‘Rojin Kabaiş davası Türkiye’nin vicdan sınavıdır’
TBMM Genel Kurulu’nda konuşan İYİ Parti Edirne Milletvekili Prof. Dr. Mehmet Akalın, Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi öğrencisi Rojin Kabaiş’in şüpheli ölümü üzerinden kadın cinayetleri ve adalet sistemindeki eksikliklere dikkat çekti. Akalın, “Adaletin kapısı bir kez daha kadınlara kapatıldı. Bu mesele yalnızca hukuki bir dava değil, Türkiye’nin vicdan sınavıdır” dedi.
Akalın konuşmasında, Rojin Kabaiş’in tıpkı Aleyna Çakır, Rabia Naz, Nadira Kadirova ve Şule Çet gibi hayalleri olan genç bir kadın olduğunu belirterek, “Ama o da kadın olduğu için bu ülkede bir kez daha adaletin erkek egemen duvarlarına çarptı” ifadelerini kullandı.
Her yıl yüzlerce kadının erkek şiddeti sonucu yaşamını yitirdiğini veya ölümlerinin şüpheli olarak kayıtlara geçtiğini vurgulayan Akalın, “Bu ölümlerde deliller yeterince incelenmiyor, raporlar çelişkilerle dolu ve failin lehine yorumlanıyor. Sistem, yaşamını savunamayan kadını değil, suç işleyen erkeği koruyor. Bu tablo sadece bireysel bir trajedi değil, hukuk devletinin sistematik bir erozyonudur” dedi.
Rojin Kabaiş dosyasındaki adli süreçte ciddi çelişkiler bulunduğunu ifade eden Akalın, “Vücudunun iki farklı bölgesinden alınan DNA örneklerinde iki farklı erkeğe ait izler bulundu ancak Adli Tıp Kurumu bu bulguları ‘ölüm sonrası buluşma’ olarak yorumladı. Bu, sadece bilimin değil, vicdanın da reddettiği bir yaklaşımdır” sözleriyle tepki gösterdi.
Kadın örgütlerinin, baroların ve Rojin Kabaiş’in ailesinin etkin ve tarafsız bir soruşturma talep ettiğini hatırlatan Akalın, “Adaletin kapısı bir kez daha kadınlara kapatıldı. Bu mesele yalnızca hukuki bir dava değil, Türkiye’nin vicdan sınavıdır” dedi.
Akalın, Meclis’e sunulan araştırma önergesinin yalnızca Rojin Kabaiş için değil, tüm şiddet mağduru kadınlar için bir “umut çağrısı” olduğunu belirterek şu çağrıda bulundu:
“Adli süreçlerde yaşanan eksiklikleri tespit etmek, Adli Tıp Kurumunun bağımsızlığını güçlendirmek, kadınların adalete erişimini kolaylaştırmak ve cezalandırılmayan şiddet kültürünü sona erdirmek için bu Meclis’in sorumluluk alması gerekiyor.”
Konuşmasını “Adalet artık yalnızca duvarlarda yazılı bir kelime olmaktan çıkıp hayatın her alanında hissedilir bir gerçeğe dönüşmelidir” sözleriyle tamamlayan Akalın, “Bu mücadele sadece kadınların değil, insanlığın mücadelesidir. Rojin’in, Şule’nin, Aleyna’nın, Rabia’nın, Nadira’nın sesi bu kürsüde yankılanmaya devam edecektir. Biz susarsak adalet susar, adalet susarsa insanlık susar” dedi.
Haber Merkezi