Recep Çınar
AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan, geçtiğimiz günlerde Erzurum’da gerçekleştirdiği ziyaret kapsamında düzenlenen “Gençlerle Buluşma” programına katıldı. Burada gençlerin sorularını yanıtlayan Erdoğan’ın “Gençler nedense evlenmiyor” çıkışı büyük bir tartışmanın fitilini ateşledi!
Evlenmek bir tarafa, aksine boşanmaların arttığına dikkat çeken Erdoğan, gençlerin evlenmemesine sitem ederek, “Bizim milletimizin aile kavramı noktasında geçmişten bugüne farklı bir kutsiyeti var. Onun için de tabii bu kavrama hep birlikte sahip çıkmamız lazım. Gençler nedense evlenmiyor, boşanmalar ise artıyor. Ben 25 yaşında evlendim. Ama şimdi bakıyoruz; 30, 35, 40… Alıp başını gidiyor. Bir an önce evliliği yapmak lazım” diyor.
İyi de, 22.104 TL asgari ücretle çalışan bir genç nasıl evlenip de yuva kuracak? Evinin ihtiyacı olan eşyayı nasıl alacak? Kirasını nasıl ödeyecek? Onun için bırakın evlenmeyi, ülkemizde boşanmalar her geçen gün artıyor! Bu durumda gençler nasıl evlensin? Bu düzen insanımızı maneviyattan koparıyor, dünyevileştirerek yaşatmaya çalışıyor. Hâlbuki kuş tek kanatla uçamaz! Hükümetin yanlış ekonomi politikaları sonucunda altın fiyatlarının, beyaz eşyanın, mobilyanın, yeni bir ev almak veya kiralamak birçokları için imkânsız hale geldiği ülkemizde gençler nasıl evlensin?
Ülkemizde evlenenlerin sayısı, 2022 yılında 575 bin 891 iken 2023 yılında 565 bin 435 oldu. Evlenmede düşüş var!
Bir taraftan maddi sıkıntılar, diğer taraftan manevi eğitim yetersizliği gençleri ahlaksızlığa itiyor!
Afrika deyip geçmeyin! Birleşmiş Milletler projeksiyonlarına göre, 2070’e kadar Afrika nüfusu 2 katına çıkararak 3,2 milyara ulaşacak. Avrupa ve Asya’da ise nüfus düşüşe geçmiş durumda!
Burada birinci sorumlu elbette ülkeyi yönetenler! Türkiye’de önü alınamaz hayat pahalılığı ülkemizin istikbali olan gençleri evlilikten adım adım uzaklaştırıyor. Ülkenin içinde bulunduğu ekonomik krize rağmen kamu kaynakları olanca büyüklüğüyle israf edilirken, aldıkları düşük maaşlarla ay sonunu getiremeyen gençler, bir aile düzeni kurmaya cesaret edemiyor. Türkiye’de evlilik ve doğurganlık oranlarının her geçen sene düşmesi, ülkemizin geleceği açısından büyük bir risk taşırken, toplumun büyük bir kesimi bu vebalin faturasını (haklı olarak) ekonomiyi berbat duruma düşüren hükümete kesiyor! Ülke ekonomisinin geleceğine dair bir umut göremeyen gençler, bir aile kurma fikrinden giderek uzaklaşarak kendilerini yalnızlığa terk ediyor.
Aile, “Neseb (akrabalık, soy, baba tarafından olan soy bağlantısı) veya evlilikle bir araya gelmiş, ana-baba ve çocuklardan oluşan topluluk” olarak tarif edilir.
İlk aileyi, ilk insan Hz. Âdem (a.s.) ile Hz. Havva kurmuştur. O zamandan beri aile müessesesi olgunlaşmış ve gelişmiştir.
İslam ailesinin kurulması için ilk şart, Mümin bir erkekle Mümine bir kadın olması, birbirleriyle sıhriyetin (eritmek, karıştırmak ve yaklaştırmak) Kur’an’da yasaklananlardan olmaması gerekir.
Aile, toplumun en önemli sosyal kurumudur. Aile sadece bireyler için bir sığınak değil, aynı zamanda toplumun da temel taşı. Aile içinde sağlanan huzur ve uyum, dalga dalga çevreye yayılarak içinde yaşadığımız toplumun huzur ve güven ortamını besler.
Rabbimiz, (c c) Kur’an-ı Kerimde; “Allah size kendi nefislerinizden eşler yarattı, eşlerinizden de sizin için oğullar ve torunlar yarattı…” (en-Nahl, 16/72).
Peygamber Efendimiz (sav) de birçok hadislerinde Müslümanları evlenmeye teşvik ederek; “Evlenin, çoğalın! Çünkü ben (kıyamet gününde) diğer ümmetlere karşı sizin ‘çokluğunuzla’ iftihar edeceğim!” diyor.
Rabbimiz (c.c.), (Rum Suresi 21. Ayette ise): “Kendileri ile huzur bulasınız diye sizin için türünüzden eşler yaratması ve aranızda bir sevgi ve merhamet var etmesi onun (varlığının ve kudretinin) delillerindendir. Şüphesiz bunda düşünen bir toplum için elbette ibretler vardır” buyurarak evlilikte huzur olduğuna işaret etmiştir.
Peygamber Efendimiz (a.s.), evlenip çoluk-çocuğa karışmanın sünnetlerinden biri olduğunu ve kişiyi haramdan koruyacağını beyan etmiştir. Bu dünyada münasip bir dostu, yâri, yoldaşı olmayanın hem günü hem ömrü hem de zamanı boşa geçer. Dünya nimetlerinin en iyilerinden biri, halden anlayan, hüznü ve kederi azaltıp sevinci çoğaltan münasip bir dosttur. Dosttan da öte bir hayat arkadaşıdır. Yalnızlık Allah’a (c.c.) mahsustur.
Ne demişler; “Cihanda Cennetü’l me’vâ muvafık yâr-ı hem demdir, Muhalif şahsa yâr düşmek bu âlemde cehennemdir.” (Dünyada huzuru arayan dostum!; “Bil ki huzur evliliktedir. Öyle ki insan huyuna uygun bir kimseyi bulup onunla yuva kurduğu zaman onun için dünya cennetten farksız bir hale gelir; zoru kolaylaşır, rızkı genişler, yalnızlık girdabından kurtulur.)” Anne Olmak; Yumuşak tuttuğu kalbinle her sıkıntıya dağ gibi durmaktır!
Baba Olmak; Babalar çocuklarının elini, ilk adım attıkları gün tutar ve bir daha asla bırakmaz!
Rabbim, gençlerimizin (bekârlarımızın) yardımcısı olsun!
Dostça kalın…
News
