Edirne Kent Konseyi Yönetim Kurulu Üyesi Dr. Serpil Tütüncü, yaptığı yazılı basın açıklamasıyla hem ÇEDES projesine hem de Erzincan İliç’teki maden ocağı faciasına tepkisini dile getirdi. Tütüncü, açıklamasında şunları kaydetti:
“Her sabah yeni bir acıyla uyanmaktan yüreğimiz yorgun düştü. Yarın nasıl bir acıyla karşılaşacağız diye beklenti anksiyetesine girer olduk. Yazıktır günahtır! Bu ülkenin çocuklarına kıymayın! Onların geleceğini ellerinden almayın! Demografik yapımız hızla değişiyor. Herkes uyuşturulmuş bir durumda. Bunun nasıl büyük bir tehlike olduğunu, nasıl felaketlere yol açacağını biliyoruz, fakat uyuşturulmuşuz.
Okullarımız ÇEDES Projesi denilen bir saçmalıkla tarikatların cirit attığı yerler oldu. ÇEDES (Çevreme
Duyarlığım, Değerlerime Sahip Çıkıyorum) artık kandırmaktan vazgeçin. ÇEDES’in nasıl bir tehlikeye kapı açtığını biliyoruz. Bağırıyoruz, bağırıyoruz, sesimiz çıkmıyor. Uyuşturulmuşuz.
‘9 EVLADIMIZI YUTTU!’
Bir sabah bir uyanıyoruz. Siyanürlü yapay bir dağ kapkara bir nehir gibi akıyor İliç’in üzerine. Dokuz evladımızı bu karabasan yutuveriyor. Yüreğimize öyle bir kor yapışıyor ki, bağırıyoruz, bağırıyoruz sesimiz çıkmıyor, uyuşturulmuşuz.
Anagold Maden Ocağında heyelan meydana geldi diyorlar. Anagold’un yüzde 80’i Kanada ve Amerikan ortaklı bir şirket olan SSR’nin, yüzde 20’si Türk ortağı Çalık Holding’in. Kanada ve Amerikalılar kendi çocuklarına, kendi çevrelerine, kendi topraklarına kıyamadıkları için. Oralarda 1 cm3 siyanürü bile toprağa dökemedikleri, dökmek istemedikleri için. Bir ağacın dalını bile kesmenin yasak olduğu için. Benim ülkemin çocukları, ormanları, ovaları sahipsiz sanıldığı için karabasan gibi üzerimize geliyorlar.
Avrupa’da siyanürle altın ayrıştırma yasak. Bizde ise ne çevre ne ekosistem ne hayvan ne insan değeri gözetilmiyor. Sonra bazıları çıkıp Allah bizim yüzümüzü görsün diyor. Bunca yanlışı yapanın Allah niçin yüzüne baksın? Kalkıp fay hattı üzerine siyanürle altın çıkarmak için maden ocağı izni veriyorsun. ÇED raporuna uygun onayı veriyorsun. Bu yetmiyor her kapasite artışı için ÇED olumlu onayı veriyorsun. 2. Kez kapasite artışı yapıyorlar doymuyorlar. 3. Kez kapasite artışı istiyorlar. 197 futbol sahası büyüklüğündeki siyanürlü, sülfürik asitli havuzun alanı 600 futbol sahası büyüklüğe çıkarılıyor.
‘GÖZÜ DOYMAZ ŞİRKETLER HABİRE KAPASİTE ARTIŞI DİYOR’
İki yıl önce siyanür boruları çatlıyor, çevreye verdiği zararın haddi hesabı yok. Şirkete 16 milyon lira ceza kesiyorsun. Eh hiç olmadı kayıtsız kalınmadı, artık daha dikkatli olunur diye düşünüyoruz. Adamların 222 milyonluk vergi borcunu siliyoruz. İliç’te ne orman kalmış ne ekosistem ne flora ne fauna. Ne Erzincan Fasulyesi yetişiyor ne de mercimek. Hayvancılık yüzde 67 gerilemiş.
Gözü doymaz şirketler habire kapasite artışı diyor, siyanürlü liçi yığıyor, yığıyor. Tehlike geliyorum
diyor ama duyan yok. Çatlaklar oluşuyor, hala duyan ve duran yok. Çıkardıkları altının sadece yüzde 2’si bize bırakılıyor. Bu yüzde 2 karşılığında toprağımız, suyumuz, havamız zehirleniyor. yüzde 2 bize bırakıyor ama sonra çıkardığı yüzde 98’i de bize satıyor.
‘SİYANÜRLE ALTIN ÇIKARIMI YASAKLANMALIDIR’
Son 20 yılda 197 milyon altın ithalatı gerçekleştirmişiz. Yirmi yıl önce 1200 civarında olan maden ocağı sayısı, son 20 yılda 400 bine çıkmış.
Bizim altın madenimiz tarım topraklarımız. Toprağımızdan, suyumuzdan, havamızdan elinizi çekin.
Siyanürle altın ayrıştıran tüm madenlerin ruhsatları derhal iptal edilmeli ve ülkemizde de siyanürle altın çıkarımı yasaklanmalıdır. Oyun yok. Çevre Bakanlığı Lisansı iptal ettim diyor. Aynı alanda 6 maden ocağının Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı lisansı, 2026, 2031 yıllarına kadar devam ediyor.
Söyleyin, bunca yanlışı yapanın Allah yüzünü görür mü? Olası kasıtla adam öldürme, çevre katliamı, halkın sağlığını bilerek tehlikeye sokmak, ekosistemi yok etmek, görevi kötüye kullanmak.”
Haber Merkezi
News
