Bildiğimiz üzere Dünyadaki en eski spor etkinliklerinden olan tarihi Kırkpınar yağlı güreşleri geçmişten günümüze uzanan köklü bir gelenek önemli bir kültürel zenginliğimizdir.
Edirne, Türk karakterini en iyi temsil eden asil bir sporun, Yağlı güreşin asırlardan beri yapıldığı, iradelerin bilendiği Er Meydanıdır. Edirne Kırkpınar’ın beşiğidir.
Kırkpınar’ın vazgeçilmez öğelerinden Ağa’sı ile, Pehlivanıyla, Kıspet ve Pırpıtı ile, Yağcısı, Yağlanma ve Peşreviyle, Cazgırı ve Hakemiyle , Davul -Zurnasıyla, Müzik eşliğinde yüzlerce sporcunun aynı anda karşılaştığı, İslami dua ve temennilerle yeryüzünde yapılan tek spordur. Bu nedenlerle UNESCO’nun “insanlığın korunması gereken kültür mirası” listesine alması Kırkpınar güreşlerini evrenselleştirmiştir.
Yiğit büyüklerimiz 664 yıl öncesinden bugüne dek daima sportmenlik ve mertlik duyguları içerisinde ortaya koydukları mücadelelerle Ata sporumuz güreşi tarihin derinliklerinden bu günlere taşımışlardır. Bugün bizlere düşen görev, Ata sporumuz güreşe ve güreşin kaynağı olan Kırkpınar’a gereken önemi vermek, bu kültürel mirası gelecek kuşaklara sağlıklı biçimde taşımaktır.
Bu köklü geleneği tarihsel süreç içerisinde çok az da olsa bazı yıllarda önemli nedenlerden ve mücbir sebeplerden dolayı yapılamamış olsa da genelde yapılmıştır. 75 yıldır Edirne Belediyesinin Organizasyonu ve öncülüğünde kısıtlı olanaklara rağmen yapılmasına çalışılmaktadır. Yeterlidir diyebilir miyiz? Tabi ki hayır. Devletin Kırkpınar yağlı güreşlerine sağladığı devlet desteği yeterli olmuş mudur? Buna da verilecek cevap tabi ki Hayır dır.
Böylesine önemli tarihsel bir olguyu bu günlere taşıyabildik. Ancak eksiklerimiz yok mu? Elbette var. Yıllarca Kırkpınar organizasyonlarında ve Er meydanında çeşitli görevler almış, Kırkpınar ile ilgili araştırma ve incelemeler yapmış biri olarak hiç kimseyi hedef almadan, yargılamadan özeleştirilerimi yaparak sorgulamadan da geçemeyeceğim .
& Edirne olarak, Halk olarak, Kurum ve kuruluşlarıyla Kırkpınar’a sahip çıkabildik mi? Kırkpınar’ı Organizasyon olarak gördük. Spor olarak görebildik mi?
& Ata sporunu ayağa kaldırmak için alt yapısına önem verdik mi? Yeni güreşçi yetiştirilmesine öncülük edebildik mi? Güreşçilere sahip çıkabildik mi? Bir güreş ihtisas kulübü veya Güreş eğitim merkezi açabildik mi?
& Kırkpınar Vakfını kurabildik mi? 664 yıllık geçmişi olan Kırkpınar Müzesini hizmete açabildik mi?
& Uluslararası arenaya taşımak daha fazla tanıtmak için gerekenleri yapabildik mi? Kırkpınar’ın Edirne Turizmine yeterli katkısını sağlayabildik mi?
& Kırkpınar’ı Panayır havasından çıkarıp, Güreş sahası dışını çirkin, sağlıksız esnaf görüntülerinden çıkarabildik mi? Her geçen yıl artan trafik karmaşasına, Otopark sorununa çözüm bulabildik mi?
& Namazın kazası olur da Kırkpınar’ın kazası olmaz diyen, Ülkemizin bir ucundan çıkıp yazın sıcağında çeşitli sıkıntılara katlanarak Edirne’ye gelen Yağlı güreş meraklısı Yurttaşlarımızın cami avlularında, açık alanlarda, parklarda konaklamalarına çözüm bulabildik mi? Halkın bu konuda desteğini alabildik mi?
& Çok daha mükemmel bir organizasyon için Belediyede özel bir birim oluşturabildik mi? Çalışmaları alel acele kısa bir döneme sıkıştırmayıp yıl boyunca daha rasyonel çözümler için yıl boyunca sürdürülebilirlik sağlayabildik mi?
Kırkpınar konusunda kendisini sorumlu hisseden herkes bu soruları üzerine alıp gereğini yapmalıdır diye düşünüyorum. En büyük sorumluluk ve vebal de devletimizindir. Ata sporumuza ne yazık ki sahip çıkılmamıştır. Halen de çıkılmamaktadır. Her yıl devlet tarafından verilen çok cüzi katkı payı ile bu iş olmaz. Kırkpınar’ın bütün yükünün Belediyeye bırakılmaması gerekir. Kırkpınar’ı layık olduğu güzellik içinde yaşatmak ve yaşamak için çok daha fazlasını yapmak zorundayız.
Söz konusu Edirne ve Kırkpınar ise gerisi teferruattır.
GÜNDEM
8 gün önceGÜNDEM
03 Temmuz 2025GÜNDEM
03 Temmuz 2025GÜNDEM
03 Temmuz 2025GÜNDEM
03 Temmuz 2025GÜNDEM
03 Temmuz 2025GÜNDEM
03 Temmuz 2025