eşya depolama
hoşgeldin bonusu yeni bonus veren siteler casino siteleri
bandstanddiaries.com
DOLAR 38,3057 -0.05%
EURO 43,6151 0.33%
ALTIN 4.096,14-0,06
BITCOIN 3551125-0,82%
Edirne
16°

PARÇALI BULUTLU

02:00

İMSAK'A KALAN SÜRE

Kur’an’a göre dört terim! 

Kur’an’a göre dört terim! 

ABONE OL
23 Nisan 2025 17:55
Kur’an’a göre dört terim! 
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Recep Çınar

Bugünkü yazımda Pakistanlı müfessir, İslam âlimi, gazeteci ve yazar merhum Mevdudi’den kısaca bahsetmek istiyorum. Mevdudi, 1903 yılında Pakistan’ın Haydarabad Dekkan bölgesinde doğdu. Özel bir eğitimle yetişen Mevdudi İngilizce, Arapça ve Farsçayı öğrendi. 1920 yılında babasını kaybeden Mevdudi çalışma hayatına atıldı ve 17 yaşında iken Hint Kıtası Müslümanarının büyük bir ilgiyle izlediği “el-Camiat” Gazetesinin Yazıişleri Müdürlüğüne getirildi. Pakistan’ın bağımsız bir devlet olarak kurulmasından sonra da “Cemaat-i İslamiyye”yi kurdu ve 1976 yılına kadar bu teşkilatın liderliğini sürdürdü.

Eb’ul-A’la Mevdudi; fıkıh, ekonomi, siyaset, tarih, siyer, sosyoloji, kültür tarihi ve Kur’an ilimleriyle ilgili önemli eserler yazdı; eserleri birçok dile çevrildi. Yirminci yüzyılın en büyük bilginleri arasında yer alan Mevdudi, 1979 yılında vefat etti.

Yirmi yıl kadar önce  “Kur’an’a göre dört terim” isimli bir kitabını okumuştum. Bir süre önce kitaplığımda elime geçti ve tekrar bir göz attım. Mevdudi bu kitabında İLAH, RAB, İBADET ve DİN kavramları üzerinde durarak;  “İnsan, İlah’ın ne olduğunu, Rabb’ın ne anlama geldiğini, İbadet’in neden ibaret olduğunu, Din’in neye dendiğini anlamazsa şüphesiz, Kur’an-ı Kerim’in tamamı onun gözleri önünden, manasından hiç bir şey anlaşılmayan, gelişi güzel bir söz yığını gibi geçer gider. Bu durumda da Tevhid’in hakikatini bilemez, Şirk’in mahiyetini kavrayamaz. Kur’an-ı Kerim’e inanmakla beraber, inancı ile bütün amelleri noksan kalır. Durmadan “Allah’tan başka İlah yoktur” Kelime-i tevhidini tekrarladığı halde farkında olmadan Allah’tan başka birçok İlahlar edinir! Her zaman Allah’tan başka Rab olmadığını söyler durur, fakat pratikte Allah’ın dışında başka “Rab”lara itaat eder, boyun eğer. Bütün doğruluk ve ilhası ile Allah’tan başkasına ibadet etmediğinden, O’ndan başkasına boyun eğmediğinden dem vurur da, bunun yanında Allah’tan gayrı birçok ilahların kulluğuna bağlanır, kalır!

Yine aynı şekilde bütün şiddet ve kuvvetiyle Allah’ın dininin gölge ve himayesinde olduğunu bağıra bağıra söyler. Birisi kalkıp kendisini İslam’dan başka bir dine nisbet ederse, ona hücum eder, savaş açar da, bütün bunlara rağmen çeşitli dinlere bağlanmış olarak yaşar durur! Şüphesiz ki bu şahıs Allah’tan başkasına dua etmez, O’ndan başkasını İlah ve Rab olarak adlandırmaz. Lakin bunu dili ile yapar. Bunun yanında bu iki kelimenin kullanıldığı manalarda birçok İlah’lar, çeşitli Rab’ler edinir de, zavallının bundan haberi bile olmaz” diyor.

“Din” kelimesinin ise Kur’an-ı Kerim’de eksiksiz bir düzeni ifade ettiğini söyler ve söz konusu bu düzenin dört unsurdan meydana geldiğini ayetlerle anlatır.

Dört unsur ise şunlardır;

1. Hâkimiyet ve yüce egemenlik,

2. Bu yüksek egemenlik ve hâkimiyete itaat edip boyun eğmek,

3. Bu hâkimiyetin otoritesi altında meydana gelen fikri ve ameli nizam,

4. Bu nizama uymaya ve ihlâsla bağlanmaya karşı bu yüce egemenliğin verdiği mükafaat veya karşı gelmek suretiyle isyan etmeğe verdiği ceza.

“De ki; Ben dinimi O’na halis kılarak sadece Allah’a ibadet ederim. Artık siz de O’nu bırakıp dilediğinize ibadet edin”(Zümer Suresi:14-15).

“Şimdi onlar Allah’ın dininden/düzeninden başkasını mı arıyorar? Hâlbuki göklerde ve yerde ne varsa hepsi ister istemez O’na boyun eğmiştir. Nihayette O’na döndürülüp götürüleceklerdir” (A-li İmran 83). Ve benzeri ayetleri örnek göstererek bütün bu ayetlerde “Din” kelimesi, yüksek otorite, bu otoriteye boyun eğme, O’na itaatı ve kul olmayı kabul etme manalarında kullanıldığını, “Dini Allah’a has kılmak”tan maksat ise; hâkimiyet, hüküm ve emr konusunda kişinin Allah’tan başkasına boyun eğmemek, Allah’a ihlâslı bir şekilde kulluk ve itaatte bulunmak, bunun sonucu olarak da Allah’tan başka hiç kimseye tapınmamak ve hiçbir kimseye başlı başına ve bağımsız şekilde itaat etmemek demektir” der.

Bu konuyu; “Eğer yönetim, Allah katından indirilmiş kanunlara göre işbaşına gelmiş ve yeryüzünde Allah’ın hükümlerini uygulamakta ise, ona itaat farzdır. Böyle olmayıp temeli beşeri kanunlara dayanıyor ise, ona itaat, -Kur’an’a göre- bir ‘suçtur’’ şeklinde açıklıyor, merhum Mevdudi.

“Sizin dininiz size, benim dinim bana” ( Kafirun Suresi: 6).  Bu ayetteki ‘Din’ kelimesinden maksadın ise ‘insanın bağlı bulunduğu kanun, sınır, şeriat (hukuk düzeni), yol, fikri ve ameli düzendir’ açıklamasını yapıyor. Mevdudi devamla; ”İster bir kanuna, isterse de bir düzene olsun, eğer kişi bunlara ilahi otoriteye dayalı olduklarından dolayı uymakta ise; bu durumda şüphesiz Allah’ın dini üzerindedir. Şayet bu otorite şeyhler ve ruhban sınıfının otoritesi ise, kişi onların dini üzerinde demektir” diyor!

Bütün mesele,  Allah’ın bize hayatımızı tanzim için gönderdiği güzel dinimizi/düzenimizi (Adil Düzen) öğrenip hayatımıza hâkim kılmaktan geçiyor. Peygamberler ve onların yolundan gidenler hep bunun mücadelesini verdiler. Bu gün, sayıları iki milyarı bulan  ‘başsız’ İslam âleminin yoksulluk, zulüm ve baskı altında inim inim inlemesinin sebebi, Allah’ın Dinin’e/Düzenine göre yaşamayı tanzim etmemiş olmaktan başka ne olabilir?

Müslümanlar önce kitabı Kuran’ı okuyarak İslam’ı öğrenmeleri gerekir. İlk inen ayet “OKU”dur”! Okumak, cehalete savaş açmaktır! 

Cehaletin sözlük manası; bilmemek, tanımamak, haberi olmamak; ahmak, akılsız, kaba, katı ve sert davranışlı olmak; saldırmak, tecavüz etmek anlamlarına gelir. İlim ve hilmin zıddıdır“ şeklinde tarif edilir. Cehaletten kurtulmanın çaresi; İman ve İlim!

Yunus Emre öyle demiyor mu; “İlim ilim bilmektir, ilim kendini bilmektir. Sen kendini bilmezsen ya nice okumaktır.”  Bu sözün anlamı şu şekilde özetlenebilir:Gerçek ilim, sadece kitap okumak ve bilgi edinmek değildir. Gerçek ilim, öncelikle kendini bilmektir.Kendini bilen insan, varoluşunun anlamını, güçlü ve zayıf yönlerini, ne istediğini ve nelerden hoşlandığını bilir. Kendini bilen insan, hayatını doğru bir şekilde yönlendirebilir ve doğru seçimler yapabilir.

Eğer kendini bilmiyorsan, ne kadar çok kitap okursan oku, ne kadar çok bilgi edinirsen edin, bu bilgiler sana fayda sağlamaz. Hatta yanlış bilgilerle dolup taşabilir ve yanlış seçimler yapabilirsin!”

Dostça kalın…   

En az 10 karakter gerekli


HIZLI YORUM YAP

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.

Marsbahis
deneme bonusu veren siteler