Uzman Psikolog Nergis ÖZDİNÇ
Psikolojinin herkes için ilgi çekici bir alan olması tesadüf değil. Çünkü psikoloji insanla ilgilidir. İnsanla yani kendimizle ilgili bir alana kayıtsız kalmak zordur. Farkındalık düzeyimiz ortalamanın üstünde ise insana, davranışlara, zihinsel ve duygusal süreçlere ilgi duymamız oldukça normal kabul edilir.
Hatta benim gibi alan uzmanları, psikolojiye olan ilginin çoğalmasından, toplumda psikoloji okuryazarlığının artmasından mutluluk duyarlar. Psikolojiye olan ilgi ve merak arttıkça kişilerin farkındalık düzeylerinin artmasını bekleriz. Bireyleri gerektiğinde, psikolojik açıdan kendilerini nasıl güçlendirebileceklerini ve bu konuda ilgili alan uzmanlarından nasıl yardım isteyecekleri hakkında bilinçlendirme gayretinde oluruz. Medya okuryazarlığı, ekonomi okuryazarlığı gibi psikoloji okuryazarlığı da keşke toplumda çığ gibi büyüyor olsa. O zaman ruh sağlığımızın ne kadar değerli olduğunu daha iyi anlayabilirdik.
Psikolojiye olan bu ilgi, toplumu psikoloji okuryazarı yapacaksa, psikoloji alanı ile ilgilenen kişiler bu süreçte kendilerini, davranışlarını, duygularını tanıma ve ilişkilerinde yaşadıkları farkındalıklarla özelden genele yayılarak, geniş yelpazede topluma fayda sağlayacaksa bundan mutluluk duyarız. Psikoloji okuryazarlığının, toplumu oluşturan her bir üyesi için karşılıklı fayda sağlayacağı düşüncesindeyim. Çünkü bu bir farkındalık, bir bilinç demektir.
Psikoloji alanının önemli isimlerinden Carl Jung’un çok sevdiğim bir cümlesi var; “Yarası olmayan şifacı olamaz. Çünkü gerçek iyileştirici güç yaranın kendisinden gelir.” Psikolojiye ilgi duyan herkesin bir yarası olduğunu ve şifa bulmak niyetinde olduğunu düşünüyorum. Yarası olmayan insan mı var diyeceksiniz biliyorum. Haklısınız, yarası olmayan insan yok ancak bunun farkında olmayanlar çok. Dolayısı ile kendi yarasının farkında olmadan, diğerlerinin yarasını onarma amacı güden psikoloji severlerin de bunun farkında olmalarını ümit ediyorum.
Alan uzmanları olarak Jung’un bahsettiği bu yaranın farkındayız ve başkasına yardım etmeden önce bizler, aldığımız terapilerle, eğitim süpervizyonları ile önce kendimizi şifalandırma yolundan geçeriz. Hatta bu etik bir olgudur. Tüm alan uzmanları bunun farkındadır ve meslek süresince bu etik bilinç ile hareket ederiz.
Psikolojiye olan bu ilginiz, eğer alanın uzmanı değilseniz, başka bir meslek grubunda iseniz ve sürekli psikoloji ile ilgili okumlar, eğitimler, uygulamalar ve sertifika programlarına katılıyorsanız, hatta şu an bu yazıyı okuyorsanız, bu eylemler hangi ihtiyacınızı karşılıyor olabilir? Bu ihtiyaç kendinize yardım mı? Başkalarına yardım mı? Attığımız her adım bir ihtiyaçtan kaynaklanıyor. Var olma ihtiyacı, duyulma ihtiyacı, değer görme ihtiyacı gibi pek çok ihtiyaç sıralanabilir.
Özetle, biyolojik, sosyolojik ve çevresel faktörleri yok saymadan, her davranış ve düşüncenin psikolojik süreçlerden fazlasıyla etkilenebileceği gerçeğini kabul ederek, psikoloji severlerin bu ilgisi için de “Psikolojikmiş” diyebiliriz. Psikolojikmiş kelimesini mizahın ötesinde görebilenler, psikolojik ihtiyaçların farkında olanlarla toplum yeniden yapılanacak.
GÜNDEM
22 Kasım 2024GÜNDEM
22 Kasım 2024GÜNDEM
22 Kasım 2024GÜNDEM
22 Kasım 2024GÜNDEM
22 Kasım 2024EKONOMİ
22 Kasım 2024GÜNDEM
22 Kasım 2024