Çözüm Havuz Sistemi!
Recep Çınar
Yüksek faiz ortamı başta vatandaşı vururken birçok sektörde de çarkları durma noktasına getiriyor. TÜİK verilerine göre Türkiye ekonomisi yılın ilk çeyreğinde zayıf bir performans gösterdi ve geçen yıla göre yüzde 2, bir önceki çeyreğe göre de yüzde 1 büyüdü. Tarımdaki yüzde 2 ve sanayideki yüzde 1,8 daralma ise kırmızı alarm olarak kayda geçti. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), bu yılın ilk çeyreğine (Ocak-Mart) ilişkin üretim yöntemiyle hesaplanan gayri safi yurt içi hasıla (GSYH) sonuçlarını açıkladı. Üretim yöntemine göre cari fiyatlarla GSYH (Gayri Safi Yurtiçi Hasıla) , cari fiyatlarla geçen yılın aynı çeyreğine kıyasla yüzde 36,7 artarak 12 trilyon 125 milyar 173 milyon lira oldu. GSYH'nin birinci çeyrek değeri, cari fiyatlarla ABD doları bazında 335 milyar 504 milyon olarak gerçekleşti.
Tarım Yüzde 2, Sanayi Yüzde 1,8 Daraldı!
GSYH'yi oluşturan faaliyetler incelendiğinde, yılın ilk çeyreğinde geçen yıla göre zincirlenmiş hacim endeksi olarak inşaat sektörü toplam katma değeri yüzde 7,3, bilgi ve iletişim faaliyetleri yüzde 6,1, diğer hizmet faaliyetleri yüzde 4,7, mesleki, idari ve destek hizmet faaliyetleri yüzde 4, gayrimenkul faaliyetleri yüzde 2,4, ürün üzerindeki vergiler eksi sübvansiyonlar yüzde 1,8, hizmetler yüzde 1,3, finans ve sigorta faaliyetleri yüzde 0,5 ve kamu yönetimi, eğitim, insan sağlığı ve sosyal hizmet faaliyetleri yüzde 0,3 artarken, tarım sektörü yüzde 2 ve sanayi yüzde 1,8 azaldı. Türkiye gibi gelişmekte olan bir ülke için yüzde 4-5 seviyelerinin altındaki oranlar “orta gelir tuzağına” saplanmak anlamına geliyor.
Mal ve hizmet ihracatı ise, yılın birinci çeyreğinde geçen yılın aynı çeyreğine göre zincirlenmiş hacim endeksi olarak yüzde 0,01 azalırken, ithalatı yüzde 3,0 arttı. Özetle, Vatandaş değil faizciler büyüyor!
Biz sürekli “hedefi” revize etmek zorunda kalırken, Avrupa hedefi tutturdu! Türkiye’de enflasyonda hedef bir türlü tutmuyor ama Avro Bölgesi'nde hedefin bile altına inildi. Yıllık enflasyon, Mayıs’ta “hedef” olan yüzde 2’nin altına indi ve yüzde 1,9 oldu. Buna göre, Avro Bölgesi'nde Nisan’da yüzde 2,2 olan yıllık Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE), Mayıs’ta yüzde 1,9'a indi. Enerji fiyatları yüzde 3,6 geriledi. Yıllık enflasyon Mayıs ayında Almanya'da yüzde 2,1, Fransa'da yüzde 0,6, İtalya ve İspanya'da yüzde 1,9 olarak gerçekleşti. Ülkemizde 90’lı yılları kasıp kavuran ve vatandaşın 1 numaralı gündem maddesi olan enflasyon ve beraberinde de hayat pahalılığı, aradan geçen süreçte dizginlenir gibi olsa da özellikle de son 4-5 yıldır halkımızın belini bükmeye devam ediyor. Yanlış ekonomi politikalarında ısrar edilmesiyle 2021 sonunda kontrolden çıkan enflasyonla birlikte hayat pahalılığı ve geçim sıkıntısı yeniden halkın 1 numaralı gündemi haline geldi.
Çözüm mü? Havuz Sistemi!
Peki, Nedir Havuz Sistemi?
Hazinenin gelir ve giderinin bir havuzda toplanarak, kaynakların doğru bir biçimde değerlendirilmesiyle ilgili bir sistem olan havuz sistemi, tasarruf açısından son derece uygulanabilir bir sistemdir.
Milli Görüş Lideri merhum Erbakan’ın Başbakanlığındaki REFAHYOL Hükümeti, kamu kurumlarının paralarını kamu bankalarında topladı. Krediye ihtiyacı olan kamu kurumları, kredi ihtiyacını kamu bankalarından karşılamaya başladı. Kamu kurumlarının özel bankalardan yüksek faiz karşılığında kredi almaları yasaklandı.
İşte kamu paralarının, kamu bankalarında toplanmasını sağlayan bu sisteme “Havuz Sistemi” denir.
Refahyol Hükümeti havuz sistemini kurarak faiz lobisinin, rantiyecilerin sömürü hortumlarını kesti. Devlet imkânları işçiye, memura, emekliye, esnafa, yani ezilen halka aktarıldı. Böylece ekonomide büyük bir kalkınma hamlesi başladı. Meclis komisyonu raporlarına göre o yıl Türkiye havuz sistemiyle iç borçlanma faiz oranlarında %2,1 düşüş sağladı. Vatandaş gereksiz yere borçlanmadan kurtarıldı.
Prof. Dr. Necmettin Erbakan havuz sistemini kurmakla iktisadi bir devrim gerçekleştirdi. Borçlanma olmadan Havuz sistemi ile tek hesap sistemine geçildi. Bu sayede özel bankalara %135 faiz ödenmesine son verildi. Hem devlet hem de vatandaş belli bir refah düzeyine yükseldi. Bu durum ekonomi yönetimi açısından oldukça iyi bir başlangıç olarak arşivlere girdi.
Prof. Dr. Osman Altuğ, "Tarih 30 Haziran 1996. Refah -Yol Hükümeti kuruldu, Hocamız Başbakan, koalisyon hükümetinde. 6 Temmuz akşamı beni aradılar; ‘Başbakanlık’tan aranıyorsunuz, Sayın Başbakan sizinle görüşmek istiyor’ dediler. Ben hayatımda Erbakan Hocayla ne el sıkışmışlığım var, ne merhabam var, ne kapalı bir mekânda karşılaşmamız var, sohbetimiz yok. 7 Temmuz günü, sabah kendi uçağını gönderdi, Yeşilköy’den uçağa bindim, gittim, sabah kahvaltısında beraber olduk. Sabahleyin kalkmak benim için büyük zorluktu. Hocamız geç yatar, erken mesaiye başlar. Söze şöyle başladı: ‘Biz sizi yakından izliyoruz, sizi çok iyi biliyoruz. Ben Başbakan olarak sizi Başbakanlık Ekonomiden Sorumlu Başdanışmanlığa atamak istiyorum.’ Göreve böyle başladık..."
Yukarıdaki cümleler Prof. Dr. Osman Altuğ'a ait. Osman Altuğ, efsane hizmetlere imza atan Refah-Yol Başbakanı ve Millî Görüş Lideri Erbakan Hocanın atadığı önemli isimlerden biriydi. Meşhur ‘Havuz Sistemi’nin alt yapısını hazırlayan akademisyendir, Altuğ Hoca. Erbakan’ın Başbakanı olduğu bir yıllık Refahyol Hükümeti döneminde borçlanma olmadan, yeni vergiler konmadan, enflasyon yükselmeden, memuru, işçisi, emeklisi, çiftçisi… kazancı yüzde yüz arttı! Bütün bunlar sadece 1 yıllık bir iktidar döneminde gerçekleştirildi! Şer güçlerin hesabına gelmeyince, içimizdeki beyinsizlerle birlik olup Refahyol Hükümetine tuzak kurdular! Bir de AKP’nin 23 yılda ülkeyi ne hale getirdiğine bakın! İşte Milli Görüş farkı!
Onun için, sadece Türkiye değil, Dünya’nın huzuru MİLLÎ GÖRÜŞ, ADİL DÜZEN ile mümkündür!
Dostça kalın…