Recep Çınar
Toplum olarak birçok sorunlarla 2024 yılını yılını geride bıraktık. Ama ayni sorunlar bizim yakamızı bırakmadı! Tabii ki Tuzu kuru olanlar hariç! İnsanımızın birçoğu yeni yıla bakın hangi şartlarda girmiş!
4 Kişilik (2’si çocuk) bir ailenin aylık masrafı bakın neymiş!
Ev Kirası 15.000.-
Elektrik Faturası 600.-
Su Faturası 400.-
Telefon Faturası (2) 1.000.-
İnternet 500.-
Doğalgaz Faturası 2.000.-
4 Pazar Manav alış verişi 3.000.-
Market alış verişi 8.000.-
Ekmek (günde 5) 1.500.-
TOPLAM : 32,000.- TL.
Araştırmaya göre, Temmuz ayında (6 ay önce) 4 kişilik ailenin sağlıklı, dengeli ve yeterli beslenebilmesi için yapması gereken gıda harcaması tutarını ifade eden “açlık sınırı” ise 19 bin 234 lira 43 kuruş olarak belirlenmişti.
Gıda, giyim, konut, ulaşım, eğitim, sağlık ve benzeri ihtiyaçlar için yapılması zorunlu diğer harcamaların toplam tutarına denk gelen “yoksulluk sınırı” ise 62 bin 652 lira 87 kuruş hesaplandı.
Peki, asgari ücret ne kadar? 22.104.- TL Bozdur bozdur harca! Hani, asgari ücretliyi enflasyona ezdirmeyeceklerdi?
Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Erdoğan, geçtiğimiz günlerde partisinin Bursa 8. Olağan İl Kongresi’nde yaptığı konuşmasın da 22 bin 104 liralık asgari ücret rakamının artırılmayacağını belirterek, “Çatlasanız da patlasanız da biz atacağımız adımları hesaplayarak atarız” dedi. Peki, emeklilere ne yaptılar? 15,75 zam. TÜİK’e göne bile enflasyon ise 43,38! Emekli bunun altından nasıl kalkar?Sayın Erdoğan acaba, 3-5 katına pahalı saraylar, hastaneler, hava alanları, otobanlar… yaptırırken, bunlara onlarca yıl milyarlarca dolar ödemek için de mi adımlarını hesaplayarak attılar? 2024 yılı son gününde İstanbul Planlama Ajansı’nın (İPA) yayınladığı Aralık 2024 İstanbul Gündemi Araştırması’na göre, İstanbul’un ilk 3 sorunu trafik, ekonomik sorunlar ve İstanbul depremi. Araştırma, İstanbulluların yarıdan fazlasının gündeminin üst sırasında ekonomik sorunlar yer aldığını, yüzde 55.9’unun kredi kartı borcunu asgari miktarlarda ödediğini ya da hiç ödeyemediğini gösteriyor. Bu durum sadece İstanbul’da yaşayanlar için değil elbette! 3 aşağı 5 yukarı ülke genelinde durum bu. Yaşam için daha ne kaldı ki? Bir “silkinme” vardı, o da gerçekleşti. Asgari ücretliler de, emeklilerde “emekli yılı” dedikleri 2024 yılında iyi silkindiler! Emekli maaşı ile geçinemeyen birçok emekli çalışmak zorunda kalıyor. Ama “Emekliler Yılı” olarak ilan edilen 2024 yılında 512 emekli “çalışırken” hayatını kaybetti!
1975-1977 yılları arasında Milli Selamet Partisi’nin (Milli Görüş) ortağı olduğu hükümetin Adalet Bakanlığı ve aynı dönemlerde vekâleten İçişleri Bakanlığı yapmış olan hukukçu İsmail Müftüoğlu, 30.12.2024 tarihli Milli Gazetedeki köşesinde şöyle diyor;
54. Hükümetin Başbakanı merhum Erbakan Hoca, 1996’da;
* Asgari ücrete %102 zam yaptı.
* Memura %130 zam yaptı.
* İşçi emeklisine %121 zam yaptı.
* Bağ-Kur emeklisine %221 zam yaptı.
* Tarımsal desteklemeye ayrılan fon %150 artırıldı. Buğday, fındık, pancar, tütün taban fiyatlarına da %312’ye varan artışlar yaptı.
* Döviz rezervlerini bir milyar dolar artırdı.
* Sanayi üretimi %30’dan %90’a çıkarıldı.
* Bütün bu gelişmeler bir yıl içinde realize edildi. Böylece millet rahat bir nefes aldı. Çünkü oğlunu, kızını
evlendirebildi.
* Araba aldı, daire sahibi oldu.
* Diğer taraftan iç ve dış borç azaldı. Çünkü havuz sistemi oluşturuldu. Böylece hırsızların, soysuzların, sömürücülerin önü kesildi, millet kazandı.
İyi de, AKP iktidarındaki bu durumdan suçlu sadece İktidar mı?
Fıkrayı okuyanlar mutlaka vardır. Bir gün Nasreddin Hoca’nın eşeği çalınmış. Can sıkıntısı içinde durumu komşularına anlatınca her kafadan bir ses çıkmaya başlamış.
Birisi: Hocam demiş niye ahırın kapısına iyi bir kilit takmadın sanki?
Bir başkası: Evine hırsız giriyor da senin nasıl haberin olmuyor? diye konuşmuş.
Bir diğeri de : Hocam demiş, kusura bakma ama eşeğin çalınmasına en büyük sebep yine sensin. Çünkü doğru dürüst bir ahırın bile yok. Nerden baksan dökülüyor.
Hoca kızmış: Yahu demiş, iyi, güzel de kabahatin hepsi benim mi ? Hırsızın hiç mi suçu yok ?
Bugün ülkemiz siyasi, ekonomik, eğitim ve sosyal konularda buhran yaşamaktadır. Ancak yandaş, karındaş, partidaş … bu azap verici çıkmazda değildir. Onların kahir ekseriyeti, mevcut haksız kazançlarına fetva almış durumdadır! Ama unutmamak gerekir ki; ahiret gününde iltimasa yer yoktur!
Ülkeyi yönetenler, “itibardan tasarruf olmaz” diyerek yaptıkları harcamalarla israf boyutunu da aştılar. Bütçe bu masrafları kaldırabilecek durumda değil, onun için de her yıl açık vermektedir. Asgari ücret alanlar ile emeklilerin ağızlarına bir parmak bal sürmekle susturulmaya çalışılmaktadır. Oysa “ben Müslüman yöneticisiyim” demek kurtuluş için yeterli değildir. Bir atasözünde öyle demiyor mu?: “Alma mazlumun ahını, çıkar aheste aheste.”
Lider, yönetici olmak kolay iş değildir. Lafla peynir gemisi yürümüyor. Lider olanın, ülkenin kaderini değiştirebilecek icraatlarda bulunması, insanlara karşı adil davranması, hakça bir düzeni (Adil Düzen) uygulaması, bunun için de samimi olması gerekir. Liyakatli ve dürüst olması gerekir. Fakir fukaranın karnını doyurmadan sofrasına oturmaması, onlarca uçak, yüzlerce araç kullanarak külliyelerde, köşklerde yaşamaması gerekir!
Ama ne yazık ki Erbakan Hoca’yı, “Hans” anladı da “Hasan” anlayamadı! Ve şimdi, toplum olarak O’nu anlayamamanın bedelini ödüyoruz! Bu durumdan “Hasanların/Halkın” hiç mi suçu yok? İnsan ayni delikten defaatle ısırılır mı?
Dostça kalın…
GÜNDEM
6 gün önceGÜNDEM
02 Temmuz 2025GÜNDEM
02 Temmuz 2025GÜNDEM
02 Temmuz 2025GÜNDEM
02 Temmuz 2025GÜNDEM
02 Temmuz 2025GÜNDEM
02 Temmuz 2025