Ahmet Acaroğlu
Sevgili Ediz Martin, son yerel seçimde Uzunköprü Belediye Başkanı seçildin. Hayırlı uğurlu olsun. Makamına gelmek henüz nasip olmadı ama partideki iki bayramlaşmada da yanındaydım ve kutladım seni.
Seçimde yakanda güneş rozeti vardı. Yanında tam kadrosuyla İyi Parti’nin gönüllü neferleri… Onlar gece gündüz seninle beraber oldular. Senin kazanman için inanılmaz efor sarfettiler, emek harcadılar. İşlerini, eşlerini, çocuklarını ihmal ettiler ama seni yalnız bırakmadılar. Seninle birlikte girilmedik sokak, sıkılmadık el bırakmadılar. Ve başardınız, başardılar. Yurt genelinde hayal kırıklığı yaşarken İyi Parti Uzunköprü’de yarışı zaferle sonuçlandırdı ve sen Belediye Başkanı oldun.
Sevgili kardeşim yerel seçimde ideolojiler yerine adayların ve partilerin performansına bakılır. Sen sol kökenli olmana rağmen İyi Parti’den aday olmayı tercih ettin. İyi Parti ağırlıklı olarak ülkücülerin kurduğu, merkez sağda liberal demokrat kimlik arayışında olan bir partiydi. Sen İyi Parti’yi bilerek geliyorsun, İyi Partililer de seni bilerek aday yapıyor. Sorun yok. Oysa seçimi kazandıktan sonra sen, sana yakışmayan mazeretler uydurarak partiden istifa ediyorsun. Yetmiyor, bazı CHP’liler senin baba ocağına döndüğünü söylüyorlar.
Bak kardeşim, siyaset bir güven işidir. Daha üç ay bile dolmadan bu dedikodular çıkıyor ve kısa sürede istifa gerçek oluyorsa sen seçmenine madik atıyor, nanik yapıyorsun demektir. Bunun ne ahlakla ne dürüstlükle ne samimiyetle ne de adamlıkla bağdaşmadığını söylemem gerekiyor. Bence kendine yazık ettin. Keşke seni bağrına basanları böyle bir hayal kırıklığına uğratmasaydın.
Ediz kardeşim, bazı CHP’liler senin doğru yaptığını söyleyecek, helal olsun, yuvaya döndü diyecekler. Diyorlar zaten. Unutma ki bunların çoğu İyi Parti’ye geçtin diye dün sana sayıp söven insanlardı. Oysa senin asıl muhatabın sana oy veren İyi Partililer’dir. Sen onlarla nasıl helalleşecek, onların hakkını nasıl ödeyeceksin? Önce bunu düşünmeliydin. Makamlar gelip geçicidir ama itibar, doğrultu tutarlılığı, iyi anılmak önemli değerlerdir.
Bazı CHP’liler diyecekler ki; o zaten CHP’lilerin oyuyla seçildi, CHP’ye geçmesi gayet normal. Ama şunu hiçbir zaman unutma; İyi Parti’nin genel seçimde Uzunköprü’de aldığı oy rekor oydur ve Milletvekili Prof. Mehmet Akalın Uzunköprülü’dür. CHP’nin adayı Özlem Becan da en az senin kadar oy aldığına göre, senin de çok az oy farkıyla kazandığını göz önünde bulundurursak hangi partinin senin hanende ağırlığı olduğunu düşünmen gerekir. Hokkabazlığa gerek yok kardeşim. Sen yakana İyi Parti rozetini takarak, meydanlara İyi Parti amblemli pankartları asarak kazanmadın mı?
Baba ocağı diyen bazı CHP’liler rahmetli babanın ÖDP’den aday olduğunu unutmuşa benziyorlar. Yadırgamıyorum, insanlar tercihlerinde özgürdür. İstifa da tek taraflı bir irade beyanıdır. Ama oy veren seçmene sadakat da bir namus borcudur. Bu düşüncem milletvekilleri içinde geçerlidir.
Sevgili kardeşim, şunu söyleyebilirdin belki. İyi Parti kendi içinde paramparça. Birer birer istifa edip gidiyor Milletvekilleri. Hatta ben diyorum ki Meral Akşener’in kendisi terk etti partisini. Ama bu gelişmeler seçimden önce de biliniyordu. Benim bu konuda seçimden önce yazdığım eleştirel yazılarımı okumuş olmalısın. O zaman niçin bu partiden aday oldun diye sorarlar adama. Bir Belediye Başkanı elbette arkasında güçlü bir parti desteğinin olmasını arzu eder. Ama her şeyin bir zamanı vardır. Vakti gelmeden çiçek bile açmaz. Şartların olgunlaşmasını beklemeliydin. Seçim beyannamende yer alan vaatlerinin kaçta kaçını hayata geçirebileceksin, sözlerinin hangilerini tutabileceksin, önce bunları göstermeliydin Uzunköprülüler’e. Belki o zaman haklı bulunurdu istifan. Ama sen çok acele ettin, sana oy verenlerin güvenini felç ettin. Çok yazık!
Ahlak, bireyin yalnızken veya toplum içinde birlikte yaşarken özgürce tercih ettiği davranışlar biçimi olarak da tarif edilebilir. En eski çağlardan modern zamanlara kadar insanlar ilişkilerinde huzur ve güven, sevgi ve hoşgörü ortamını sağlayabilmek için hep ahlak kurallarını geliştirmeye çalışmışlardır. Oysa maneviyatı ıskalamış bir materyalizm, yarattığı ruhsuz ve utanmaz nesillerle ahlakımızı çürütmüş, karakteri felç etmiştir. Şeytanın genetik mutasyonlarının en önemli özelliği fırıldak olmalarıdır. Fırıldak, bildiğiniz gibi ip sayesinde gösterir hünerini. Yani mesele biraz karışık. Be can be can diye dönerken fırıldak, bi can oluverir sonunda. Çok çiğ bir çağ bu be kardeşim.
Ediz kardeşim, sen devrimcisin ve emekten yanasın diye biliyorum. Zaten ilk icraatlarından biri DİSK’in hak arayışı yürüyüşüne katılman olmuştu. Alınterinin ve emeğin haklı mücadelesinin yanında durman elbette alkışlanacak bir davranıştı. Be güzel kardeşim, sen sana oy veren binlerce insanın emeğini çalarken, sana olan güvenini gasp ederken hiç bunları düşünmedin mi? “Bir başka gölgede gölgeleneceksen ne diye birilerinin şemsiyesinin altına sığındın?”
Bir arkadaşım bana derin üzüntüsünü aktarırken Balzac’ın şu sözleriyle taçlandırdı sohbetini. ”İnsanlara, onları size nankörlük yapmaya mecbur bırakacak kadar büyük iyiliklerde bulunmayın.” Ben bu sözün neresindeyim diye hepimizin düşünmesinde yarar var. Seçmen diyor ki; yokmuşum gibi davranırsan, hiç olmamışsın gibi davranırım. Sıkıntı yok!
Güzel kardeşim, sen henüz CHP il ve ilçe yönetiminden de onay alamamışsın. Ha yarın kerhen de olsa senin CHP’ye katılımın uygun görülebilir. İyi de sen seçim maratonu boyunca neredeyse tüm mesaini CHP’ye ve CHP’li Belediye Başkanı Özlem Becan’a hakarete varan bir üslupla tamamladın. E şimdi aynı partide nasıl yan yana duracaksınız? Üstelik CHP Belediye Meclis Üyeleri Özlem Becan’ın tercihleriydi. Onların muhalefetini nasıl kesebilecek, İyi Parti’li ve AKP’li üyelerin sana olan gözü kapalı desteğini bundan sonra nasıl sağlayacaksın? Bence kendi ayağına sıktın kardeşim.
Üzüntüm senin arkanda oluşan konsensüsün bir daha kolay kolay sağlanamayacağı ve hizmetlerin aksayacağı noktasındadır. Benim ikametim İstanbul’da olduğu için yorumumu özgürce ve kişisel beklentim olmadan tarafsızca yaptığımı herkes gibi sen de bilirsin. Oyumu stratejik olarak hem Büyükşehir, hem de Üsküdar’da CHP’ye vermiştim. Zaten burada olsaydım ve sana oy verseydim eleştirilerimin ve hitaplarımın nasıl zehir zemberek olacağını ben bile kestiremezdim. Yine de hoşçakal kardeşim.
GÜNDEM
8 gün önceGÜNDEM
22 gün önceGÜNDEM
30 Ocak 2025GÜNDEM
30 Ocak 2025GÜNDEM
30 Ocak 2025GÜNDEM
30 Ocak 2025GÜNDEM
30 Ocak 2025Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.