İnşallah – Maşallah!
Recep Çınar
Birçok Müslümanın günlük hayatlarında sıkça kullandıkları kelimelerdendir, „İnşallah, Maşallah.“
Peki, ne mana ifade ediyor bu kelimeler? Bu kelimeleri acaba ne kadar yerli yerinde kullanıyoruz!
Elbette, bilenlerimiz olduğu gibi bilmeyenlerimiz de vardır!
İNŞALLAH; „Allahü teâlâ dilerse olur“ manasına, bütün işlerini Allahü teâlânın dilemesine bağlamak için söylenen sözdür. Müslüman, Allahü teâlânın huzurunda itaat edenlerden olmak için, her işte „inşallah“ demelidir!
Konu ile ilgili Hadis-i şerifte, „İnsanlar için, ‚inşallah‘ demekten daha faziletli itaat edicilik yoktur“ buyrulur.
„Yarın şunu yapacağım, bunu yapacağım“, „filanca yere gideceğim“ denince ardından, „inşallah“ denmelidir.
Peygamberimiz (sav), bir başka hadislerinde; „Her Peygamberin duası kabul olur. Her Peygamber, ümmeti için dünyada dua etti. Ben ise, Kıyamette ümmetime şefaat izni verilmesi için dua ediyorum. Duam inşallah kabul olacak. Müşrik olmayanların hepsine şefaat edeceğim“ buyurdu.
Kehf suresi 23. Ayette Rabbimiz; „Hiçbir şey hakkında sakın "yarın şunu yapacağım" deme! Ancak, ‚Allah dilerse yapacağım"‘ (İnşallah) de, diyor.
24. Ayette ise; „Unuttuğun zaman Rabbini an ve „Umarım Rabbim beni, bundan daha doğru olana ulaştırır" de, şeklinde bizi uyarıda bulunuyor.
Bir kimse ile bir şey kararlaştırırken „inşâallah“ denirse, sonradan o iş yerine getirilmezse, yalancı olunmaz.
MAŞALLAH ise; Üç kelimeden oluşan bir terkiptir (birleşim): "Şey" anlamına gelen "mâ", "istedi, diledi" anlamına gelen "şâe" fiili ve Allah ismi. Terkip olarak (birleştirilmiş şekli), "Allah'ın istediği şey" demektir. Bu tâbir, "Allah'ın istediği şey olur, istemediği şey olmaz" cümlesinin kısaltılmış şekli olarak tarif edilir.
Bu anlam, bizim toplumumuzda "Allah'ın dediği olur" şeklinde ifade edilmektedir.
"Maşaallah" tâbiri halkın dilinde bir güzellik, iyilik, nimet ve başarı karşısında hayret ve takdir ifadesi olarak ve göz değmemesi dileği ile söylenmektedir. Bu kullanım şu âyetlere dayanmaktadır. "(Ey Rasûlüm!) De ki: Ben kendime Allah'ın dilediğinden başka ne bir fayda ne de bir zarar verme gücüne sahip değilim. Eğer gaybı bilseydim elbette çok hayır elde ederdim ve bana kötülük dokunmazdı
"Bağına girdiğin zaman ‚maşaallah, kuvvet yalnız Allah iledir‘, demen gerekmez miydi?
İslam uleması, ‚Bârekallah‘ diyerek de „bu nimeti benim için mübarek eyle“ kaydını koyarız der.
Efendimiz (sav)’den beri devam eden köklü kültürümüzde ‘maşallah’ ile beraber ‘barekallah’ kelimesi de kullanılır. Bu, “Allah diledi oldu; fakat Allah bunu sana lütfuyla vermiş olsun ki, sende bu mübarek olsun” anlamına gelir. Çünkü her nimet Allah’ın lütfundan değildir, bazen kahrından da olabilir. Biz bunu asla bilemeyiz. ‘Maşallah’ diyerek nimetin Allah’tan olduğunu tasdik eder, ‘barekallah’ diyerek de ‘bu nimeti benim için mübarek eyle’ kaydını koyarız. Peygamberimiz (sav) de bu şekilde yapmıştır.
„MÂŞAALLAH“ insana gelecek olumsuzlukları azaltır!
İnsan zikretmekle etrafında onu çevreleyen bir melaike zırhı oluşur. Zikrettikçe onu koruyan meleklerin sayısı artar. Hatta onu şer (kötü) işlerden korumak için de muhafız olan melekler hep artış gösterir. Ancak, insanın lisanındaki bozukluklar, küfre ait sözler de etrafındaki şeytani kuvvetlerin artmasına sebep olur.
‚Mâşaallah‘ kelimesi ise insanın üzerindeki dışarıdan gelebilecek olumsuz etkileri de azaltır. “Nazar şeytanın oklarından bir oktur” der, Peygamber Efendimiz (sav).
Rabbimizin rızasını kazanmak, dünya ve ahret saadetine ulaşmak için elbette öğrenilecek ve yapılacak çok şey var. Unutmayalım ilim, beşikten mezara kadardır! Beşik ile mezar arası ise çok uzun bir zaman dilimi sayılmaz! Onun için bize verilen zamanı iyi değerlendirelim! Öyle demiyor mu Peygamberimiz (sav); „İki günü eşit olan zarardadır!“ „ASR“ Suresi boşuna mı gönderilmiş!
Asr Suresi: (1,2,3): „Asra yemin ederim ki insan gerçekten ziyan içindedir. Bundan ancak iman edip iyi ameller işleyenler, birbirlerine hakkı tavsiye edenler ve sabrı tavsiye edenler müstesnadır.“!
Dostça kalın…