Atatürk’e 104 yıl önce Başkomutan unvanı verildi

Atatürkçü Düşünce Derneği (ADD) Edirne Şube Başkanı Celil Özcan, 5 Ağustos 1921 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından Mustafa Kemal Atatürk’e Türk ordusunun Başkomutanı unvanı verilişinin yıl dönümünü kutladı. Özcan, Atatürk’ün Türk ulusunun değişmez Başkomutanı olduğunu belirtti.

ADD Edirne Şube Başkanı Özcan, açıklamasında şunları kaydetti:

“Başkumandanlık kanunu, Türk Kurtuluş Savaşı sırasında Kütahya-Eskişehir Muharebelerinden sonra Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin Mustafa Kemal Paşa'ya Türk ordusunun başkomutanlığını verdiği 5 Ağustos 1921 tarihli kanundur.

Sevr Antlaşması sonucu parçalanan yurdumuzu yeniden yaşatmak için Gazi Mustafa Kemal Atatürk önderliğinde 19 Mayıs 1919 tarihinde kuruluş ve kurtuluş mücadelesi başlamıştır. 1921 yılında düzenli orduya geçilerek I. II. İnönü Muharebeleri kazanılmıştır. Eskişehir-Kütahya Savaşları'nın ardından Türk Ordusunun Sakarya’nın doğusuna çekilmesi ise Mecliste tartışmalara neden olmuştur. Kütahya, Eskişehir ve Afyon’un kaybedilmesi sonucunda Mecliste M. Kemal Paşa’ya karşı muhalefet arttı. Meclis’te bulunanlar orduyu ve memleketi bu durumdan kurtaracak çareler aramaya başladılar. Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeleri bu yenilginin sorumlularını bulmaya çalışıyordu. Mustafa Kemal Paşa’ya karşı olan üyeler bu kötü durumun sorumlusu olarak O’nu görmüşler ve suçlamaya başlamışlardı.

‘MUSTAFA KEMAL PAŞA BAŞKOMUTANLIK YETKİSİNİ ÜÇ AYLA SINIRLI OLMASINI İSTEMİŞTİR’

Mecliste son çare ve son tedbir olarak Mustafa Kemal Paşa’nın ordunun başına geçmesi yolunda bir düşünce ortaya çıktı. Taraftarları gibi karşısında olanlar da Mustafa Kemal Paşa’nın ordunun başına geçmesini istediler. Bunun üzerine Mustafa Kemal Paşa 4 Ağustos 1921’de Türkiye Büyük Millet Meclisine verdiği bir önerge ile Meclis yetkilerini isteyerek Başkomutan olmayı kabul edeceğini bildirdi.

Ancak, Mustafa Kemal Paşa’nın Meclisin yetkilerini kullanma isteğine karşı olan vekiller itiraz ettiler. Meclisin yetkilerinin bir kişi tarafından kullanılmasının söz konusu olamayacağını ileri sürdüler. Fakat düşman karşısındaki cephede vakit geçirilmeksizin en hızlı, en doğru kararları verebilmek, ancak Meclisin yetkilerini anında kullanmakla mümkündü. Zaten Mustafa Kemal Paşa’nın da bu kadar geniş yetkileri üstlenmesinin nedeni, bu olağanüstü durumda çabuk karar alarak yine bu kararları çabuk bir şekilde uygulamak istemesidir. Olağanüstü şartlara rağmen Mustafa Kemal Paşa Başkomutanlık yetkisini üç ayla sınırlı olmasını istemiştir. Bu da O’nun milli iradeye ne kadar saygılı olduğunu açıkça göstermektedir. Sonunda Meclis, Mustafa Kemal Paşa’nın bu isteğini de haklı buldu. 5 Ağustos 1921 tarihinde, meclisin sahip olduğu yetkileri kullanmak koşuluyla Mustafa Kemal Paşa’ya üç ay süreyle Başkomutanlık yetkisini veren kanunu kabul edildi.

‘ULUSAL MÜCADELE'NİN KAZANILMASINDA ÇOK BÜYÜK ETKİSİ OLDU’

Mustafa Kemal Paşa bu yetkisini ilk olarak ordunun ihtiyaçlarının halk tarafından karşılanması amacıyla Tekalif-i Milliye Emirleri’nin çıkarılmasında kullandı. 7-8 Ağustos 1921'de, halkı maddi ve manevi bütün kaynaklarıyla Ulusal Mücadele'ye katılmaya çağıran "Tekalif-i Milliye Emirleri"ni yayınladı. On ayrı metinden oluşan bu emirler uygulanmadığı takdirde kurtuluş mücadelesi etkili olamazdı. Ordunun bu savaşı kazanabilmesi için yiyecek, giyecek, cephane ve bunların taşınmasını sağlayacak araçların bulunmasını hazırlayan bu emirlerin Ulusal Mücadele'nin kazanılmasında çok büyük etkisi oldu. Bu emirlerdeki istekleri incelediğimizde, Türk Ordusu'nun ne kadar yokluk içinde savaştığı iyice anlaşılır.

Tekalif-i Milliye Emirleri 7 Ağustos 1921'de yayımlanmış olup toplamı on maddedir.

1-Her ilçede bir tane Tekâlif-i Milliye Komisyonu kurulacak.

2-Halk, elindeki silah ve cephaneyi 3 gün içinde orduya teslim edecek.

3-Her aile bir askeri giydirecek.

4-Yiyecek ve giyecek maddelerinin %40'ına el konacak ve bunların karşılığı daha sonra geri ödenecek.

5-Ticaret adamlarının elindeki her türlü giyim eşyasının %40'ına el konacak ve bunların karşılığı daha sonra geri ödenecek.

6-Her türlü makineli aracın yüzde 40'ına el konacak.

7-Halkın elindeki binek hayvanlarının ve taşıt araçlarının yüzde 20'sine el konacak.

8-Sahipsiz bütün mallara el konacak.

9-Tüm demirci, dökümcü, nalbant, terzi ve marangoz gibi iş sahipleri ordunun emrinde çalışacak.

10-Halkın elindeki araçlar bir defa olmak üzere 100 km'lik mesafeye ücretsiz askeri ulaşım sağlayacak.

Tekâlif-i Milliye karşılıksız bir bağış değildi. Başkomutan Atatürk, 7-8 Ağustos 1921'de "Bedeli sonradan ödenecektir." diyerek halktan zorunlu yardım topladı. 12 Nisan 1923 tarihli ve 328 sayılı kanunla 6.003.663 TL olan borç halka ödendi. Sadece Tekalif-i Milliye borçlarını değil onunla birlikte Osmanlı'nın iç borçları da ödendi. Savaş sonrası Ankara Hükümeti, Tekâlif-i Milliye borçları ve onun dışında savaşta halktan alınmış her şey için, 1923-1937 arasında halka toplam 17.426.409 TL ödedi

Kurtuluş Savaşı’mızda Mustafa Kemal Paşa’ya geniş yetkilerle ve üç ay süreyle Başkumandanlık veren bu Kanun daha sonra birinci defa 31 Ekim 1921’de, ikinci defa 4 Şubat 1922, üçüncü defa 6 Mayıs 1922’de üçer ay süre ile uzatılmıştı.

‘ARTIK BÖYLE BİR YETKİYİ DEVAM ETTİRMEYE GEREK KALMADIĞI GÖRÜŞÜNDEYİM’

Söz konusu kanunun dördüncü defa uzatılması teklifi Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin 20 Temmuz 1922 günkü oturumunda görüşüldü. Bu oturumda söz alan Başkumandan Mustafa Kemal Paşa, o güne kadar kendisine tanınan geniş yetkilere gerek olmadığı görüşünü savunarak şunları söyledi: “Bugün ordumuzun manevi kuvveti en yüksek derecededir. Ordumuzun maddi kuvveti de fevkalade bir önleme gerek hissetmeksizin milli emelleri tam bir güvenle elde edecek düzeye ulaşmıştır. Bu sebeple artık böyle bir yetkiyi devam ettirmeye gerek kalmadığı görüşündeyim.”

Mustafa Kemal Paşa’nın bu konuşması üzerine Türkiye Büyük Millet Meclisi, “5 Ağustos 1921‘de kabul edilen Başkumandanlık Kanunu’nun, Başkumandan’a geniş yetkiler tanıyan 2. Maddesini kanun teklifinden çıkardı.

Sakarya Meydan Muharebesi öncesinde Büyük Millet Meclisi kararıyla Mustafa Kemal Paşa'ya "Başkomutan" ünvanının verilişinin 104. yıl dönümü kutlu olsun.” Haber Merkezi