Zeytinyağlı Yiyemem Aman, Basma da Fistan Giyemem Aman!

Recep Çınar

Bizim gençliğimizde düğünlerde çokça söylenip oynanan türkülerden biri; “Zeytinyağlı yiyemem aman, Basma da Fistan giyemem aman!” türküsü idi. Türkünün, Bursa yöresine ait olduğu söylenir.

Milli Gazete yazarlarından Adnan Öksüz’ün zaman zaman ilginç araştırmalarını okuruz köşesinde. 19.08.2016 tarihli köşesinde yine bu ilginç konulardan birini yayınlamıştı, “Zeytinyağlı yiyemem aman, Basma da fistan giyemem aman!” başlığı altında.

Adnan Öksüz yazısında öyle diyordu, “İnsanın felek’ini şaşırtan yandan çarklı” programlarda sık sık şu parça çalıyordu; “Zeytinyağlı yiyemem ammaan... Basma da fistan giyemem ammaan...” Bu parçanın çarpıcı bir öyküsü var!  “Yahu, nedir bu öykü. Nasıl oluyor da böyle oluyor” diye merak ediyorsunuzdur! 

ABD’nin Marshall yardımının koşullarından biri Türkiye’nin ABD’den mısırözü yağı almasıdır.

Marshall Planı 2. Dünya Savaşı sonrasında 1947 yılında önerilen ve 1948-1951 yılları arasında yürürlüğe konan ABD kaynaklı (güya) bir ekonomik yardım paketidir.

Aralarında Türkiye’nin de bulunduğu 16 ülke, bu plan uyarınca ABD’den ekonomik kalkınma yardımı almıştır.

ABD geçmişten beri dünyanın en büyük mısır üretici bir ülkesidir. ABD birikmiş olan mısır dağlarını eritmenin bir yolu olarak mısırözü yağı ihracatını keşfetmiştir. Buna paralel olarak Türkiye’de ilk margarin fabrikası kurulur.

Yine aynı dönemde yüz binlerce zeytin ağacı sökülerek bir katliam yapılır! Kalan zeytin ağaçlarından elde edilen zeytinyağının büyük bölümü de ABD tarafından dolar karşılığı alınır ve mısırözü yağı TL karşılığı bize satılır.

Böylece Türkiye’nin insanı zeytinyağından soğutularak mısırözü yağına ve margarine alıştırılır. Bu amaçla “zeytinyağı ısınırsa kanser yapar” gibi yalanlar uydurmaktan da geri kalınmaz.

Hâlbuki zeytinyağının dumanlaşma derecesi en yüksek (en zor yanan) sıvı yağlardan biridir.

Bununla da kalınmaz, kötülemek için tıpkı bugün yapılan halkla ilişkiler endüstrisi çalışmaları gibi, “Zeytinyağlı yiyemem aman / Basma da fistan giyemem aman...” diye popüler  türkü sipariş edilir. Katı yağ/margarine mahkûm edilen halk, 20-30 yılda bir kaşık yağa bile muhtaç hâle getirilir.

Basma giyen kadınlar, plastik/naylon giysilerle tanıştırılır!… Basma, pamuktan yapılan en sağlıklı giysidir. Basmanın maddesi Pamuğu bizden aldılar sağlıksız “naylon” dan yapılmış giysilere mahkum ettiler!

Zeytinliklerimiz bir bir yok edildi. Yırca’da, (Manisa Soma ilçesinde bir mahalle) termik santral yapılmak üzere 6 bin 666 zeytin ağacı kökünden söküldü. O zaman önemli bir Hükümet yetkilisi de, mealen, “Ne olacak yani, dağ taş zeytinlik dolu…”  sözleriyle bu katliama dolaylı da olsa destek olur.  İşte bu proje tek parti döneminde yutturulan kazıklardan sadece birisi!  Daha neler var neler?                                      

Mesela; DELİCE!  (aşılanmamış zeytin ağacı)

1951-1952 yıllarında İspanya Hükümeti, Türkiye’den çok yüksek miktarda odun kömürü satın almak istiyor. O güne kadar İspanya’ya yapılan ihracat kalemleri arasında yer almayan bu talebin bir de özel şartı var. Kömürler İskenderun’dan Saroz Körfezi’ne kadar Akdeniz ve Ege sahillerinde doğada kendiliğinden yetişen delice ağacından (aşılanmamış zeytin ağacı) elde edilmesi isteniyordu. İstek dönemin Hükümeti tarafından yüksek getirisi nedeniyle sevinçle karşılanıyor ve ülkemizde bol miktarda bulunan delice kömürü ihraç edilmeye başlanıyordu. Şimdi de maden uğruna zeytin ağaçlarımız sökülüyor!

ZEYTİN AĞACININ ÖZELLİKLERİ;

* Botanik Özellikleri: Zeytin ağacı (Olea europaea), zeytingiller (Oleaceae) familyasına ait bir ağaçtır ve yaklaşık 8-15 metre yüksekliğe ulaşabilir. Kalın, gri-kahverengi kabuklu gövdesi ve ince, uzun yaprakları vardır... Küçük, beyaz çiçekler açar ve bunlar sonunda zeytin meyvesini oluşturur.. 

* Ekolojik Katkıları: Toprak Erozyonunu Önleme: Kökleri ile toprağı sıkıca tutar ve erozyonu azaltır.

* Biyoçeşitliliği Destekleme: Çeşitli hayvan türleri için barınma ve beslenme alanları sağlar.

Karbondioksit Emilimi: Fotosentez sırasında karbondioksit emer ve oksijen üretir.

* Kullanım Alanları: Zeytinyağı Üretimi: Zeytin meyveleri, soğuk sıkma veya diğer yöntemlerle işlenerek zeytinyağı elde edilir. Mobilya ve Kullanım Eşyaları: Ağacın ahşabı yoğun, ağır ve sert olup, oymacılık için idealdir.

* Ömrü: Uygun bakım koşullarında, zeytin ağaçları 1000 yıla kadar, daha da fazla yaşayabilir!

 Kitabımız Ku’an-ı Kerim’de geçen 7 meyveden birisi de ZEYTİN’dir!   (TİN suresi) Diğerleri de; (Hurma, Üzüm, Nar, Zeytin, İncir, Muz ve Kiraz). 

 Türkiye tarım ve hayvancılıkta 15-20 yıl öncesine kadar kendi kendine yeten ender ülkelerden biri idi. Ne oldu şimdi?  Her şeyimiz, ETİ de,  SÜTÜ, SAMANI da… İthalata bağlı! Şimdi kalkıp da, “Köylüyü milletin efendisi yapacağız” demek çok ucuz politika!  Efendilik, ecdat Osmanlı ile birlikte bitirildi!

Tabii ki yok edilen sadece Zeytin ağaçlarımız değil! Bizim şehir medeniyetimizde en önemli ağaçlarımızın başında Çınar, Ihlamur, Defne… ağaçları gelir. Bunlar yok edildi, şehir ile alakası olmayan Çam ağaçları Cami bahçeleri dâhil her tarafa yayıldı.  Çam ağacının yeri dağlık taşlıktır, şehir içi değil. Çam ağacının altında ot bitmez, insan oturamaz, üstlerine de kuş konamaz! Günümüzde Balkan ülkeleri şehirlerinde çam ve benzeri ağaçlar pek görülmez!

ABD bizim gibi ülkelerin coğrafyası çam (çıra) ormanlarıyla dolduruluyor, içimizdeki hainlerin sayesinde bir kibrit çakılmasıyla onlarca  savaş uçağının verdiği zararı veriyorlar.

Çam ağaçlarının yerine Zeytin, Ceviz, Badem, İncir, Sakız Ağacı… dikilse hem bu ağaçlar kolay kolay yanmaz hem de gelir kaynağı olur. Her yapılan yanlıştan ders çıkarmak gerekir!

Dostça kalın…