluyu iftar ettirirse bu, günahlarının bağışlanmasına ve cehennemden kurtulmasına sebep olur. İftar ettirdiği oruçlu ne sevab kazandıysa, onun ecrinin bir misli de iftar ettirene verilir. O oruçlu misafirin sevabından hiç bir şey eksilmeden, ev sahibine de onun ecrinin bir misli verilir.

Sahabe-i kiram: "Hepimiz oruçluya iftar ettirecek, sofra kuracak durumda değiliz! İftar ettirecek durumda olmayanlar ne olacak?" diye sordular.

Hz. Peygamber de şöyle buyurdu:" Ramazan ayında şu dört şeyi çokça yapınız. Bunlardan ikisini yapmakla Rabbinizi razı edersiniz. Öteki iki tane iş de sizin vazgeçemeyeceğiniz, mecbur olduğunuz şeylerdir. Dört şeyi çok yapın! Rabbinizin rızâsına ereceğiniz iki şey;

1- Eşhedü en lâ ilâhe illallah" demek.

2- Allah'ı anıp istiğfar etmektir.

Kendisinden müstağni kalamayacağınız öteki iki iş: Allah'tan cennetini istemenizdir ve cehennemden Allah'a sığınmanızdır. (Sahih-u İbn-i Huzeyme)

Ramazan ayının ilk gecesi için Peygamber Efendimiz şöyle buyurmuştur;

"Ramazan ayının ilk gecesi olunca, şeytanlar ve azgın cinler zincire vurulur, cehennemkapıları kapatılır ve hiçbiri açılmaz. Cennetin kapıları açılır ve hiçbiri kapanmaz. Sonra bir (melek) şöyle seslenir: Ey hayır dileyen, ibadet ve kulluğa gel! Ey şer isteyen günahlarından vazgeç! Allah'ın bu ayda ateşten azat ettiği nice kimseler vardır ve bu Ramazan boyunca her gece böyledir. (Tirmizi,savm,1)

Kıymetli Okurlarım !

Ramazan ayında Allah'ın rahmetinden kendisini mahrum eden kimse bedbaht kimsedir.

Akabe biatlerinde etkin görev almış olan Ubâde b. Sâmit (ra), Ramazan ayının yaklaştığı bir günde Resûlullah'ın (sav) şöyle dediğini nakleder:

"Ramazan ayı size bereketiyle geldi, Allah o ayda sizi zengin kılar, bundan dolayı size rahmet indirir, hataları yok eder, o ayda duaları kabul eder. Allah Teâlâ sizin (Ramazan ayındaki ibadet ve hayır konusunda) birbirinizle yarış etmenize bakar ve meleklerine karşı sizinle övünür. O hâlde iyilik ve hayırdan yana Allahu Teâlâ'ya kendinizi gösterin. Ramazan ayında Allah'ın rahmetinden kendisini mahrum eden kimse bedbaht kimsedir. (heysemi,m.z.3,344)

Bu konuda başka bir Hadisi şerifinde Peygamber Efendimiz şöyle buyuruyor;

Ben yanında zikredildiğim zaman bana salât okumayan kimsenin burnu sürtülsün,

Ramazan girip çıktığı halde günahları affedilmemiş olan insanın burnu sürtülsün

Anne ve babasına veya bunlardan birine yetişip de onlar sayesinde cennete girmeyen kimsenin de burnu sürtülsün .( Tirmizi,Deavat,100)

Peygamber Efendimizin özelliklerinden bir tanesi de çok istisnai bir kaç olay dışında hayatında hiç beddua etmemesi, hiç kimseye lanet okumamasıdır. Burada ise bir sitem vardır. Bir insan, Allah'ın rahmetinin, bereketinin, mağfiretinin sağanak sağanak yağdığı, Ramazan ayına kavuştuğu halde arınmadan, temizlenmeden Ramazan'ı gereği gibi değerlendirmeyerek terk ederse ona yazıklar olsun buyurmuştur. Çünkü bu şekilde davranmak arınmaya direnmektir.

Rabbimiz bizi bu ayı gereği gibi değerlendiren bahtiyar kullarından eylesin.

RAMAZAN AYI KUR'AN-I KERİMİN İNDİRİLDİĞİ MÜBAREK AYDIR

İnsanlığı, içine düştüğü karanlık ortamdan çıkarıp aydınlığa kavuşturan yüce kitabımız Kur’an-ı Kerim, bu ayda indirilmiştir. İnsanlığın ufuklarını karartmış olan bilgisizlik, dalalet ve vahşet bulutları, bu ayda sevgili peygamberimizin şahsında bütün insanlığa gönderilen Kur’an-ı Kerim’in evrensel mesajlarıyla, cehaletin yerini bilgi, haksızlığın yerini adalet ve düşmanlığın yerini de sevgi ve barış almıştır.

Ramazan ayı, Kur’an-ı Kerim ayıdır. Kalplere nur, gönüllere şifa, müminlere rahmet ve bütün insanlığa hidayet olan Kur’an-ı Kerim bu ay içerisinde bulunan Kadir Gecesinde indirilmiştir.

İçinde inmiş olan ayı on bir ayın sultanı yapan, içinde inmiş olduğu günü bin aydan hayırlı yapan Kur’an-ı Kerim, emirlerine uyup yasaklarından kaçınan kimseyi, hem dünyada hem de ahirette aziz ve şerefli yapar.

Bir aya, bir güne nur katan, aydınlık veren Kuran insana nur katar aydınlığıyla ışıldatır. Dünya ve ahirette mü'minin mutluluğunu sağlar.

Bu konuda yüce Rabbimiz şöyle buyurmaktadır;

Ramazan ayı, insanlara yol gösterici, doğrunun ve doğruyu eğriden ayırmanın açık delilleri olarak Kur'an'ın indirildiği aydır.

Öyle ise sizden ramazan ayını idrak edenler onda oruç tutsun.

Kim o anda hasta veya yolcu olursa (tutamadığı günler sayısınca) başka günlerde kaza etsin.

Allah sizin için kolaylık ister, zorluk istemez.

Bütün bunlar, sayıyı tamamlamanız ve size doğru yolu göstermesine karşılık, Allah'ı tazim etmeniz, şükretmeniz içindir. (Bakara, 2/185)

O halde bu ay'ı değerli kılan Yüce Kitabımız Kur'anı Kerimi, bilmeyenler öğrenmeli, bilenler okuyup manasını anlamalı ve anladığımızı hayatımızda eyleme dönüştürerek yaşamalıyız.

Sahura kalkamadık veya hastaneye gideceğiz veya sınavım var gibi çeşitli bahanelerle oruç tutmamazlık yapmayalım. Hastanede orucumuzu bozacak bir durum olmayabilir. Böyle durumlarda sahurumuzu yapıp niyetimizi saat 12' ye kadar geciktirebiliriz. Çünkü, ramazan ve nafile oruçlarda niyetimizi, öğle namazına bir saat kalıncaya kadar geciktirme iznimiz vardır.

Muhterem Okurlarım !

-kan tahlili yaptırmak orucu bozmaz

-Kulak damlası, göz damlası orucu bozmaz

-Ancak vücüda güç, kuvvet, vitamin veren iğneler ve serumlar orucu bozar.

Oruç tutan sıhhat bulur

Oruç insanın sağlığını korur: Orucun sağlık ve tedavi yönünden de önemi büyüktür. Peygamberimiz: 

“Oruç tutunuz ki sıhhat bulasınız” buyurmaktadır. (Keşfü’l-Hafa, II, 33)

İnsan vücudunun bütün gün çalışarak yorulan organları uyku ile dinlendiği gibi, bir yıl durmadan çalışan mide ve sindirim organları da oruç sayesinde dinlenir ve görevlerini daha iyi yapma imkanı kazanır.

Günümüzde yaygın olan kalp, tansiyon ve şeker gibi hastalıkların en önemli sebepleri arasında aşırı beslenme ve buna bağlı şişmanlık olduğu ve pek çok hastalığın tedavisinde perhiz tavsiye edildiği bilinmektedir. Oruç tutanların tecrübeleriyle sabittir ki, ramazan ayında dinlenip temizlenen vücut makinesi senenin diğer aylarında daha sağlıklı ve verimli çalışmaktadır.

Nitekim batılı bilim adamları peygamberimizin bu hadisini teyit edercesine orucun sağlığa iyi geldiğini bildirmektedir.

Fransız prof Pier Mulen şunları söyler: “İslam dünyasının en yararlı kurumlarından biri oruçtur. Oruç, bedenin hem fiziksel, hem ruhsal dinlenişidir. Dokuları temizler, birikmiş toksinleri, zehirleri atar. Müslümanlar böylece her yıl bir ay bedenlerini dinlendirirler. Hıristiyan dininde orucun bulunmaması büyük bir kayıptır.” (DIB aylık dergi, Ocak 1999, 719

1940 Nobel Tıp ödülünü kazanan ünlü bilim adamı, Dr. Alexis Carrel "L'Hamme, Cet İnconnu" adlı eserinde şöyle demektedir:

"Oruç sırasında organizmalarda depo edilmiş besin maddelerinin harcandığını, sonradan bunların yerine yenilerinin geldiğini, böylece bütün vücutta bir yenilenme olduğunu ve orucun sağlık bakımından çok yararlı olduğunu söylemektedir.

Niçin oruç tutmalıyız?

Biz, herhangi bir menfaat düşüncesi ile değil yalnız Allah'ın emri olduğu için ve onun rızasını kazanmak maksadıyla oruç tutarız.

Hz. Ali diyor ki: “Karşılığında bir menfaat umarak yapılan ibadet, ticaretçinin ibadetidir. Korku sebebiyle yapılan ibadet kölenin ibadetidir. Allah'ın nimetlerine şükretmek maksadıyla yapılan ibadet, hür olan kimsenin ibadetidir.”

Makbul olan ibadet, Hz. Ali'nin de belirttiği gibi Allah'ın nimetlerine karşı şükran borcunu yerine getirerek onun rızasını kazanmak maksadıyla yapılan ibadettir.

Allah, ancak böyle samimi bir düşünce ile yapılan ibadetleri kabul eder.

.

Değerli Okurlarım !

Güneş her eve doğar, ama penceresini, perdesini açanlar ondan istifade eder. O halde gelin önümüzdeki Cuma günü i akşamı, bir güneş gibi manevi hayatımızı aydınlatacak Ramazan hilaline gönlümüzü açalım.

Her şeyiyle son damlasına kadar ondan istifade edelim. Ramazan ayına zihnen, kalben kendimizi hazırlayarak karşılayalım.

Ramazan ayını layık olduğu biçimde karşılayabilmek için, uzuvlarımızı oruca ortak olacak şekilde bir edebe alıştırmalıdır.

Bunu temin edebilmek için, dile yalan söyletmemeli ve gıybet suçu işletmemeli; kulağa haram olan konuşmaları dinletmemeli; eli, dinimizin yasakladığı şeylere uzanmaktan ve can yakmaktan korumalı; ayakları şeytanî yollarda tozlanmaktan muhafaza etmeli; vücut ikliminin sultanı olan kalbi, bozuk inançlardan ve sapık düşüncelerden, şehvanî hayallerden temiz tutmalıdır.

Tek kelimeyle, vücudun tamamını ORUCA HAZIR ETMELİYİZ.

.

Rabbim bizi sağlık, sıhhat içerisinde Ramazan ayına kavuştursun inşallah. Ramazan ayını da gereği gibi değerlendirip, kadir gecesinin faziletini alan ve bayrama af edilmiş olarak çıkan bahtiyar kullarından eylesin