eşya depolama
DOLAR 36,6695 0.15%
EURO 39,9182 0.21%
ALTIN 3.519,510,05
BITCOIN 30937394,48%
Edirne
19°

AÇIK

02:00

İMSAK'A KALAN SÜRE

RAMAZAN VE AHİRET BİLİNCİ

RAMAZAN VE AHİRET BİLİNCİ

ABONE OL
13 Mart 2025 12:28
RAMAZAN VE AHİRET BİLİNCİ
0

BEĞENDİM

ABONE OL

O (sayılı günler), doğruyu eğriden ayırma, gidilecek yolu bulma konusunda açıklamalar ve insanlara rehber olarak Kur’an’ın indirildiği ramazan ayıdır. Artık içinizden kim bu aya yetişirse onu oruçlu geçirsin. Kim de hasta veya yolcu olursa, başka günlerden sayısınca tutar. Allah sizin için kolaylık istiyor, güçlük çekmenizi istemiyor.

Sayıyı tamamlamanız, size doğru yolu göstermesinden ötürü Allah’ı tazimle anmanız için ve  şükredesiniz diye (uygun hükümler gönderiyor). (el-Bakara, 2/185) Ebû Hüreyre”den rivayet edildiğine göre, Resûlullah (sav) şöyle buyurmuştur: “Mübarek Ramazan ayı size geldi. Yüce Allah bu ayda size oruç tutmayı farz kıldı. Bu ayda sema (cennet) kapıları açılır, cehennem kapıları ise kapanır ve şeytanların azgınları bağlanır.” Bizleri rahmet, bereket ve bağışlanma ayı olan Ramazan-ı Şerife ulaştıran Rabbimize sonsuz hamd-ü senalar olsun. Bu mübarek zaman diliminin kıymet ve önemini anlatarak, nasıl davranmamız gerektiğini öğreten, rehberimiz, önderimiz Hz. Muhammed’e (sav) binlerce kez salat ve selam olsun. Cumamız mübarek olsun.

Aziz ve Pek Kıymetli Okurlarım  !

 Ramazan-ı Şerif’in 14. Gününü idrak etmekteyiz. Her başlayanın nihayetleneceği gibi sayılı günlerde elbette bitecektir. Ramazan öyle vefalı bir aydır ki ayrılırken dahi hüznünü hissettirmemek için bizlere bayram neşe ve sevincini bırakmaktadır. Bu ayda neler yapabildik? Hangi ibadetlerimizle bu ayın faziletinden istifade edebildik? Bize hangi duygu ve unutttuğumuz hasletleri hatırlattı? Bu soruların cevabını ararsak Ramazanı gerçek manasıyla anlamış olacağız. Ramazan bizlere sadece oruç ve teravihi hediye olarak getirmez. Meşgalelerimiz içinde fazla hatırlayamadığımız veya unuttuğumuz bazı değerleri de hatırlatır.  Bu değerlerin başında da ahiret hayatı gelmektedir. Ramazan bizlere ahiret bilinci verir, kulluk ahdimizi hatırlatır; Ahiret inancı, yüce değerlerle bezeli asil bir gayeye ulaşma noktasında kulun sorumluluk duygusunu pekiştirmek, dünya ile âhiret arasındaki mesafe ve dengeyi anlamlandırarak boşluğa düşmesinin önüne geçmek ve nihayetinde hayatını daimi kılmak için biricik vesiledir. Çünkü dünya hayatının her türlü geçici nimetiyle buluşsa da salim fıtratı ve yaratılış hikmeti gereği, insanın bu nimetlerle manevi anlamda tam manasıyla tatmin olması mümkün değildir. sekînet  duygusu ancak âhirette söz konusu olacak ebedi hayatla vücut bulabilir.  Diğer taraftan âhiret inancı, kişinin bu dünyada yüzleştiği korkuların, yaşadığı sıkıntılar ve yoksunlukların üstesinden gelmesini kolaylaştıran büyük bir dayanak, zorlu zamanlarda onu muhafaza eden korunaklı bir sığınaktır. Dolayısıyla bu inanış; dünyada anlam ve değer problemi yaşayan, karşılaştığı sorunlarla ilgili sebep-sonuç ilişkisi kuramayıp sağlıklı değerlendirmeler yapmakta zorlanan insanın elinden tutan bir kurtarıcıdır. Bununla birlikte âhiret gerçeği; iyi ve kötü arasındaki gerçek adaletin ilahi mahkemede din gününün sahibi tarafından mutlak bir şekilde tahakkuk edeceğini haber vermekle herkesi vicdanıyla yüzleştirmekte, kişinin dünya hayatındaki bütün tutum, tavır ve eylemlerinde hesap verme bilincini ve hakkının asla zayi olmayacağı inancını canlı tutarak sorumluluk ve sabır membaı olmaktadır. Dünya hayatı, esasında âhiret için bir yolculuk serüveni, âhiret ise dünyanın intizamı için vazgeçilmez bir zorunluluktur. İnsan, âhiretini kulluğu ve ahlakla tezyin edilmiş değerli davranışlarıyla, dünyasını da âhirete olan muhkem inanışıyla anlamlandırıp imar etmektedir. Dolayısıyla âhiretin hakkını dünyaya hasretmeden, fenâ-beka, masivâ-maverâ, züht-rağbet dengesini kurarak her iki dünyada kazançlı çıkabilen kimse büyük başarıya ulaşmıştır.

Kıymetli Okurlarım !

 Ramazan-ı Şerifin kıymetli olan her anında Ahiretin varlığını ve bilincini zihinlerimize nakşetmektedir. İnsanın kendisiyle yüzleşmesi, hayatını muhasebe etmesi ve yarın için hazırlık yapması noktasında hayat yolculuğunun en bereketli duraklarından biri ramazan ayıdır. Nurlu gölgesi üzerimize düşmeye başlayan bu mübarek ay, iman amel bütünlüğü içerisinde istikamet üzere devam edecek ideal bir hayata yeni bir başlangıç yapmak ve neticesinde ebedî saadet yurdunu kazanmak için eşsiz bir fırsattır. Zira bu kutlu zaman diliminin, her şeyden önce insanı fıtratına dönmeye ve nefis muhasebesi yapmaya yönelten; bununla birlikte inancın samimiyetle pekiştirilmesini, ibadetlerin muhabbetle kıvama kavuşturulmasını, hayatın güzel ahlakla tezyin edilmesini sağlayan manevi bir atmosferi vardır. Dünyanın oyalamaları ve şeytanın ayartmaları karşısında yorulan ruhları teskin eden rahmet, bereket ve mağfiret ayı ramazan, kulun ebediyet yolculuğu için gereken azığını hazırladığı bereketli bir hasat mevsimidir. Bu mevsimde İslam beldelerinden dalga dalga yeryüzüne yayılan barış, kardeşlik ve esenlik rüzgârları, bireysel ve toplumsal hayata nizam, huzur ve güven taşımakta; küresel sorunların girdabında bunalan gönüllere inşirah vermektedir.

 Değerli Okurlarım ! 

Yüce Rabbimiz Kerim Kitabımızda geçici ve imtihan âlemi diyerek tanımladığı dünyanın karşılığı ebedi ve kalıcı yurt olarak isimlendirdiği ahiret hayatının varlığını anlatır. Kur’an-ı Kerimde müteattit ayetlerde ahiretin varlığı ve mahiyeti anlatılmaktadır. Hayatı sadece dünyadan ibaret görmek, yeniden dirilişi ve ahireti inkâr söylemleri tüm peygamberlerin karşılaştığı, Vahiy ile cevaplandırdığı temel sorular arasındadır. Kur’an’ın ilk muhataplarından olan müşrikler ile günümüzdeki sapkın ve inkârcı akımların birleştiği ortak nokta insan hayatının sadece dünyadan ibaret olduğunu, yeniden dirilişi ve ahireti inkâr söylemidir. İnkârcıların aklının ve mantığının almadığı noktalardan biriside çürümüş, toprak olmuş bedenlerin yeniden nasıl diriltileceği sorusudur. Rabbimiz; Kendi yaratılışını unutup bize örnek getirmeye kalkışıyor ve “Şu çürümüş kemiklere kim can verecekmiş?” diyor. De ki: “Onları ilk başta yaratmış olan diriltecek. O yaratmanın her türlüsünü bilir.” (Yasin, 36/78-79) Ayetiyle, onların yeniden diriliş hakkındaki sorularını yaratılış merkezli olarak cevaplamaktadır. Kur’an ahirete ve yeniden dirilişe imanın Mümince bir tavır olduğunu belirtilmektedir “Yine onlar, hem sana indirilene hem de senden önce indirilenlere iman ederler. Âhiret gününe ise yakînen inanırlar.(Bakara, 2/4) Ramazan-ı Şerif İnşallah Ahiret bilinciyle bir hayat sürmemize vesile olsun. Ömrü Ramazan kılıp, Ahirette Bayram yapabilmeyi yüce Rabbimiz hepimize nasip eylesin.

En az 10 karakter gerekli


HIZLI YORUM YAP