“Temizlik” deyince ne anlıyoruz?
Temizlik lügatta “saffet, nezafet”… şeklinde tarif edilir. Yani, temiz olma durumu.
İnsan hayatında üzerinde durulması gereken en önemli konulardan biri temizliktir. Ancak günümüz toplumları olarak temizlik deyince ne anlıyoruz ve ne kadar önem veriyoruz?
Bir toplum temizlik konusunda gerekli duyarlılığı gösterdiğinde ben inanıyorum ki hayatımızdaki birçok olumsuzluklar da değişir.
Bizim medeniyetimiz maddî ve manevî her türlü temizliğe çok önem vermiştir. Kitabımız Kur’ân’ın “Oku” emrinden sonra ikinci sırada inen ayeti temizlikle ilgilidir. Yüce Allah Peygamberimize şöyle buyurmaktadır: “Ey örtünüp bürünen (Peygamberim!) Kalk ve insanları uyar, Rabbini yücelt, elbiseni temizle (nefsini arındır), şirkten (pisliklerden ve günahtan) uzak dur" (Müddessir, 1-5).
Sevgili Peygamberimiz temizliğin imanın gereği olduğunu bildirmiş ve "Temizlik imanın yarısıdır" demiştir.
Tabii ki temizlik, hem maddi hem de manevi olarak ele alınmalıdır. Tek kanatlı kuş uçamadığı gibi manevi temizlik olmadan sadece maddi temizlik bizi “kâmil” insan seviyesine ulaştırmaz.
Maddi temizlik, hem “Din”en bazı ibadetlerin yapılmasına engel olan necasetten tahareti (pisliklerden temizlenmeyi), hem de sağlıklı ve nezih/temiz bir hayat için uyulması gereken beden, mekân ve çevre temizliği gibi fiziki temizliği kapsar. Temizlenme insana, hem kişisel hem de çevre temizliği bilinci kazandırır.
Maddi temizlik, gözle görülebilen ve fiziki olarak algılanabilen kirlerin temizlenmesi anlamına gelmektedir.
Maddi temizliğe büyük önem veren İslam dini, manevi temizliğe daha da fazla önem vermektedir. Çünkü Din, temelde insanın manevi kir olarak nitelendirilebilecek olan kötülüklerden uzak kalmasını, herhangi bir şekilde bunlara bulaşmışsa da bu kirlerden arınmasını esas alır.
Manevi temizlik, çirkin ve kötü hasletleri terk ederek güzel ahlak ile bezenmektir.
İnsan, yaratılışı itibariyle manen temizdir. Çocuk dünyaya geldiği zaman herhangi bir manevi kirle doğmaz. O, tertemiz olarak dünyaya gelir. Ancak sonradan günah ve kötülüklere bulaşabilmektedir. Bu bakımdan insanı manevi kirlerden uzak tutmak ve yaratılışındaki safiyeti korumak, dinimizin öncelikli hedeflerindendir. Günahlara dalarak manen kirlenmiş olanlara kurtuluş ve rahmet kapısı kapatılmamış, içine düştükleri kirlilikten kurtulabilme ve manen arınma fırsatları sunulmuştur. Manen arınabilmek için İslam dini, kötülükleri kesin bir şekilde terk edip bir daha onların karanlık dünyasına dönmeme sözü demek olan "Tövbe" kapısını açık tutmuştur.
Rabbimiz (cc) Kur’an’da; “… Allah temizlenenleri sever” (Bakara:222) der.
Enfal Suresi, 28. Ayet te ise: "Mal ve evlatlar, dünya hayatının süsüdür. Temiz işler ise, Rabbinin katında ebedi kalacak en güzel mükâfattır.
Yine, "Nefsini maddî ve manevi kirlerden temizleyen kesinlikle kurtuluşa erecektir" buyur, (Şems Suresi:9)
Rasûlullah (s.a.v); “Benim ümmetim Kıyamet gününde abdest izlerinden dolayı ‘Yüzleri nurlu, elleri ve ayakları bembeyaz olanlar’ diye (hesap mahalline veya mîzan başına) çağrılacaklardır” diyor. Temizlik insanlar için o kadar önemli bir konu ki, Temizlik konusunda yüzlerce ayet, yüzlerce Hadis-i Şerif var!
Peki, bu kadar önemli bir konuda Müslüman bir toplum olarak ne kadar duyarlıyız?
Zaman zaman bu köşede temizlik konusunda bir şeyler yazmaya çalışıyorum. Önce kendimizi kontrol edelim!
Bu konuya ne kadar önem veriyoruz! Burnumuzu sildiğimiz kâğıt mendili, yediğimiz şekerin/çikolatanın kâğıdını, içtiğimiz sigaranın izmaritini… kaçımız sokağa atmıyoruz! Birçok yerde sokaklar “çer – çöp”ten geçilmiyor. Hele bir de “ceza” uygulanmayınca, miadı dolmuş eşyalarımızı ve de çöp dolu torbalarımızı bile sokağa veya konteynerlerin yanı başına atıp gidiyoruz! Ben şahsen pek çok ülke ve şehir gezdim, ama böyle bir toplum görmedim! Kapıkuleden dışarı çıkanlar Bulgaristan’ın bir şehrini, mesela Kapıkule’ye yaklaşık 100 km. mesafedeki Hasköy (Haskovo) İl merkezini veya bir İlçesini, Kasabasını şöyle bir dolaşsınlar, bakalım sokaklar bizdeki gibi kirli ve düzensiz mi?
Temizlik konusunda yazacak şey çok var. Bu konuda da Esas olan önce eğitim! Her işin başı eğitimdir! Evde, Okulda ve de Belediye’nin ilgili kurumu tarafından verilmesi gereken temizlik eğitimi! Edirne’de var mı öyle bir şey? Bunun en basit şekli bu konuda broşür hazırlayarak her haneye ulaştırıp halkı, “çevremizi nasıl temiz tutacağımız” konusunda bilgilendirmektir. Buna rağmen kurallara uymayanlara ise kabahatler kanununda belirlenen cezaların uygulanmasıdır! Cezayı hak edene ceza verilmesi “Adalet”in gereğidir!
Yollarımız kirli, Umumi Tuvaletler yetersiz ve bakımsız! Alış veriş mekânlarımız, seyyar satıcılarımız (istisnalar hariç) düzensiz ve kurallara pek uyulmuyor. Bu halimiz hiç hoş değil!
İlgili ve yetkililer bir an önce “Şehirler Sultanı” ünvanına sahip Edirne’mizde maddi ve manevi temizlik hamlesi başlatmalıdırlar. Şunu bilelim ki, kirletmemek temizlemekten daha ucuzdur!
Bu konuda öncelikle yapılacak işlerden biri, Umumi Tuvaletler sorununun çözülmesi ve Camilerde (başta bayanlar için) uygun WC ve Abdest yerleri düzenlenmesi ele alınmasıdır. Bu konuları zaman zaman birçok hemşehrim benden yazmamı talep etmiştir. Çünkü onlar da şehrimize gelen turistlerin bu konulardaki şikâyetlerinden rahatsızlar!
Umumi Tuvalet ve Abdest yerleri!
Şehrimizde Umumi Tuvaletler yetersiz olduğu gibi çoğu da bakımsız ve düzensiz. Bir de Yatsı Namazını müteakip kapanmaları, sorunu arttırıyor! O saatlerde şehrimizde olan turistler ne yapacaklar, tuvalet ihtiyaçlarını nerede ve nasıl giderecekler?
Bu konudaki talepler şöyle; Tüm Umumi Tuvaletlerin elden geçirilerek daha düzenli, temiz ve kullanılır hale getirilmesi. Ayrıca mevcutlar yetersiz kalıyor! Uygun mekânlar tespit edilerek ilave Tuvaletler yapılmalı. Mevcutların uygun olanlarına ilaveler yapılabilir. Mesela, Bedesten önündeki yer altı Tuvaleti… gibi! Burada tuvaletlerin çoğaltılması için yeterli yer mevcut görünüyor. Buraya ek olarak kadınlar için ayrı Tuvalet ve abdest yeri yapılabilir.
Diğer bir husus ise Camilerde mevcut Abdest alma yerleri daha temiz ve düzenli hale getirilmeli! Mesela, bu konuda Eski (Ulu) Cami’inde Bayanların abdest alma yerinin yeterli ve düzgün, elverişli olmayışından şikâyet ediliyor. Bayanlar için bilhassa merkezi camilerde abdest alabilecekleri uygun yerlerin bulunmadığından şikâyet ediliyor.
Bazı tarihi Camilerimizde ise abdest şadırvanlarının bakımsız, bazılarının ise onlarca yıldır yok olan şadırvan çatılarının yapılmaması dikkat çekiyor! Bunlar ve benzeri konular halk arasında konuşuluyor!
Mesela, fotoğrafta da görüldüğü gibi, Edirne II. Bayezit Külliyesi Camii avlusundaki şadırvanın belki yarım asırdır yok olan çatısı hala yapılmıyor! “Selâtin” Camilerimizden Selimiye ve Üç Şerefeli Cami şadırvanlarının da çatıları yok!
Buna benzer daha birçok eksikler konuşuluyor. Bilhassa büyük Camilerde ihtiyaca uygun Tuvalet ve Abdest yerlerinin olmaması ile Şehir Merkezinde Umumi Tuvalet yetersizliği, mevcutlarının bakımsız ve düzensiz olması ve de Tuvaletlerin yatsı namazından sonra kapanması da ayrı bir şikâyet konusu!
Dostça kalın…