eşya depolama
romabet romabet romabet
deneme bonusu veren siteler
bandstanddiaries.com
MİMAR SİNAN’I HAPSETMEK!.. 3

MİMAR SİNAN’I HAPSETMEK!.. 3

ABONE OL
19 Nisan 2025 16:17
MİMAR SİNAN’I HAPSETMEK!.. 3
0

BEĞENDİM

ABONE OL

“ Türk çocuğu ecdadını tanıdıkça daha büyük işler yapmak için kendinde kuvvet bulacaktır.”

Mustafa Kemal ATATÜRK

Türkler tarih sahnesine çıktığı andan itibaren Devlet yapısından aile yapısına, Ordusundan Esnafına, Tarımından Hayvancılığına, Şehirciliğinden köylerine, sanatından edebiyatına kadar hayatın her alanlarını örgütlü ve disiplinli yaşamaya endekslemiş köklü bir millettir[1]. Geçmişlerine ait bilgi, birikim ve deneyimlerini kendi içlerinde yetişen Bilge insanları vasıtası ile nesilden nesile aktarmışlardır. Bu hususta geriye, bilinen en eski Tarihten itibaren hem yazılı hem de pek çok görsel izleri bırakmıştır.

Kendi yaşam biçim ve alışkanlıklarının oluşumlarını, gittikleri her coğrafyanın doğal şartlarına uygun olarak devşirip geliştirerek devam ettirmişlerdir. Türk Sanat ve Mimari akımları batı dünyasının aksine, Türk dünyasında kesintisiz biçimde üzerine katkı sağlanarak devam ettirilmiştir. Zira dikkat edilirse Batı kökenli Sanat ve Mimarlık Akımları, genellikle birbiri ile zıtlaşmalardan üretilmiştir. Öncelikle şunu açıklamak da fayda vardır. Türk Sanatı ve Mimarisi denilince akla hemen Fransız, İngiliz, İtalyan, Alman vb. gibi zamanı ve mekânı kısıtlı olan milletlerin lokal oluşumlarındaki bir tanımlamaları gelmesin. Türk Sanatı ve Mimarisi dendiğinde, Türklerin tarih sahnesine ilk çıktıkları andan itibaren Devletler kurup yaşattıkları çok büyük bir coğrafi alan ve bu alan üzerine miras olarak bıraktıkları eserler akla gelsin. Zira Devlet isimlerinin hiçbir önemi yoktur. Ve Türk olmanın vasıflarını bağlı bulundukları devletler içinde yaşatmaya devam etmişlerdir. Türklerde Devletler isim değiştirir, hükümdarlar değişir ama idealler, hedefler ve yaşam biçimi olan gelenekleri hiçbir zaman değişmez. Bu bağlamda geleneksel Türk Mimarlık anlayışı da değişmez. Bu konunun en çarpıcı örneklerden birisi de Karahanlı Türk Devletinin Hazara Degaron Camisi ile başlayıp, Gazneli, Büyük Selçuklu, Anadolu Selçuklu Türk Devletleri ile devam eden ve nihayeti Osmanlı Türk Devleti dönemi içinde Mimar Koca Sinan’ın Edirne Selimiye Camisine kadar uzanan sürecin adımlarıdır.

Şunu da yeri gelmişken ifade etmek isterim; Mimar Koca Sinan ve Şah Eseri olan Selimiye Camisi (Resim.21), tüm 5,5 asırlık sürecin en mükemmel dilimini ve aynı zamanda zirvesini oluşturmaktadır.  Camiler inşa edildiği dönemlerinde sadece ibadethane olarak kullanılmamış, yine batı dünyasının aksine açık toplantı alanları yerine kapalı toplanma mekanları olarak kullanılmıştır. Ve Cem/Camii ismini de buradan almıştır. 

Türk Cami Mimarisinin Mekân gelişimi ardında yatan ideal hedef ise insanları merkezi bir plan altında “Tengri’nin (Tanrının) tek ve en büyük çatısı altında toplamak” tır. Evet, burada beş büyük Türk devleti gelmiş geçmiş, ama başlangıcından sonuna kadar 550 yıllık zaman diliminde bir tek amaç izlenerek gerçekte Türk Milletine ait olan bir hedef gerçekleştirilmiştir. Bu hedefi gerçekleştirirken de arkalarında bıraktıkları her esere, binlerce yıllık kadim Türk Tarihinin Tamgalarını nakşedip donatarak,meydana getirileri eserlerin ve bilgeliğin kimlikleri hakkında hiçbir kuşkuya açık kapı bırakmamışlardır.

Her şey bu kadar açık ve net iken, günümüzde niye bazı aydınlarımız hâlâ ısrarla, ardında binlerce yıllık bir birikim destekli 5,5 asırlık bir sürecin yerine sadece” Sinan Çağı” diliminin peşine düşer, anlaşılır gibi değildir. Niçin Mimar Sinan ve eserleri kendi çağına hapsedilerek sadece batı dünyasına ait kendi çağdaşları ve eserleri ile çarpıştırılır? Veya neden bir istisna olarak sürekli Ayasofya ile Süleymaniye kubbesi yarıştırılır? Ki üstelik Ayasofya’nın Mimar Sinan’ın, zamanında yaptığı ustaca müdahaleleriyle ayakta kalıp günümüze ulaştığını bildikleri halde. Aslında mesele, Mimar Sinan’ı kendi çağına mahkum bırakıp, çeşitli bahaneler eşliğinde ortaya sürdükleri “kubbenin büyüklüğü” yarıştırmaları veya inşa ettiği eserlerin sayısal değer yakıştırmaları değildir. Mesele, bu tip yaklaşımlara akıl hocalığı yapanların batı dayatması kaynaklı çıkış noktalarıdır, kendilerini mensubu saymadıkları bir ortamın/milletin dışında görmelerinin verdiği eksiklik duygusudur. Bu kişilerin yaklaşım tarzları genellikle yeni yetişen genç dâhilerimize “Cambaza bak” perdelemesidir. Perde arkasındaki gerçek ise söz konusu süreci dar bir zaman dilimine sıkıştırıp, olan bitenin bütün maharetini tek bir kişi üzerinde yaslayıp, o kişi üzerinden  (Türk olan Mimar Sinan’ın) etnik kimlik tartışmasını açmak ve etnik kimliğini de eserlerin önüne geçirmek. Konu biraz sinsi ama gayet açık, doğduğundan beri Türkçe konuşup, Türk Kültürü ile yoğrulan ve Türk Kültürüne zirve eserler kazandıran bir Koca Mimar Sinan’a “Türk” ismini yakıştıramayanların  amacı sadece dolaylı yollardan dolanarak Mimar Sinan’ı kimliksizleştirmek değildir. Onun nezdinde Türk Milletini yargılayıp binlerce yıla sirayet eden kadim Türk Kültürü Tarih ve izlerin silerek Türk Milletinin varlığını yok saymak. Ve o tür yaklaşımlarla “Türkler bir şey yapamaz, yapılanlar da Türk olamaz” imajını yaygınlaştırmak.

Şimdi ben yeni yetişen gençlerimize ve genç meslektaşlarımıza sesleniyorum. Okuyun, kendi geçmişinizi çok iyi okuyun. Önce kitapları, sonra atalarımızın bize miras olarak bıraktıkları taşları. Anlayacaksınız o zaman her bir taşın kıymetini. Ve tanıyacaksınız o zaman bu taşların üzerine kazınan yüce Türk Milletinin derin ayak izlerini. O yüzden bir daha hatırlatmak istiyorum; Milletçe yegâne varlık sebebimiz olan büyük önderimiz Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ümüzün manifesto niteliğindeki sözlerini:

“TÜRK ÇOCUĞU ECDADINI TANIDIKÇA DAHA BÜYÜK İŞLER YAPMAK İÇİN KENDİNDE KUVVET BULACAKTIR.”

NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE!..

KAYNAKLAR:

Servet SOMUNCUOĞLU, SAYMALITAŞ / GÖKYÜZÜ ATLARI, AC yapı Kültür Hizmeti, İstanbul, Ocak 2011

Mustafa Çağhan KESKİN, MİMAR SİNAN, İBB İstanbul Kültür ve Sanat Ürünleri Ticaret A.Ş. 2023,

Prof.Dr. A. AFETİNAN, MİMAR KOCA SİNAN, Türkiye Emlâk Kredi Bankası Neşriyatı, 9.Nisan.1968,

Prof.Dr. Suphi SAATÇİ, MARMARA’NIN MİMAR SİNAN’I, Marmara Belediyeler Birliği, 2. Baskı İstanbul 2022,

Prof.Dr. Halûk KARAMAĞARALI, TÜRK CAMİ MÎMÂRİSİNDE MEKÂN GELİŞMESİ VE AYASOFYA MES ‘ELESİ, BİLDİRİ, Ekrem Hakkı Ayverdi ve Osmanlı Mîmârisi Sempozyum – Ankara, 4 Aralık 1999, Kubbealtı Neşriyatı 2002,

Y.Doç.Dr. Zeki SÖNMEZ, MİMAR SİNAN İLE İLGİLİ TARİHİ YAZMALAR-BELGELER, Mimar Sinan Üniversitesi Yayınları, İstanbul 1988,

Prof.Dr. Bahaeddin ÖGEL, TÜRK KÜLTÜR TARİHİNE GİRİŞ, Kültür Bakanlığı Yayınları, Ankara 1991, (toplam) 9 Cilt,

Prof.Dr. Selçuk MÜLAYİM, EDİRNE SELİMİYE, Atatürk Kültür Merkezi Başkanlığı, 2024,

[1] Prof.Dr. Bahaeddin Ögel, Türk Kültür Tarihine Giriş, Kültür Bakanlığı Yayınları, Ankara 1991, (toplam) 9 Cilt

En az 10 karakter gerekli


HIZLI YORUM YAP
Marsbahis
deneme bonusu veren siteler