0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

Uzman Psikolog Nergis ÖZDİNÇ

Sermaye kelimesi ilk bakışta ticari ve ekonomik bir algı yaratıyor olabilir. Ancak son dönemlerde “Psikolojik Sermaye” kavramı, özellikle kişisel gelişimde önemli bir farkındalık kazandırıyor. Bir girişimi ve gelişimi destekleyen her şey sermaye olarak kabul ediliyorsa ve insan psikososyal bir varlık ise bu sermayenin içinde psikolojik sermayemiz ne kadar rol oynuyor olabilir?

Para, mal, mülk gibi varlıklarımız bizim ekonomik sermayemiz olurken, psikolojik sermayemizi neler oluşturuyor? Psikoloji literatürü, Psikolojik Sermaye kavramını dört başlık altında inceliyor;

Öz Yeterlik: Karşımıza çıkacak güçlüklerde, durumun üstesinden gelip gelemeyeceğimize duyduğumuz inanç ve kendi hakkımızdaki yargılarımız öz yeterliğimiz hakkında bilgi verir. Bir görevi tamamlamak ve çıkabilecek problemi çözmek için gerekli olan becerilerimize olan güvenimizdir. Bunu yapabilirim, bunun üstesinden gelebilirim diyebilenler, kısacası kendine inananların öz yeterliği yüksek bireyler olduklarını düşünebiliriz. 

İyimserlik: Şartlar ne olursa olsun var olan durumla ilgili olumlu çıkarımlarda bulunabilme ve daha iyi olacağına duyulan inanç ve dünya görüşüdür. İyimser insanlar zorlukları görmelerine rağmen iyi sonuç elde etmek için daha motivedirler. Bu inanç ve motivasyon onları hedefe gitmek için güdüler.

Umut: İnanç, duygu ve düşüncedir. Hedefe yönelik yeni yollar üretebilen ve bu yollardan geçebileceğine inananlara umutlu diyebiliriz. Umudu olan insanlar hayata daha olumlu bakarlar.

Psikolojik Sağlamlık: Yaşanan olumsuz deneyimlerle başa çıkabilmek ve değişen yaşam koşullarına uyum sağlayabilme becerisi olarak karşımıza çıkan bu kavram, psikolojik sermayemizin en önemli bileşenini oluşturmakta. Psikolojik sağlamlık öyle bir kavram ki, yukarıda bahsedilen öz yeterlik, iyimserlik ve umut kavramlarını da içine alabilmekte. Kendine güvenen, olumlu düşünebilen ve geleceğe yönelik umut geliştirebilen insanlar psikolojik açıdan daha dayanıklı ve daha sağlam bireyler olarak karşımıza çıkmakta.

Her alanda olduğu gibi insan psikolojisinde de denge önemli bir unsur. Bu bahsedilen dört bileşene bir denge içerisinde sahip olabilmek psikolojik sermayemizi daha güçlendirecektir. Eksik olan yanlarımızı fark ederek bu alanları güçlendirdiğimizde psikolojik sermayemize de yatırım yapmış olacağız.

Ekonomik sermayeniz hiç olmayabilir. Güçlü psikolojik sermayeniz sayesinde yeni yollar, yeni hedefler oluşturarak ekonomik sermayenizi yapılandırma gücünüzü elde edebilirsiniz. Psikolojik sermayeniz güçlü değilse var olan ekonomik sermayenizi korumanız zor olabilir. Bana göre en iyi yatırım kendine olan yatırımdır. Böylece, psikolojik sermayemize yapılabilecek yatırımlarla diğer tüm sermayelerimizi de güçlendirmiş oluruz.