Recep Çınar
Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan, yeni yıla girdiğimizde, 2025 senesini “Aile Yılı” ilan etmişti. Bununla birlikte ayrıca, aileyi güçlendirmek adına bu kapsamda önemli çalışmaların gerçekleştirileceğini söyledi.
Peki, “Aile” deyince ne anlıyoruz?
Toplumları aileler, aileleri bireyler oluşturur. Sağlıklı bir toplumu, sağlıklı aileler ve sağlam karakterli bireyler oluşturur. Dinimiz İslam’da aile hukuku ve ailede bireyin sorumlulukları varadır.
İslam’da aile, “nikâh akdi” ile kurulur. İslam, bir akit (karşılıklı tarafların rızası ile anlaşma) üzerine inşa edilen evlilikle başlayan Aile hayatına büyük önem verir. Allah’ın emri olan ve Peygamber Efendimiz (sav)’in de birçok hadisinde bahsi geçen evliliğin önemini şu hadis-i şeriften öğrenmek mümkündür: Peygamberimiz (sav); “Evleniniz, çoğalınız. Ben kıyamet gününde diğer ümmetlere karşı sizin çokluğunuzda övüneceğim” der.
Rabbimiz (cc); Allah evlerinizi sizin için bir huzur ve sükûn yeri kıldı” diyor. (Nahl Suresi:80)
Bakara Suresi 228. Ayette ise; “Erkeklerin kadınlar üzerinde hakları olduğu gibi kadınların da erkekler üzerinde birtakım iyi davranışa dayalı hakları vardır” uyarısında bulunur.
KADININ ERKEK ÜZERİNDEKİ HAKLARI;
Mehir; (kadına bir değerin ifadesi ve kritik bir dönemdeki sosyal garantisi olarak verilen maldır, Mal veya Para)
Nafaka; Erkek ailesine bakmakla yükümlüdür.
Himaye: Erkekler eşlerinin iffet ve ismetlerini (Ahlak ilkelerine bağlılığını) himaye etmek, korumakla yükümlüdür.
Eğitim: Koca, başta kendisini, sonra eşini ve sonra da çocuklarını eğitmekten sorumludur.
İyi geçinmek: Kadın, eşinin her döneminde yanındadır ve en büyük destekçisidir. Arkadaş, yoldaş, hayat ortağı, üzüntü ve sevinçte yanı başında olan dostudur. Kadın’ın Erkek üzerinde hakları olduğu gibi erkeğin de kadının üzerinde hakları vardır. İslam aileyi Eşlerin karşılıklı hakları üzerinden inşa eder.
ERKEĞİN KADIN ÜZERİNDEKİ HAKLARI İSE ŞUNLARDIR; Nezaket; Nasıl ki koca eşine iyi davranmalı ise, kadın da kocasına öyle nazik ve iyi davranmalıdır. Ruhsal ve bedensel rahatı için elinden geleni yaparak kocasını memnun etmeli, yumuşak huylu olmalıdır. Mahremiyetini (Saygıya ve gizlenmeye değer şey, kendileriyle evlenmek haram olan yakın hısım) ve masumiyetini (Suçsuz, günahsız, kabahatsiz) korumalıdır. Eşini her zaman yüzünde “tebessüm” ile karşılamalıdır.
Sevgi; Bir kadın, kocasına sevgi ile bağlanmalı ve kadınlık görevini yerine getirmelidir. Tabii ki koca da eşine sevgi ile bağlanmalı ve erkeklik görevini yerine getirmelidir.
Ailenin Onurunu, İffetini ve Şerefini korumak; Nasıl ki erkek karısının onurunu korumakla mükellefse, kadın da O’nun onurunu korumalıdır.
Peygamberimiz (sav) bir hadislerinde; “Hepiniz çobanısınız. Hepiniz güttüğünüz sürüden sorumlusunuz. Amir Memurlarının çobanıdır. Erkek Ailesinin çobanıdır. Kadın da evinin ve çocuklarının çobanıdır. Netice itibariyle hepiniz çobansınız ve hepiniz idare ettiklerinizden sorumlusunuz” Uyarısında bulunur!
Tabii ki Ebeveynlerin de Çocuklar Üzerinde Hakları vardır! Çocukların yetişmesinde ve topluma kazandırılmasında aile birincil (asli) ve ihmal edilemez bir role sahiptir.
Allah, erkekler ile kadınları her yönden eşit yaratmamıştır. Bu iki cinsi her cihetle eşit kılmaya çalışmak ancak fıtratı değişmekle mümkündür, bu ise muhal (olmayacak) dir. Erkeğin ve kadının mahiyetleri birçok cihetle farklılık gösterir. “Hüküm çoğunluğa göre verilir.” kaidesinden hareketle şöyle diyebiliriz:
Erkekler, “güç ve kuvvette, teşebbüs kabiliyetinde, cesarette”.
Kadınlar ise, “şefkatte, hassasiyette, vefa ve sadakatte” daha ileridirler. Gerek kadının gerek erkeğin birbirinden üstün tarafları vardır. Aile çatısı altında, her iki tarafın üstün meziyetleri birleştirilir ve böylelikle ailenin ihtiyaçları yanında, saadeti de temin edilmiş olur.
EBEVEYNLERİN ÇOCUKLAR ÜZERİNDEKİ BAŞLICA HAKLARI İSE ŞÖYLE;
Saygı: Anne ve Baba’ya karşı saygı, hürmet ve hoşgörü Allah’ın kesin emridir. Onlara “öf” bile denmemelidir. Anne ve Baba’ya gösterilecek saygı, onların çocukları üzerindeki emeğinin hakkıdır.
İyilik: Anne ve Babalar evlatlarının her daim iyiliğini isterler. Unutmamalıyız, anne ve babalarımız her ne pahasına olursa olsun bize sahip çıkmış, güvenmiş, hasta olduğumuzda başımızda beklemiş, derdimizle dertlenmiş, mutluluğumuzla mutlu olmuşlardır. Bu sebeple onlara en ufak bir şekilde kötü davranılmamalı, kalplerini kırmaktan kaçınılmalıdır. Anne ve babaya iyi davranmak Allah’ın emridir.
Hizmet: Nasıl ki anne ve babalarımız bizlere küçükken, kendi işlerimizi kendimiz yapamaz durumda iken hizmet etmişlerse, onlar yaşlandığında kendi ihtiyaçlarını göremez bir duruma geldiklerinde bizler de onlara hizmet etmek suretiyle gönüllerini hoş tutmalıyız.
İtaat: Anne ve Baba’ya her konuda itaat etmek gerekir; ancak İslam’a aykırı bir şey istemeleri müstesna.
ÇOCUKLARIN EBEVEYNLERİ ÜZERİNDEKİ HAKLARI İSE; Şöyle özetlenebilir.
Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan, geçtiğimiz günlerde “Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezi”nde gerçekleştirdiği “gençleri evlenmeye teşvik ederek” yeni evlenecek gençlere 48 ay vadeli, 2 yıl geri ödemesiz,150 bin lira tutarında faizsiz kredi verileceğini söyledi. Ayrıca, yeni doğacak ilk çocuk için verilen tek seferlik doğum yardımını da 5 bin liraya çıkardıklarını açıkladı.
Teşvik güzel de “ama”sı olmasa! Günümüzde bir ev kurmak ve düğün yapmanın maliyeti (yapanların söylediğine göre) en az 500 – 600 bin Lira! Çalışan gençlerin birçoğu 22.105 Lira asgari ücretle çalışıyor! Bu aylık gelir ile evini mi geçindirecek, kirasını mı ödeyecek (ki, en ucuz kira 10 bin TL’den aşağı değil), borç taksidini mi ödeyecek, geçimini mi sağlayacak? Günümüz şartlarında böyle bir yükün altından kalkabilecek kaç babayiğit var ?
Bu sorun, “yıl kutlamaları” ile “Deve’de kulak misali desteklerle” çözülecek bir sorun değil!
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), verilerine göre; 2024 yılı nüfusumuz 85 milyon 664 bin 995 kişiye yükseldi. Ancak artan nüfus kadar dikkat çeken bir başka detay da boşanma oranlarındaki ciddi yükseliş oldu! 2024 yılında Türkiye genelinde boşanma oranı yüzde 5 artarken, evlenmiş bireylerin sayısında yalnızca binde 0.47’lik bir artış yaşandı!
Bu da bize şunu gösteriyor; Maddi ve Manevi kalkınmaya ihtiyacımız var! Bu ise “Adil Düzen” ile olur. Bunun için de “önce Ahlak ve Maneviyat”, ardından da günün ihtiyaç ve şartlarına göre ilk etapta ülke ihtiyaçlarımızı karşılayacak sanayimizi güçlendirmek, dolayısıyla işsizliği asgariye indirmek ve Tarım – Hayvancılığımıza gereği gibi sahip çıkıp ithali değil ihracatı artırmaktır. Bütün bunları yaparken de ülkeyi önce “faiz ve borç” belasından kurtarmaktır!
Aile konusu değil bir köşe yazısına, kitaplara sığmayacak kadar geniş bir konu. Ben bu yazımda Aile konusunda bazı bilgileri özetle paylaşmaya çalıştım.
Dostça kalın…
GÜNDEM
2 gün önceGÜNDEM
13 Mart 2025GÜNDEM
13 Mart 2025GÜNDEM
13 Mart 2025GÜNDEM
13 Mart 2025GÜNDEM
13 Mart 2025GÜNDEM
13 Mart 2025