‘Yangınlar kader değil’
SOL Parti İl Sözcüsü Nazım Türkoğlu, çıkan orman yangınlarının kader olmadığını belirtti. Türkoğlu, “Bu felaketler, ülkeyi ve ormanlarını yönetenlerin ormanları ve doğayı rant aracı gören anlayışının ne toplumsal sorumluluk ne de çevresel duyarlılık taşıdığını açıkça göstermektedir” dedi.
SOL Parti İl Sözcüsü Nazım Türkoğlu, Türkiye’de orman yangınlarıyla mücadelenin sadece havadan helikopterle su dökerek yapılan bir sahneye indirgendiğini belirterek, “Oysa yangınla mücadele, bütünlüklü bir afet yönetimi gerektirir: Ulaşılabilir yollar, bakım yapılmış orman içi hatlar, donanımlı kara araçları, eğitimli personel, doğru koordinasyon ve zamanında müdahale. Ama bunların hiçbirine yatırım yapılmıyor. Çünkü bu iktidar doğayı bir yaşam alanı olarak değil, satılacak, işletilecek ve tüketilecek bir meta olarak görüyor” dedi.
‘BU İHMALLER ZİNCİRİ DOĞRUDAN BİR SİYASİ TERCİHTİR’
Türkoğlu, yaptığı yazılı basın açıklamasında şunları kaydetti:
“Yangına müdahale etmek için araç alabilirsiniz, ama o aracı ormana sokacak yolu yapmamışsanız bir işe yaramaz. Elinizde dozer olabilir, ama onu taşıyacak treyler yoksa kullanamazsınız. Onlarca hava aracı alabilirsiniz, ama aynı anda çalışacak koordinasyonu sağlayamazsanız sadece birbirine engel olurlar. Bugün yaşanan tam da budur: Bilimsellikten uzak, plansız, göstermelik ve rant odaklı bir sistemin yangın alanındaki yıkıcı sonucu.
Yaşanan yangınlarda can kaybı olmaması sevindiricidir, ancak bu durum yaşanan felaketi hafifletmemelidir. Ormanların ve içinde barınan binlerce canlının yok oluşu telafisi mümkün olmayan bir kayıptır. Zarar gören yurttaşlarımızın kayıpları derhal tespit edilmeli, maddi zararları eksiksiz karşılanmalıdır. Yangın yaşanan bölgeler derhal “tabii afet bölgesi” ilan edilmeli ve tüm kamu kaynaklarıyla afet çalışmaları başlatılmalıdır. Halka geçmiş olsun demekle yetinmeyip, bu yıkımın siyasi sorumluluğunun da üstlenilmesi gerekmektedir.
Bu felaketler, ülkeyi ve ormanlarını yönetenlerin ormanları ve doğayı rant aracı gören anlayışının ne toplumsal sorumluluk ne de çevresel duyarlılık taşıdığını açıkça göstermektedir.
Bu ihmaller zinciri sadece teknik bir sorun değil, doğrudan bir siyasi tercihtir. Ormanları koruyacak kurumsal yapılar zayıflatılmış, yerel bilgi ve deneyimler yok sayılmış, merkeziyetçi ve piyasa odaklı yönetim anlayışı ormanları savunmasız bırakmıştır. Her yıl tekrar eden bu felaket, doğaya düşman bir rejimin sürdüğünün en açık kanıtıdır.” Haber Merkezi