evden eve nakliyat
DOLAR 33,9818 0.11%
EURO 37,7251 -0.39%
ALTIN 2.726,78-0,69
BITCOIN 18416500,41%
Edirne
27°

AÇIK

05:01

İMSAK'A KALAN SÜRE

İslam Dininde Eğitim-Öğretimin ve Öğretmenlik Mesleğinin Önemi

İslam Dininde Eğitim-Öğretimin ve Öğretmenlik Mesleğinin Önemi

ABONE OL
23 Kasım 2023 15:38
İslam Dininde Eğitim-Öğretimin ve Öğretmenlik Mesleğinin Önemi
1

BEĞENDİM

ABONE OL

İlk ve ortadereceli  okullarımızda ara tatilimiz bitip tekrar öğretime   başlamış  bulunmaktayız. Çocuklarımız yine  ilim yuvalarıyla buluştu. Bu buluşmanın çocuklarımıza ve bizlere dünya ve ahiret mutluluğu getirmesi noktasında, her birimize düşen vazifelerimiz vardır. Bugün  köşe yazımda  İslam dininin eğitim ve öğretime, öğretmenlik mesleğine bakış açısını Kur’an ve Sünnet ışığında değerlendirip, üzerimize düşen vazifelerimizi yeniden hatırlamaya ve hatırlatmaya çalışacağım.

Bu dünyada kendisine yaşam alanı bulan insanoğlunun, kendisine, ailesine, yaşadığı topluma ve bütün dünyaya faydalı bir yaşam sürdürebilmesi için en gerekli olan şeylerin başında ilim gelmektedir.

 İlim, sadece kendi başına yeten ve kişiyi mutlak manada dünya ve ahiret mutluluğuna ulaştıracak bir husus değildir. Çünkü ilim doğru amaçlar için kullanılabileceği gibi yanlış amaçlar içinde kullanılabilecek bir unsurdur. Güzel amelle yani doğru yaşantıyla bütünleşen ilim, değerlerin en başında gelir ve böyle bir ilim sahibinin, mutlu bir yol haritası çizmesine vesile olur.

Sevgili Peygamberimiz alimin üstünlüğünü şöyle ifade ediyor:

“Âlimin âbide üstünlüğü, benim sizden en basitinize olan üstünlüğüm gibidir”[3] Kuran-ı Kerimde ise “Allah’tan kulları içinde ancak ilim sahibi olanlar korkar.”[4], Bir başka ayette ise,

“De ki: Hiç bilenlerle bilmeyenler bir olur mu?”[5]   buyrulmak suretiyle de ilim sahibi olan insanların en önemli özelliği olan Yaratanı bilme özelliği zikredilmiş, bilgili olanların bilgili olmayanlardan üstünlüğü vurgulanmıştır.  Bu sebeple davranış ve uygulama planında olumlu sonuçlar doğurmayan veya kötülüklere alet edilen bilgi, kıymeti bilinmemiş, şükrü yerine getirilmemiş bir nimet olup, ayrıca bilgiyi bilene de sorumluluk gerektirmektedir.[6]

         İlme giden yol ise  eğitim ve öğretimle sağlanmaktadır. Sosyal yapıda iyiye doğru gelişimin öncüsü eğitim ve öğretimdir. Ferdin hem kendisiyle hem de yaşadığı toplumla olan ilişkilerinde iyiye doğru gidişat yine eğitim ve öğretimle olmaktadır. İnsanoğlunun hayatının her safhasında –doğumdan ölümüne kadar olan bütün dönemlerinde- ihtiyaç duyduğu en önemli şey yine eğitim ve öğretimdir . 

Eğitim ve öğretimin ilk başladığı yer aile yuvasıdır. Nitekim insanoğlu kendisine lazım olan ve hayat boyu unutmayacağı en önemli bilgileri hep bu yuvadan alır. Karakterin şekillenmesi, duyguların oluşması, bilginin öneminin anlaşılması ve dini hayatın insan üzerinde bıraktığı etki hep bu döneme rastlamaktadır.

Çocuklar tertemiz bir yaratılışa sahiptir ve üzerine yazılmaya hazır tertemiz bir sayfa gibidir. İyi veya kötü etkilere açıktır. Çocuklar son derece meraklı, hevesli, saf, temiz ve iyi niyetlidir.  Davranışları, düşünceleri ön yargısızdır. İçlerinden geldiği gibi, düşündükleri gibi davranırlar. Çocuklar, kendilerine söylenenlerden daha çok gördüklerine, yaşadıklarına ve tanık olduklarına itibar ederler. Sözlerden daha çok yaşadıkları, onlar üzerinde etkili olur. Bu sebeple anne-baba olarak bizlerin çocuklarımıza verebileceğimiz en önemli eğitim modeli “yaşayarak öğretme” olmalıdır. Yalan söyleyen, ağzından kötü söz çıkar, dedikodu yapan, velhasıl kötülükler içerisinde olan bir anne-babanın çocuğunu söz ile doğru olan şeylere iletmesi çok zordur. “Ağaç yaşken eğilir” atasözümüzün de işaret ettiği gibi hayatımızın genelini etkileyen çocukluk döneminin en verimli bir şekilde geçirilmesine ebeveynler tarafından özen gösterilmelidir.   

“Eğitim ve öğretimde en etkili yerlerden biride okuldur. Okul, bireylerin aile yuvasında almış olduğu eğitimden başka onlara bilgi hazinesi sağlayan en etkin kurumların başındadır. Cehaletin önlendiği yer okuldur. Kişilerin benliğinin oturduğu ve bilginin hayata aktarılması hep okul sayesinde olmaktadır. Okullarda bizlere eğitim ve öğretimi sunanlar ise başımızın tacı öğretmenlerimizdir. Almış oldukları ilmi insanlara aktaran nadide şahsiyetlerdir. Milletlerin geleceğini belirleyen, bireyleri toplumla buluşturan ve onlara sosyal bir kimlik kazandıranların başında yine öğretmenler gelmektedir. Bu sebeple öğretmenlik bireylerin yapabileceği en önemli görevdir.

“Allah Teâlâ Hazretleri, melekleri, semâvat ehli, deliğindeki karıncaya,  denizindeki balıklara varıncaya kadar arz ehli, halka hayrı öğretene mağfiret duasında bulunur.”[10] Bu sebeple tekrar ifade edelim ki, eğitim ve öğretim işiyle meşgul olanlar kutsal bir görevi de icra ediyor demektir.

 İslam Dini eğitim ve öğretim görecek insanlar arasında ayrıma asla gitmemiştir. Nitekim İlim elde etmek, her Müslüman erkek ve kadın için bir görevdir.[12] Hz. Peygamber (s.a.v.) Efendimiz, kadınların eğitim ve öğretimine de büyük önem vermiş, kendisine gelen ilahi emirleri insanlar arasında ayrım gözetmeden herkese tebliğ etmiştir. Kadınlara belli bir gün ayıran Sevgili Peygamberimiz onlara ders

“Her kim iki kız çocuğunu yetişkinlik çağına gelinceye kadar büyütüp terbiye ederse, kıyamet günü o kimseyle ben şöyle yan yana bulunacağız” buyurdu ve parmaklarını birleştirdi.[16]

Kendilerini hayırlara ulaştırmak ve yaşadığı toplumda bulunan insanlara faydalı ilim sunabilmek için eğitim ve öğretimde bulunan talebeler ise yine öğretmenleri gibi kutsal bir görev yapıyorlar demektir. Hz. Peygamber hadislerinde ilim tahsil yapan öğrenciler ve onlara eğitim ve öğretimde bulunan öğretmenleri için şu müjdeyi vermiştir. “Kim bir ilim öğrenmek için bir yola girerse Allah onu cennete giden yollardan birine dahil etmiş demektir. Melekler, ilim talebinden memnun olarak kanatlarını (üzerlerine) koyarlar. Semâvat ve yerde olanlar ve hatta denizdeki balıklar âlim için istiğfar ederler. Âlimin âbid üzerindeki üstünlüğü dolunaylı gecede kamerin diğer yıldızlara üstünlüğü gibidir. Âlimler peygamberlerin vârisleridir. Peygamberler, ne dinar ne de dirhem miras bırakırlar, ama ilim miras bırakırlar. Kim de ilim elde ederse, bol bir nasib elde etmiştir.”[25]

Sevgili Peygamberimiz birçok hadis-i şeriflerinde ilim talebi için yola çıkanları Allah yolunda olduklarını ve dünyada yapmış oldukları bu eğitim ve öğretim sebebiyle Cenneti hak edeceklerine dair müjdeleri şöyle vurgulamıştır.  َ  “İlim talebi için yola çıkan kimse dönünceye kadar Allah yolundadır.[26]

…. “Kim ilim tahsil etmek için bir yola girerse, Allah o kişiye cennetin yolunu kolaylaştırır.”[27] 

Sözlerimi  GAZİ MUSTAFA KEMAL ATATÜRK ve BAŞ ÖĞRETMENİN   sözleriyle bitirmek  istiyorum. Yükselen yeni nesil, istikbal sizsiniz. Cumhuriyeti biz kurduk, onu yükseltecek ve yaşatacak olan sizlersiniz.’’ sözüyle Millî Mücadele’nin başından itibaren çarenin gençlikte ve genç fikirlerde olduğunu, Cumhuriyet ilkeleri ile yetişen  kuşaklara bıraktığı bu vatanı gelecekte daha da ilerilere taşıyacak ve onu her türlü tehlikeden koruyarak ebediyen yaşatacak olanların gençler olduğunu söylemiştir.

Öğretmenler gününüz Kutlu olsun. Ahirete irtihal eden tüm öğretmenleri rahmetle anarken Baş öğretmen   Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK  ve tüm şehitleri  rahmetle anıyoruz Ruhları şad olsun .Mekanları  Cennet olsun.

[4] Fâtır sûresi 35/28

[5] Zümer sûresi 39/9

[6] Kuran Yolu, Türkçe Meal ve Tefsir, Diyanet İşleri Başkanlığı Yayınları, c.IV, s.604

[7] Türk Dil Kurumu Sözlüğü

[8] Tirmizi, Birr, 33

[9] Riyazü’s-Salihin, Hadis No:1380

En az 10 karakter gerekli


HIZLI YORUM YAP