YIL, 1913; İSTANBUL-EDİRNE-NEVŞEHİR ARASI “UÇAK-BALON-ZEPLİN” HATTI – 1.Bölüm
Şimdiki yazımızda, Türk Hava Kuvvetlerinin kuruluşunun 107. yılını[1] (Resim.5) kutladığımız şu günlerden, ilk havacılık faaliyetlerimizin başladığı geçmiş yıllara döneceğiz. O dönem Osmanlı Devleti emperyalist devletlerce tamamen kuşatılmış ve yer yer işgaller devam etmektedir. Devlet hazinesi ve ona bağlı ekonomi, dış güçler tarafından maddi çıkmazlar kıskacına düşürülmüş, siyasi kargaşa ve suikastlar sonucu halk manen çökmüş, yorgun ve bezgin bir haldedir. Bu arada gelişen tüm olumsuzluklara rağmen inancını kaybetmeyerek her türlü sıkıntılar içinde olmalarına rağmen, bunlara aldırmadan, herhangi bir karşılık da beklemeden “Vatan” mücadelesi veren bir avuç insanın gayretleri sonucu oluşmuş, 1910-1913 yılları ürünü olan eserleri göreceğiz. O dönem en önemli olgusu da, halkın müthiş bir yorgunluk ve yılgınlık içinde olmasına karşılık umutlarını yitirmemiş olmalarıydı. Halk, Devlet-i Âli Osman’ın merkezi olan İstanbul’dan gelecek haberleri can kulağı ile dinliyor, en küçük bir “Yenilik” faaliyetini dahi “Kurtuluş” için bir işaret kabul edip ümitlerini tazeliyorlardı.
Resim. 5 TSK’nın 2018 yılında hazırlamış olduğu “Türk Hava kuvvetlerinin 107. Kuruluş” yıldönümü afişi. |
İşte bu yazımızda, çeşitli vesilelerle meslek icabı bulunduğum ortamlardaki bilgi, belge ve bulgularla oluşturduğum arşiv içinde, böylesine kasvet ve sis perdesiyle örtülmüş bir havada tesadüfen seçebildiğim “Edirne-İstanbul-Nevşehir Zeplin Hattı” izlerinin hikâyesini anlatmaya çalışacağım. Bu hikâyede, İstanbul’da başlayarak, Edirne ve İstanbul’da gerçekleştirilen Zeplin (Kabil-i Sevk Balonu)’in uçuruluşunu ve bu vakıanın aynı yıl içinde, Nevşehir’in Ürgüp ilçesinde bulunan bir konaktaki yansımasını irdeleyeceğiz.
[1] Havacılık Dünyası.net, Kuruluş Dönemi, S.1 hhtp//www.havaciliktarihi-osmanli-havacilik-kurulus-donemi/
Her zaman olduğu gibi bu makalemi hazırlarken, bana bu imkânları sağlayan GTİ[1] ve NTSO[2] Başkanı, Vakfımızın[3] Kurucu ve Yönetim Kurulu Sayman Üyesi Sn. Arif PARMAKSIZ Başkanımıza, NTSO bünyesinde yayınlaması için de tüm gayretlerini esirgemeyen NTSO Başkan Yardımcısı Sn. Cengiz YILDIZ ile NTSO Genel Sekreteri Sn. İ. HAKKI AYDOĞAN’A, NTSO Ticaret Sicil Müdürü Veysel DONMAZ’a, onca yoğunluğuna rağmen bu makaleye katkıda bulunmak için Sucuoğlu Konağının günümüz bilgi ve fotoğraflarını tarafıma ileten Nevşehir Müze Müdürü, kıymetli arkadaşım Sn. Murat GÜLYAZ’a, makalemizin Edirne bölümü için vermiş olduğu bilgi ve belgelerle sağlamış olduğu çok değerli katkılarından ötürü Edirne Yerel Tarihçi- Araştırmacı- Yazarı ve SİSEV danışmanı Sn. Cengiz BULUT’a, bu çalışmalarımızdaOsmanlıca ve Arapça kaynakların metinlerini günümüz diline çeviren Selimiye El Yazmaları Kütüphanesi Müdürü Sn. Musa ÖNCEL’e teşekkürlerimi sunarım.
[1] Gümrük ve Turizm İşletmeleri (GTİ)
[2] Nevşehir Ticaret ve Sanayi Odası (NTSO)
[3] Sinan ve Selimiye Cami Vakfı (SİSEV)
Resim. 6 “Mongolfier biraderlerin ilk tecrübelerini yaparken (4 Haziran 1873)” |
1783 yılına Josepf ve Etienne Montgolfier kardeşler, tarihte ilk olarak bildiğimiz balonu yün ve saman yakarak, ısınan hava ile şişirip uçurmayı başarmışlardı (Resim.6).
1500 metre yüksekliğe kadar çıkan bu balonun dışı kağıt kaplı 800 m3 lük bir hacme sahip olduğu kayıtlara geçirilmiştir[1]. Aynı dönemde Fizik Profösörü Jacques Charles (1746-1823) Paris’te, özgül ağırlığı havadan daha hafif olan Hidrojen gazı balonu uçurmayı başarır[2]. Osman Yalçın söz konusu makalesinde, havacılıktaki gelişmelerin yirminci yüzyılın ilk çeyreğine kadar Fransızların hâkim olduğunu ve balonun 1794 yılında (Napolyon dönemi) ilk defa askeri bir amaçla kullanıldığını belirtmektedir[3]. Rüzgâra bağımlı olan serbest balonlar, daha çok askeri amaçla kullanılmaya başladığı an, savaş meydanındaki manevra kabiliyetinin yetersiz olduğu ve düşmana sabit bir hedef oluşturduğu için 20. Yüzyılın başlarında, Fransa ve Almanya güdümlü (motor ve pervaneli) balonlar üzerindeki çalışmalarını yoğunlaştırdılar[4]. İlk güdümlü balon 1906 yılında Fransız ordusunda kullanılmış, ancak kazaya uğramıştır. Teknik olarak daha ileri düzeyde olan Almanya’da, o ana kadar yumuşak gövdeli balonlar yerine, “Ferdinand Kont Zeppelin’in[5] (Resim.7)
geliştirdiği sert gövdeli güdümlü balon(Resim.8)
ile tüm dikkatleri üzerine çek..” miştir. Ve Almanya ilk üç adet güdümlü balonu 30 Ekim 1909 yılında askeri amaçla kullanmıştır[6].
[1] Bkz. Büyük Larausse Sözlük ve Ansiklopedisi, Milliyet Yayınları, (özgün metin.1986), cild 16, s.8290
[2] YALÇIN, Osman, Havacılık, Hava Gücünün Doğuşu ve Birinci Dünya Savaşına Etkisi, Ankara Üniversitesi, Türk İnkilâp Tarihi Enstitüsü , Atatürk Yolu Dergisi, Sayı 59, Güz 2016, s.186.
[3] YALÇIN, Osman, A.g.e., s.187-188.
[4] ÇELİK, Ahmet, II. Meşrutiyet Döneminde Türk Hava Kuvvetleri, T.C. Selçuk Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Tarih Anabilim Dalı, Yakınçağ Tarih Bilim dalı, Yüksek Lisans Tezi, Konya, 2004, s.11
[5] “(Ferdinand, kont VON)Alman subay, sonra Sanayici (Konstanz 1838 – Berlin 1917) subay olarak Amerikan iç savaşına katıldıktan sonra 1870-712de Fransa’ya karşı savaştı, birçok askeri ve diplomatik görevlerde bulundu. 1890’da emekliye ayrıldı ve kendini Zeplin yapıma verdi. Bunlardan ilkini 1900 yılının sonuna doğru konstanz gölünün üzerinde denedi.”
Bkz. Büyük Larausse Sözlük ve Ansiklopedisi, Milliyet Yayınları, (özgün metin.1986), cild.24, s.12735.
[6] ÇELİK, Ahmet, A.g.e., s.11-12
Osmanlı’da bilinen ilk balon uçuşu, Paris’teki ilk uçuştan 2 yıl sonra gerçekleşmiştir[1]. Balon, o dönemlerde yazılı kaynaklarda ve halk dilinde “..Osmanlı litaratüründe çadır, hayme, kebir (büyük) küre, çadır denginde nesne, Frenklerin tertib-i ecza ile çadır veya âlât-ı tayyaran..”[2] olarak tanımlanmaktadır. 1875 yılının Mart ayında bir İranlı fizikçi kendine ait olan balona, İstanbul’dan Osmanlı Sultanı I. Abdülhamid’in huzurunda iki Türk yolcuyla birlikte havalanıp Bursa’ya inişi gerçekleştirmiştir[3]. 1789 yılında ilk balonla uçan devlet adamı, Osmanlı’nın Polonya elçisi İbrahim Paşa’dır ve uçuş Varşova’da gerçekleşmiştir. Daha sonra Devlet-i Âli Osmanî’de sırası ile 1798, 1802, 1803, 1825, 1844, 1845, 1871, 1872, 1879 ve 1885 yıllarında çeşitli Balon uçuş gösterileri tertip edilmiş, kimi başarı ile kimi başarısızlıkla sonuçlanmış idi[4]. Yıl 1909’a gelindiğinde 28 Mayıs’ta, 4 ve 6 Haziran’da Fransız baloncu Barbotte tarafından, İstanbul Taksim Meydanı’nda 3 ayrı balon gösterisi düzenledi (Resim.9).
[1] YALÇIN, Osman, A.g.e., s.186 ve 189.
[2] BAYKAL, Osman Gazi, Balonculuk Tarihçemiz, http://www.airkule.com/yazar/BALONCULUK-TARIHCEMIZ/338/ ilk paragraf.
[3] KANSU, Yavuz – ŞENSÖZ, Sermet – Öztuna, Yılmaz, Havacılık Tarihinde Türkler, Cilt.1, Hv. Bsm. ve Neş. Md.lüğü, Ankara 1997,s.61
[4] BAYKAL, Osman Gazi A.g.e.
Osman Gazi Baykal söz konusu kronolojisinde, Osmanlı’da serbest balon gösteri uçuşunun son defa 27 Ocak 1911 tarihinde, Sultan Reşad’ın tahta geçişinin 2. Yılı kutlama şenlikleri için yapıldığını yazar. Bu uçuşun basit bir yırtık yüzünden yarım kalıp, gösteriye para veren seyircilerin nümayişinden bahseder.
*Yıl 1910; Balkanlarda Arnavutlar ayaklanır. Osmanlı devleti sınırları içinde dahili gümrükler tamamen kaldırılır[1]. *Yıl 1911; 5 Ocak’ta Babıali’de büyük bir yangın çıkar, bazı önemli resmi daireler ve “Vaka-ı nüvisler”ce (Osmanlı Resmi Tarihçileri) hazırlanan Osmanlı tarihine ait pek çok evrak içinde bulundukları bina ile yanarak kül olur. Sultan Reşad, isyan eden Arnavutları teskin etmek için Rumeli Seyahati tertipler. İtalya Osmanlının hâkimiyeti altındaki Trablusgarp ve Bingazi’ye saldırarak işgale başlar. Osmanlı tebaasında bulunan gayri müslimler emperyalist devletler güdümüyle birleşerek okulları hakkında yeni hak ve düzenlemeler talep etmeye
[1] Resimli – Haritalı Mufassal Osmanlı Tarihi, s.3463 – 3466
[1] YALÇIN, Osman, A.g.e., s.186 ve 189.
[1] BAYKAL, Osman Gazi, Balonculuk Tarihçemiz, http://www.airkule.com/yazar/BALONCULUK-TARIHCEMIZ/338/ ilk paragraf.
[1] KANSU, Yavuz – ŞENSÖZ, Sermet – Öztuna, Yılmaz, Havacılık Tarihinde Türkler, Cilt.1, Hv. Bsm. ve Neş. Md.lüğü, Ankara 1997,s.61
[1] BAYKAL, Osman Gazi A.g.e.
[1] BAYKAL, Osman Gazi A.g.e.
[1] Resimli – Haritalı Mufassal Osmanlı Tarihi (İstanbul üniversitesi Ed. Fak. Sonçağ tarih Kürsüsü Uzmanı ve Başbakanlık Arşiv Genel Müdürü Midhat SERTOĞLU denetiminde İskit Yayınevi’nce hazırlanmış), Cilt.VI, Güven Yayınevi, İstanbul 1963, s.3456 – 3462
başlar. Meclisteki Rum mebuslar, sonu gelmeyen ipe sapa gelmez isteklerle hükümet ve devlete karşı tavır aldılar. Yılsonuna doğru da, 1912 yılına kadar sürecek olan Osmanlı-İtalya savaşı patlak verir. [1]
GÜNDEM
28 Ağustos 2025GÜNDEM
28 Ağustos 2025GÜNDEM
28 Ağustos 2025GÜNDEM
28 Ağustos 2025GÜNDEM
28 Ağustos 2025GÜNDEM
28 Ağustos 2025GÜNDEM
28 Ağustos 2025