Recep Çınar
Haftaya, Salı’yı Çarşamba’ya bağlayan gece (31.12.2024) bir Miladi yıl daha sona eriyor ve yeni bir Miladi yıla gireceğiz, inşallah. Tüm Hıristiyan âleminde olduğu gibi ülkemizde de “yılbaşı gecesi” hareketliliği oluyor! Bunun için eşantiyonlar veriliyor, Hediyeler dağıtılıyor, Envai çeşit eşyalar sipariş ediliyor, Kumar, İçki… ve eğlence masaları hazırlanıyor!
“Peki, Miladi Yılbaşı Nedir?”
Miladi yılbaşı, en eski âlemşümul bir “müşrik” (Allah’a ortak koşanlar) bayramıdır. Bu tarih kilise tarafından Hz. İsa’nın (a.s.) doğum günü sayılarak bayram kabul edilmiş ve ilk defa Roma’da tesis edilmiştir. Hıristiyan âleminin ilk üç asrında böyle bir bayram yoktur. 354 yılında Roma Piskoposu Liberius’un kararıyla 25 Aralık Hz. İsa’nın doğum günü kabul edildi. Bu geceye “Noel” adı verildi. Bunun bu adı alması 597 yılında oldu. 1 Ocak Hz. İsa’nın sünnet edildiği tarih kabul edilmiştir. Roma Cumhuriyetinin son diktatörü Sezar ise yılbaşını 1 Ocak gününe aldı.
Türkiye’de 26 Aralık 1925’te 698 Sayılı Kanun ile 1341 yıllık “Hicri” takvim kaldırdı, “Miladi” takvim kabul edildi. Ama buna rağmen milletimiz çocuklarına Recep, Şaban, Ramazan, Muharrem adlarını veriyor da Aralık, Ocak, Şubat… isimlerini koymuyor!
Bütün bunlardan sonra diyebiliriz ki, Noel’in kimliğini merak edenler, bu efsane hakkında tatminkâr bilgi alamamaktadırlar. Yabancı dille yazılmış eserlerde bile Noel hakkında, “Çocuklara Noel gecesi (yılbaşı gecesi)
bir takım hediyeler getiren efsanevi kişidir” denilmektedir. O’nun Hıristiyanlıkla da bir ilgisi yoktur. O’nun Baltık Totemlerinin Orman İlahı olduğunu söylerler. Açıkçası Noel, bir safsatadan ibarettir.
İlahiyatçı yazar merhum Mevlüt Özcan yıllar önce, Yılbaşı/Noel ile ilgili “Noel bizim neyimiz olur” başlıklı yazısında şöyle diyor;
“Noel Baba: Kiliselere göre değişik azizlerdir. Batı’da domuz eti, bizde ise hindi eti Noel alameti olmuştur! İçki, kumar ve diğer sefaletler âlemleri, yılbaşı bahanesiyle tekrar edilen kötülüklerdir.”
Merhum N. Fazıl Kısakürek şöyle diyordu; “Biz yılbaşında hediye getiren Noel Baba’nın değil, Miraç’tan Namaz getiren Hz. Muhammed (sav)’in Ümmetiyiz, Elhamdülillah”!
“Kumarın ‘Millisi, Gayrı Millisi Olmaz!”
Bir yazısında “Kumarın tümü haramdır” diyen İlahiyatçı Prof. Dr. Hakan Olgun, “İslam dini kumarın her türlüsünü şeytanın pis işleri olarak tanımlar. Aynı zamanda kumar bir ahlak sorunudur. Kişi çalışmadan ve hak etmeden küçük miktarda bir para karşılığı olarak yüksek miktarda bir parayı ele geçirmeye çalışmaktadır. Evet; piyango, toto, loto, at yarışları… gibi bütün kumar oyunları dinen haramdır ve cezası ağırdır. Adının önünde ’Milli’ ifadesinin olması onu meşrulaştırmaz! Milli de olsa gayr-i milli de olsa piyango ve diğer tüm kumar oyunları İslam dinine göre büyük günahlardan birisi olarak haramdır” diyor.
Diyanet’in Cuma Hutbesi!
Diyanet İşleri Başkanlığımız bu yıl, yeni yıla iki hafta kala konuyu ele alarak 13 ve 20 Aralık Cuma Hutbelerinde Yılbaşı konusunda halkımızı bilgilendirdi/uyardı!
Cuma Hutbelerinde özetle; “Milletleri güçlü kılan, onları emin adımlarla geleceğe taşıyan temel unsur; milli ve manevi değerlerine bağlı kalmalarıdır. Kendi değerlerinin yerine başkalarının değerlerini, kendi sembollerinin yerine başkalarının sembollerini benimseyen milletler ayakta duramazlar. Kendi medeniyetini unutup yabancı kültürlerin etkisi altına giren toplumlar; tarihlerini, dillerini, dinlerini ve kimliklerini kaybederler. Nitekim Peygamber Efendimiz (s.a.s), “Kim bir kavme benzerse o da onlardandır” (Ebû Dâvûd, Libâs, 4.) demiştir.
Hutbede, Dinimiz ve geleneğimizle hiçbir bağı olmayan, İslam dışı geleneklerden kalan figürlere özenmek, onlar gibi giyinmek, onlar gibi hediyeler dağıtmak, inancımıza aykırıdır, yanlıştır, hatırlatması yapıldı.
Hutbenin bir bölümünde ise; “Kötülüklerin anası olan alkolü, ocakları söndüren kumarı, aile ve toplumu temelinden sarsan zinayı, aklı ve iradeyi devre dışı bırakan uyuşturucu maddeleri, mutsuzluktan başka getirisi olmayan piyango ve diğer şans oyunları gibi haramları, yılbaşı kutlamaları dâhil hiçbir eğlence ve kutlama helal ve meşru hale getiremez” olduğuna vurgu yapıldı.
Yüzde 98’i Müslüman olduğu söylenen ülkemizde her yılbaşı döneminde yeni yıl ağacı, süs ve ışıkları… gibi süslemeler için gerçekleştirilen ithalat tutarları 100 milyon doları aşıyor!
Peki, bize ne oluyor da medeniyet değerlerimizle, inancımızla uzaktan yakından alakası olmayan “Noel’i/Miladi yılbaşını” kutluyoruz! Noel bizim neyimiz olur? Bizim kendi yılbaşımız var, Dini ve Milli Bayramlarımız var! Bize düşen onlara sahip çıkmak, usulüne göre kutlamaktır. Bizim Kurban Bayramımızı kurban keserek kutlayan bir gayri Müslim gören var mı?
Bu arada Hazine ve Maliye Bakanı Sayın Şimşek, hadsizlik etti! Nasıl mı? Sigara örneği üzerinden faiz bataklığını tavsiye etti! Mehmet Şimşek açıklamasında, “Günlük bir paket sigara ücreti ortalama 75 TL. Yıllık maliyeti 27 bin 375 TL. Bunu bir yıllığına içmeyin sadece 5 yıllığına bugünkü faiz üzerinden Halk Bankasına koyarsanız, yüzde 40 üzerinde yapılan hesapla 147 bin lira getirisi olur” diyor! Peki, dini bakımdan değişen ne? Sigarası da, Faizi de, Kumarı da birer pislik, haram değil mi? İşte, bu mantıkla yönetilen ülkenin hali bugün bu hale getirildi! Bu mantıkla milletimiz pisliklerden nasıl kurtulur da kendi medeniyet değerlerine döner?
Dostça kalın…
News
