Eğitim İş Edirne Şube Sekreteri Olcay Dal, Milli Eğitim Bakanlığı’nın bu yıl ortaokul ve liselerde başlattığı ortak sınav uygulaması ve öğretmenlerinin kendi branşlarındaki sınavlara girmesine izin verilmemesi uygulamalarını eleştirdi.
Sistemin yarattığı sorunlara değinen Dal, “Bakanlık 6’ncı sınıflarda Türkçe ve Matematik dersleri, 9’uncu sınıflarda da yine Matematik ve Türk Dili Ve Edebiyatı dersi sınavlarının ülke genelinde ortak yapılacağını açıkladı. Yani bu ne demek? Türkiye’deki tüm ortaokulların 6’ncı sınıfları aynı günde, aynı ders saatinde, aynı soruları cevapladı Türkçe sınavından ve karneye geçti. Matematikte de aynısı oldu. 9’uncu sınıflarda da bu, Matematik ve Türk Dili Edebiyatı derslerinde yine aynı şekilde gerçekleşti. Türkiye’deki ortaokullarda öğrenciler akademik seviyelerine göre ayrılmadığı için, homojen bir yapı olduğu için çok fazla bir rahatsızlık hissedilmedi. Fakat liseler biliyorsunuz öğrencilerin akademik seviyelerine göre öğrenciler ayrıldı. Sınavlı okullar var, not ortalamasına göre girilen okullar var. Dolayısıyla Türk Dili Edebiyatı Sınavı’ndan tüm Türkiye’deki her tür lisenin öğrencisi sorumlu oldu.
‘BUNLARIN YARATTIĞI SAKINCALAR VE SIKINTILAR ORTAYA ÇIKTI‘
Matematikten de yine aynı şey oldu. Tabii bunların yarattığı sakıncalar ve sıkıntılar ortaya çıktı. Ortaokullarda 14 çoktan seçmeli yani test sorusu soruldu, iki tane de açık uçlu soru soruldu. Tabii bu arada Milli Eğitim Bakanlığı bu yılın başında öğretmenlere test sorusu sormayı yasakladı ama birinci dönemde bu bahsettiğim derslerden ortak sınavlar test sorusundan yapıldı. Bu dönemde yine ortaokul Türkçe’de 15 çoktan seçmeli ve iki tane açık uçlu soru soruldu. Bu çoktan seçmeli soruların okunması, ders öğretmenleri tarafından yapılacak ama 2 tane açık uçlu soruyu şu sistemle okuyacak öğretmenler; her öğrencinin kağıdı PDF formatına dönüştürülerek bir havuza aktarıldı. Her ilden de belirli sayıda öğretmenler istekli olarak seçildi ve önümüzdeki bayramdan sonraki hafta 15 Nisan haftasında bu öğretmenler oturacaklar, önlerine hangi ilden, hangi ortaokuldan öğrencinin sınav kağıdı düşerse onu okuyup notlayacaklar. Tabii onu tek başına notlamayacak, bir sınav kağıdını, iki öğretmen okuyacak, o sınav kağıdın ortalaması alınacak” dedi.
Öğretmenlerin kendi branşındaki sınavlara giremediğini belirten Dal, şunları kaydetti:
“Bunun dışında bu sınavların uygulanmasında yine biz öğretmenleri hayrete düşüren bir olay oldu. Türkçe sınavı yapılıyorsa örneğin, o sınavların yapıldığı sınıfta Türkçe öğretmeni bulunması yasaklandı. Hatta koridorda bile gezemedi. Lise 1’lerde Türk Dili Edebiyatı sınavı yapıldı. Türk Dili ve Edebiyatı dersi öğretmenleri o sınavlarda gözetmenlik yapmadı. Öğretmenler odasında oturdu. Şimdi ÖSYM sınavlar yapıyor ve yine biz öğretmenler burada görev alıyoruz. ÖSYM, TYT ya da AYT sınavında burada matematik soruları var, onun için ‘matematik öğretmenleri burada görev almasın’ demiyor. Yine seçim gününü hep birlikte yaşadık. Yüksek Seçim Kurulu da yine ilk olarak öğretmenlere görev veriyor. Fakat Milli Eğitim Bakanlığı neden olduğu anlaşılamayan bir sebepten o dersin öğretmenlerini o sınav anında o sınıfta bulunmamasını istiyor.
‘BAKANLIK ÖĞRETMENİNE GÜVENMİYOR MU?’
Bunun bir mantığının olduğunu düşünmüyoruz. İşte tüm liselerde Meslek Liselerini, Fen Liselerini, Anadolu Liselerini aynı soruya tabii tutmak buradaki farklı fiziki yapılardaki kişilere aynı bedende gömlek dikmeye benziyor. Liselerdeki yarattığı dezavantaj şu oldu; örneğin Anadolu ya da Fen Lisesi’ndeki öğrenciler orta ve alt zorluk düzeyinde sorulan matematik sorularından sonra artık matematik çalışmaya gerek kalmadığını düşündüler. Edebiyatta da aynı şeyi düşündüler ama bu arada Meslek Liselerinde öğrenciler de artık ders çalışmaya gerek kalmadığını düşündüler çünkü zorlandılar. Bir öğretmen kendi öğrencisinin seviyesini bilir. Bir okuldaki tüm sınıfların aynı sorularla sınav yapılması doğrudur ama bir ildeki hatta bir ülkedeki her tür lisedeki öğrencilerin aynı zorluk seviyesindeki sorulara tabi tutulmasının bir mantığı, eğitim açısından yoktur.
ÖSYM bize sınavlarında güveniyor. Yüksek Seçim Kurulları bize oy sayımlarında güveniyor. Ama Milli Eğitim Bakanlığı öğretmenine bir sınav hazırlamada, soru hazırlamada, iki o sınavı uygulamada ve üç o sınavı değerlendirmede güvenmiyor mu sorusu oluştu öğretmenlerin kafasında da. Bunun aydınlatılması gerektiğini düşünüyoruz” dedi.
‘YAKIN TAKİPTEYİZ’
Eğitim İş Edirne Şube Başkanı Murat Akçay ise atama ve yer değiştirmeler konusunun takipçisi olduklarını söyleyerek, “Biz hem Edirne’de yetkili sendika olarak da komisyonlarda da aynı zamanda görevliyiz. Biz bu atamalar ve idarecilerin yer değişikliğiyle ilgili de yakın takipteyiz. Bu konuda zaman zaman daha önceki yıllarda hep yaşadığımız, duyduğumuz işte idarecilere tabiri caizse böyle ikna odaları kurulduğu, ‘senin puanın bir yüksek sen şuraya yaz. Yoksa yazma, yoksa orayı bu kişi yazacak’ gibi telkinlerde bulunuluyordu. Şimdiye kadar bununla ilgili henüz bir duyum olmadı ama konunun takipçisiyiz. Bu konuda okul idarecilerinin de belirlenirken o yer değişikliği yapılırken işin liyakatli, işin ehli kişilerin ve kişilerin özgür tercih yapma haklarına saygı duyularak yapılmasının da ciddi anlamda önemsiyoruz. Bununla ilgili de bizim de artık kendi sendikamızda mensup idarecilerimiz de var, idarecilerimizle görüşüyoruz. Bununla ilgili herhangi bir durum söz konusu olursa da bunun da zaten takipçisiyiz” ifadelerini kullandı.
Haber Seyide Esen
GÜNDEM
31 Temmuz 2025GÜNDEM
31 Temmuz 2025GÜNDEM
31 Temmuz 2025GÜNDEM
31 Temmuz 2025GÜNDEM
31 Temmuz 2025GÜNDEM
31 Temmuz 2025GÜNDEM
31 Temmuz 2025