BAĞLANMA STİLLERİNE GÖRE İLİŞKİLER
Bağlanma stilleri, çocuklukta birincil bakım verenle kurulan ilişkinin bir yansıması olarak gelişir. Yetişkinlikteki romantik ilişkilerde bağlanma stillerinin izlerini görebilmek mümkündür. Çocuk, erken bağlanma deneyimlerine göre sevilmeye değer biri olup olmadığını, başkalarına güvenilip güvenilmeyeceği hakkında inançlar geliştirir.
Bağlanma kuramının kurucusu Bowlby, bağlanmanın sadece duygusal değil aynı zamanda biyolojik bir ihtiyaç olduğuna vurgu yapar. Bebek, hayatta kalabilmek için bakım veren kişiye, genellikle anneye bağlanır. Bu bağlanma bebeğe güvenlik ve koruma duygusu sağlar.
Alan çalışmaları, erken yaşlarda geliştirilen bağlanma stillerinin yetişkinlikteki ilişkilere yansımaları hakkında bize bilgi verir. Bakalım bu stillerden size tanıdık gelen bir şey bulabilecek misiniz?
Güvenli Bağlanma: Bu bağlanma modelinde bakım veren kişi tutarlı, ilgili ve güven vericidir. Güvenli bağlanan birey, ilişkilerinde yakınlıktan korkmaz, duygularını rahatça ifade edebilir. Bağ kurarken bireysel sınırlarını da korur. Partnerine güvenir, ilişkide denge ve iletişim ön plandadır. Tıpkı bebeklikteki döngüde olduğu gibi, ihtiyaç duyduğunda destek ister ve karşısındakine de destek sunabilir. İlişkilerinde karşılıklı olarak güvenli bir alan yaratabilirler.
Kaygılı Bağlanma: Burada bakım verenin ilgisi tutarsızdır. Bazen mesafeli, bazen sıcak davranışlar gözlenir. Böyle bir durumda birey tutarlı düşünce ve davranışlar geliştirmekte zorlanabilir. Kaygılı bağlanan birinin, yetişkinlikte onay ve ilgi ihtiyacı yüksektir. Bu durum ilişkilerde terkedilme korkusunu tetikleyebilir. Partnerine yapışma görülebilir. Beni hala seviyor musun? Beni bırakacak mısın? Yeterince iyi miyim? Gibi sorularla onay ihtiyacı fazlaca görülür. Kendi değerini partnerinin ilgisine göre belirlemeye çalışılır. Duygusal iniş çıkışlar fazladır. Küçük bir ihmal edilme hissi korkuya neden olabilir.
Kaçıngan Bağlanma: Bu modelde bakım veren duygusal olarak mesafelidir. Kaçıngan bağlanma stiline sahip birey duygusallıktan kaçınabilir. Yakınlıktan korktuğu için ilişkilerde mesafesini korumak ister. İlişkilerinde fazla bireysel alana ihtiyaç duyabilir. Bağlanmayı zayıflık olarak görebilir. Duygular genellikle bastırılmak istenir. Bu durumda, partnerinin duygusal ihtiyaçlarını anlamakta zorlanabilir. Bağlandığında zarar göreceğini düşündüğü için duygusal yoğunlukta geri çekilme eğilimi bulunur.
Çelişkili Bağlanma: Bakım veren hem korkutucu hem de ihtiyaç kaynağıdır. Bu durum çelişki yaratır. Bu stilde bağlanan bir birey yetişkinlikte hem yakınlık ister hem de bundan kaçma eğiliminde olabilir. İlişkilerde çatışma ve güvensizlik gözlenebilir. Partnerine karşı hem bağlılık hem öfke duyabilir. Sık tartışma ve sık özür dileme döngüsü görülebilir. Yoğun duygular vardır ama tutarsızdır.
Bağlanma stilleri dönüştürülebilir. Ancak bunun için öncelikle fark etmek gerekli. Siz hangi bağlanma sitiline sahipsiniz ve bu ilişkinize nasıl yansıyor? Bahsedilen bağlanma stillerinden hangileri size tanıdık geliyorsa o alanla ilgili fark edişler dönüşüm için bir başlangıç olabilir.