İLİŞKİLERDE ÇATIŞMA YÖNETİMİ

Çatışma yönetimi, ilişkide ortaya çıkan anlaşmazlıkların, duygusal patlamaların veya fikir ayrılıklarının yıkıcı değil, yapıcı ele alınmasını sağlayan beceriler bütünüdür. Yani mesele çatışmamak değil, çatışma anında nasıl davrandığımızdır.

İlişkilerde çatışma kaçınılmazdır. Çünkü iletişimin olduğu yerde çatışma da vardır. Hatta çatışmanın olmadığı bir ilişkide iletişimin olmadığını düşünürüz. İlişki demek her zaman uyum demek değildir. Önemli olan, farklılıkları nasıl ele aldığımızdır.

Çatışmaları yönetebiliyor olmak hem bireye hem de ilişkiye katkı sağlar. Örneğin, doğru yönetilen çatışmaların sonunda taraflar birlerini daha iyi anlayabilir. Anlaşmazlıkların saldırıya dönüşmeden çözülmesi, taraflar arasında güven sağlar. Sağlıklı çatışabilmek, bastırılmış duyguların birikmesini engeller. Konuşulmayan her çatışma, zamanla kırgınlık olarak birikir. Sağlıklı yönetim bu birikimi önleyicidir. Çatışmalar, duyguları ifade etme, sınırları belirleme ve karşılıklı anlaşma fırsatı sunduğu için iletişimi geliştirir.

Bunları yapabilmek için iletişim becerilerinin geliştirilmesi gerekir. Önceki yazılarımda daha detaylı anlattığım becerileri şu şekilde tekrar özetleyebilirim;

Ben dilini kullanarak, suçlama ve yargılamadan uzaklaşarak duygular ifade edilebilir olduğunda, iletişimde kendi sorumluluğumuzu almış oluruz ve böylece çatışma daha kontrol altına alınabilir.

Aktif dinleme ile karşımızdaki kişiyi gerçekten duyabilir oluruz. Onu duymaya başladığımızda asıl ihtiyacını da görebiliriz. Çatışmaların çoğu zaten ihtiyaçların görünmez olmasından gelmez mi?

Empati ise karşımızdaki kişiyi anlayabilmek için kendimizi onun yerine koyabilmektir. Anlaşılmış, duyulmuş ve görülmüş olmak çatışmaların şiddetini ve yönünü olumlu anlamda değiştirebilir.

Tartışmalarda mola yönetimini kullanarak çatışmalar sağlıksız durumdan daha sağlıklı sürece taşınabilir. Karşılıklı olarak düşünme, soğuma, zihni odaklama için süre istenebilir. Burada sınırsız bir süre değil tam tersine birlikte belirlenmiş net bir süreden bahsediliyor.

Diğer bir yöntem ise, kazan-kazan yaklaşımı ile ortak çözüm üretebilmektir. Bu, her iki tarafı memnun edecek bir adım atmakla, orta noktada buluşabilmekle mümkün olabilir. Çatışmanın sonunda iki tarafın da kendini kazanmış hissetmesi önemli. Aksi halde bir tarafta duygular bastırılır ve patlama için başka bir çatışma beklenebilir.

Çatışmadan korkulmamalı. Hatta çatışmadan kaçmak ilişkiyi zayıflatır, yönetebilmek ise güçlendirir. Elbette öncesinde iletişim becerilerimizin güçlenmesi gerekir. İletişim becerileri sağlıklı olduğunda çatışma da sağlıklı yönetilebilir olur. İşte bu nedenle hepimizin en temelinde ben dilini kullanmayı, aktif dileyebilmeyi, empati kurabilmeyi ve açık iletişimi öğrenmesi gerekli.