Recep Çınar
Yaz mevsimi ile birlikte bir Kurban Bayramına eriştik. Bugün arife, yarın, 6 Haziran Cuma ikinci büyük Dini Bayramımız olan “Kurban Bayram”ımızı idrak edeceğiz. Bayramın ilk günüCuma da “bayram” sayıldığına göre çifte bayram kutlayacağız, inşallah!
Bayramlar, sevinç, mutluluk ve paylaşma günleridir. Kurban, şükür ve teslimiyettir! Hac ise İslam’ın 5 temel şartından biridir.
Namaz, oruç ve zekât gibi İslam’ın en temel ibadetlerinden biri olan Hac ibadetini yerine getirmek üzere Hacı adaylarımız kutsal topraklara uğurlandı. Haccın 3 farzından (İhram, Vakfe ve Ziyaret Tavafı) biri olan ‘Vakfe’ farzını ifa etmek üzere Arefe günü Arafat’ta olacaklar. Akşamı da Müzdelife’ye geçecekler. Orada, şeytana atacakları taşlarını toplayarak Bayram’ın ilk günü sabahı Mina’da şeytan taşlama, ardından kurban kesme ve saçlarını tıraş ederek akabinde “Ziyaret Tavafı” görevlerini yaparak ihramdan çıkacaklar. Böylece, yorucu ama sonsuz manevi haz veren ve yeniden doğuş olan Hac ibadetlerini yerine getirmiş olacaklar. Yorucu diyorum zira Peygamberimiz (sav) bir hadislerinde; “Hac meşakkattir (zorluktur)” buyurur. Ama her şeyin bir bedeli olduğu gibi Haccın da bir bedeli var! Peygamber Efendimiz bir başka hadislerinde; “Kim Allah için Hac eder de kötü söz ve davranışlardan sakınır ve günahlara sapmazsa -kul hakları hariç- annesinin onu doğurduğu günkü gibi günahlardan arınmış olarak (yurduna/geri) döner” buyurmuştur. Tabii ki olumsuz ekonomik şartlarda Hac yapmak da kolay değil! Ne asgari ücretli, ne de emeklilerin gelirleri hayatlarını sürdürmeye bile yetmezken Hacca nasıl gitsinler? En ucuz Hac fiyatı 225 bin TL! Bu ne demek? Asgari ücretle çalışan biri, ancak bir yıllık maaşını vermekle Hac yapabilir! Peki, ne yeyip yiyecek? Bu müstesna ibadeti yerine getirmek üzere Hacca gitmiş bulunan tüm kardeşlerimize her şeyden önce kolay ve kabule şayan bir Hac yapmalarını dileyelim, gidemeyenlere de, yüce Rabbimizden en kısa zamanda nasip etmesini niyaz edelim. İnşallah bu mağdurlara da bir gün Hac nasip olur.
Hac konusundaki ayetlerde Rabbimiz; “Şüphesiz, âlemlere doğruluk kaynağı olarak insanlar için kurulan ilk ev (mabet), Mekke’deki (Kâbe) dir. Orada apaçık işaretler, (ayrıca) İbrahim’in makamı vardır. Oraya giren emniyette olur. Yoluna gücü yetenlerin o evi haccetmesi, Allah’ın insanlar üzerinde bir hakkıdır. Kim inkâr ederse bilmelidir ki, Allah yarattığı âlemlerden bağımsızdır, her bakımdan Kendine yeterlidir” der. (Al-i İmran S. / 96-97)
Hac ibadeti, kitabımız Kur’an-ı Kerim ve Resulullah (sav)’ın sünnetine göre, seyahat emniyetine haiz bir ortamda mali gücü ve sıhhati yerinde olan her Müslüman’a farzdır. İnancımıza göre hayat, dünyada başlamadı ve bu dünyadan gitmekle de bitmeyecek! Biz Müslümanlar, var edilişimizin “elest bezmi”nderuhların ilk yaratılışıyla başladığına, sıramız geldiği için bu âleme geldiğimize ve sıramız gelince de bu âlemden göçüp ebedi bir hayata yeniden doğacağımıza inanırız. İşte, yüce Allah, imkânı olan müminlerden, yeryüzünde inşa ettirdiği ilk evi “Kâbe”yi ve Kâbe’nin etrafındaki kutsal mekânları ziyaret etmelerini istemiştir. Çünkü bu mekânlar, Yüce Yaratıcının ilahi tecellilerine, Hz. Muhammed (sav)’a indirilmiş olan mükemmel vahye muhatap olmuş ve birçok kutlu hadiseye şahitlik etmiştir.
Nitekim insan varlığının dünya hayatındaki başlangıç mekânı Arafat, Âdem ile Havva’nın cennetten çıkartıldıktan sonra, dünyada ilk buluştukları mekândır.
Müzdelife ise geceledikleri yerdir.
Safa ve Merve de, Hacer validemizin oğlu İsmail (as)’e çölün ortasında su temin etmek için koşuştururken Zemzem mucizesini yaşadığı yerdir.
Mina mekânları ise, Allah’a imanın en büyük mücadelelerinden birini vermiş olan İbrahim ve İsmail Peygamberlerin gösterdikleri teslimiyet örneğine şahitlik ettiği topraklardır. Mina aynı zamanda Allah’ın emrini yerine getirmeye çalışan insana (Hz. İbrahim’e), engel olmaya çalışan şeytanın Hacılar tarafından temsilen taşlandığı yerdir.
Hac; Adalet,eşitlik ve kardeşlik ruhunun zirvede yaşandığı bir ibadettir. Makamları, mevkileri, sosyal statüleri, milliyetleri, dilleri ve renkleri çeşit çeşit olan Müslümanlar Hac ortamında, aynı elbiseler içinde bulunurlar.
“Arab’ın, Arab olmayana, Arab olmayanın da Arab’a hiçbir üstünlüğü yoktur. Üstünlük ancak takva (günahlardan sakınma) ile yani gerçek dindarlık iledir” sözü, Arafat meydanında Peygamber Efendimiz tarafından Veda Hutbesinde insanlığa duyurulmuş ve böylece ırk ve sınıf temeline dayalı bütün anlayışlar İslâm tarafından reddedilmiştir.
Peygamber Efendimiz (sav), “Hac edenler ve Umre yapanlar Allah’ın misafirleridir. Allah’a dua eder ve bağışlanma dilerlerse, Allah onların dualarını kabul eder ve onları bağışlar” buyurmaktadır.
Bu münasebetle, Hac görevini ifa edenlerin Allah katındaki değeri çok yüksektir. Ve yüce Allah, onların samimiyetle yapacakları duaları geri çevirmez.
Haccını ifa eden Müslümanlar, kendilerini “şirk”e, ahlaklı olmayan davranışlara karşı daha korunaklı hale getirmiş demektir. Bundan dolayı haccedenler, hac ibadetiyle elde ettikleri “marifetullah”ı (tanıma/bilme) kaybetmemelidirler! Yalan, haksızlık, emanete hıyanet, bâtıl’ı destekleme, bencillik, ahde vefasızlık, adaletsizlik, aldatma, kandırma, hileli ölçme ve tartma, … gibi ahlâkî olmayan tutum ve davranışlardan daima kaçınmalıdırlar. Ezelden ebede sürdürdüğümüz seyahatimizin kısacık bir parçası olan, diğer bir ifade ile varoluştan itibaren başlayan sonsuzluk yolculuğumuzun bir safhası olan şu dünya hayatımızda, Allah-u Teâlâ cümlemizi gerçek manada inanan ve inancını hayatına yansıtan müminlerden eylesin, Kurban Bayramınız mübarek olsun…
Dostça kalın…
GÜNDEM
05 Haziran 2025GÜNDEM
05 Haziran 2025GÜNDEM
05 Haziran 2025GÜNDEM
05 Haziran 2025GÜNDEM
05 Haziran 2025GÜNDEM
05 Haziran 2025GÜNDEM
05 Haziran 2025Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.