Kadınlar günü, Birleşmiş Milletler tarafından alınan kararla 1977 yılından itibaren her yıl 8 Mart günü uluslararası düzeyde kutlanıyor. Türkiye ise 1921 yılından itibaren, aralarda yasaklanmış yıllar olsa da günümüzde kutlanmaya devam ediliyor.
Bazıları bugünü protesto ve hak arayışıyla bu uğurda kaybedilen kadınlar için yas günü ilan ederken, bazıları kazanılmış haklara vurgu yaparak kutlama günü olarak görüyor. Kadın olmanın yılda bir kez, bir karanfil, bir söz ile kutlanması tek başına yeterli değil elbette. Çünkü kadın olmak, erkekleri ve çocukları da ilgilendiren toplumsal bir mesele.
Kadın psikolojisi, kadınların düşünce, duygu ve davranışlarını etkileyen psikolojik süreçleri inceleyen bir alan. Biyolojik, kültürel ve toplumsal faktörlerin, kadınların ruh sağlığı, benlik algısı, ilişkileri ve yaşam deneyimleri üzerindeki etkilerini aştırıyor.
Kadın psikolojisine dair kaynaklara baktığımızda Freud gibi çoğunlukla erkek teorisyenlerin yorumlarını görüyoruz. Freud, kadın psikolojisinin özellikle “Psikoseksüel Gelişim Dönemleri” ile şekillendiğini savunurken, Karen Horney kadın psikolojisini biyolojik olarak açıklamanın eksik kalacağını dile getirerek, sosyal, kültürel faktörlerin de önemine vurgu yapmış. Karen Horney bunu 19. Yüzyılda dile getirmiş ancak günümüzde kadınların toplumsal cinsiyet rolleri açısından hala desteğe ihtiyaç hissettiğini görebilmek mümkün.
Toplumsal cinsiyet rolleri farklı alanlardan etkilenir. Örneğin ailede, kız çocuklarına daha nazik ve korumacı davranılır. Eğitim materyallerinde, kadına yönelik beklendik roller hazır sunulabilir. Medyada kadın, fedakâr ve güzel gibi rollerle sunulur. İş hayatında lider olması değil destekleyici yardımcı roller uygun görülür.
Bu rollerin hepsi kadınların benlik algılarını şekillendirir. Kadınlar toplumsal beklentiler nedeniyle mükemmeliyetçilik veya yetersizlik duyguları yaşayabilir. Yeterince iyi anne, yeterince iyi eş, yeterince başarılı iş kadını olma baskısı tükenmişlik hissine neden olabilir.
Kadınlar, özellikle “Duygusal Emek” yükünü daha fazla taşır. Bu başkalarının duygularını yönetme ve sosyal ilişkileri sürdürme sorumluluğunu üstelenme anlamına gelir. Hem evde hem işte yüksek beklentilere maruz kalmak anksiyete ve depresyon riskini artırabilir.
Kadınlar lider rollerinde ise, fazla sert veya fazla yumuşak olmakla eleştirilebilir. Cam tavan etkisi kadınlarda özgüven kaybına yol açabilir. Cam tavan kavramı, kadınların çalışma hayatındaki yükselmelerine engel olan soyut ayrımcılığı ifade eden bir metafordur.
Neyse ki gözlemlemelerime göre son yıllarda kadın psikolojisini olumlu anlamda etkilen bir dönüşüm mevcut. Örneğin kadınların daha fazla eğitime ulaşıyor olmaları, farkındalık yaratan bazı eşitlik hareketleri, kadınların rol modellerinin sanatta, sporda, bilimde ve iş dünyasında çoğalıyor olması ve aile içinde ebeveyn sorumlulukları gibi duygusal iş bölümlerinin yapılıyor olması umut vadediyor.
GÜNDEM
2 gün önceGÜNDEM
12 Mart 2025GÜNDEM
12 Mart 2025GÜNDEM
12 Mart 2025GÜNDEM
12 Mart 2025GÜNDEM
12 Mart 2025GÜNDEM
12 Mart 2025