eşya depolama
romabet romabet romabet
deneme bonusu veren siteler
bandstanddiaries.com
sakarya escort belek escort adana escort antalya escort ankara escort aydın escort bursa escort gaziantep escort istanbul escort samsun escort balıkesir escort mersin escort konya escort eskişehir escort izmir escort sınav analizi denizli vip transfer kocaeli escort malatya escortmaltepe escort muğla escort manisa escort sivas escort tekirdağ escort tokat escort uşak escort yalova escort yozgat escort trabzon escort afyon escort aksaray escort amasya escort ardahan escort artvin escort bartın escort bayburt escort bolu escort burdur escort çanakkale escort çankırı escort çorum escort edirne escort elazığ escort erzurum escort erzincan escort kırşehir escort van escort zonguldak escort giresun escort gümüşhane escort hakkari escort ığdır escort ısparta escort kahramanmaraş escort karabük escort karaman escort kars escort kastamonu escort kırklareli escort kütahya escort nevşehir escort niğde escort ordu escort osmaniye escort rize escort şanlıurfa escort siirt escort sinop escort şırnak escort tunceli escort yozgat escort tokat escort tekirdağ escort kütahya escort balıkesir escort aydın escort edirne escort sivas escort uşak escort adana escort adana escort adana escort adana escort adana escort adana escort adana escort vergi konseyi görüntülü sohbet urla siyaset haberleri ankara magazin istanbul magazin yalova magazin kütahya magazin elazığ magazin adıyaman magazin tokat magazin sivas magazin batman magazin erzurum magazin afyon magazin malatya magazin ordu magazin trabzon magazin mardin magazin eskişehir magazin denizli magazin muğla magazin van magazin aydın magazin tekirdağ escort balıkesir magazin samsun magazin kayseri magazin manisa magazin hatay magazin diyarbakır magazin mersin magazin kocaeli magazin gaziantep magazin konya magazin sakarya magazin antalya magazin bursa magazin izmir magazin istanbul otomobil fiyatları istanbul ekonomi istanbul eğitim istanbul seyahat istanbul gezi rehberi antalya alışveriş merkezleri antalya ticaret
 Hz. Peygamber (s.a.v.) ve Şahsiyet İnşası

 Hz. Peygamber (s.a.v.) ve Şahsiyet İnşası

ABONE OL
11 Eylül 2025 09:59
 Hz. Peygamber (s.a.v.) ve Şahsiyet İnşası
0

BEĞENDİM

ABONE OL

 “Andolsun ki, Resulullah, sizin için, Allah’a ve ahiret gününe kavuşmayı umanlar ve Allah’ı çok zikredenler için güzel bir örnektir.” (Ahzab 33/21)

Değerli  Okurlarım.

Yüce dinimiz İslam’ın öncelikli hedeflerinden biri, yeryüzünü adalet, merhamet, güven, sorumluluk ve güzel ahlak gibi değerler ekseninde herkes için yaşanabilir bir yer hâline getirmektir. Hiç şüphesiz bu da öncelikle insanın kişiliğinin inşasıyla mümkündür. Bunun nasıl olması gerektiğine dair yönlendirmeler (emir-nehiy-nasihat) Kur’an’da ayet-i kerimelerle ve uygulayıcı konumunda Resulullah’ (Sav)ın Sünnetinde İslam’ın ana konusunu teşkil etmiştir.

Şahsiyet, bir insanı diğerlerinden ayıran özellikler bütünü olarak tarif edilmiştir. Bir şahsiyetin temelini oluşturan iki ana unsur vardır: Mizaç ve karakter. Mizaç doğuştan gelen, sakinlik, hareketlilik, sertlik, yumuşaklık gibi kalıtsal özelliklerdir. Karakter ise kişinin hayatı boyunca edindiği tecrübelerin bir sonucu olarak şekillenen özellikler olup hayat boyu edinilen değerlerin bütünüdür. (Hz.Peygamber ve Şahsiyet İnşası-Diyanet işleri Başkanlığı-Dini yayınlar Genel müdürlüğü Yayını)

Bir toplumu değiştirmek ve dönüştürmek zordur. Alışılmış, geleneksel hale gelmiş, büyük çoğunluğu yanlış, çeşitli sebeplerle ahlaki bozukluk-yozlaşmanın hakim olduğu bir toplumu geri döndürmek ve yaratılış ayarlarına çevirmek kolay bir iş değildir.

Kıymetli Okurlarım,

“Öncelikle kişilik inşası için Cenab-ı Hak, Kur’an’ın birçok ayetinde insanın iyiliği ve kötülüğü gerçekleştirmesinde önemli bir etken olan nefse dikkat çekerek nefsin kıskançlığa, cimriliğe ve bencil tutkulara elverişli olduğunu haber vermiştir.

Şahsiyet inşasının nefis terbiyesiyle, nefis terbiyesinin de ilim ve eğitimle doğrudan ilişkili olduğu söylenebilir. Nitekim Allah Resûlü gerek şahsiyetli birey gerekse böyle bireylerden oluşan bir toplumun ancak eğitim ve terbiyeyle inşa edilebileceği bilinciyle ashabını sürekli ilme, eğitime, okumaya ve araştırmaya teşvik etmiştir.

İlim, hikmet ve erdemin kaybolduğu, cehaletin ve şiddetin hayata hâkim olduğu, insan onur ve haysiyetinin yok sayıldığı bir toplumu şirkten, küfürden, zulümden, adaletsizlikten ve ahlaksızlıktan arındırarak tevhit, iman, kulluk ve değerler ekseninde örnek bir topluma dönüştürmüş ve büyük bir medeniyet inşa etmiştir. Bu eşsiz medeniyetin hüküm sürdüğü her dönemde hayatın tüm alanlarında insanlığa örneklik ve önderlik edecek şahsiyetli nesiller yetiştirilmiştir.

Değerli  Okurlarım.

Mümin şahsiyetinin inşasında iki temel kaynak vardır: Kur’an-ı Kerim ve Sünnet-i Nebeviyye. Bu iki temel kaynağın ışığında oluşan mümin şahsiyeti, eşsiz ve örnek bir insan karakterini oluşturur. Allah Teâlâ, Kur’an-ı Kerim’de Hz. Peygamber’e (sas) itaati emrettiği gibi O’nun (sas) örnek alınmasını da emretmiştir. İlgili ayet-i kerimede;

 “And olsun ki Allah Resûlü’nde sizin için; Allah’a ve ahiret gününe kavuşmayı uman, Allah’ı çokça zikreden kimseler için güzel bir örnek vardır.”(Ahzab,21) buyurulmuştur.

İslam’ın şahsiyet teşekkülünde “kamil mü’min-olgun Müslüman” nihai hedeftir. Bunun için hem Kur’an hem de Resulullah(Sav)’in sünneti bir Müslüman için yegane ölçüdür. Bu ölçüyü bir mümin hayatının her anında gözettiği oranda Rıza-i Bariyi elde etmede başarılı olacaktır. Bunun için de beş ana özellik sahibi olmak şarttır :

1. İman:

Bir hadis-i şerifte Allah Resûlü (sas) şöyle buyurmuşlardır: “Sizden biriniz kendisi için istediğini kardeşi için de istemediği müddetçe hakkıyla iman etmiş olmaz.” Buna göre güzel ahlak sahibi bir Müslüman; kendisi için ne istiyor, neyi seviyor, neden hoşlanıyorsa Müslüman kardeşi için de aynısını istemelidir. Yine iyi bir Müslüman kendisi için neyi istemiyor, neden hoşlanmıyorsa aynı duyguları Müslüman kardeşi için hissetmelidir

2. İhlas:

İhlas, suyun bulanıklıktan arındırılması gibi kalbin her türlü manevi kirlilikten temizlenmesi ve ibadetleri yaparken riyanın terk edilmesidir. İhlas; bir amelin, başka bir gayeyle değil, sadece Allah için yapılması demektir. Bu yönüyle niyetle de ilgilidir. Bu sebeple ihlasta niyetin düzgün olması yani sadece Allah için olması şarttır.

3. İlim:

Eğitime önem veren toplumlar, huzurlu ve erdemli olma eğilimindedirler. Allah Resûlü (sas) sahabenin eğitimini önemseyerek üstlenmiş ve kendi örnekliği ve önderliğinde bir saadet toplumu meydana gelmiştir.

4. Amel:

Dinin bütün emir, tavsiye veya yasaklarına konu olan, sonunda ceza veya mükâfat bulunan tutum ve davranışları içine alır. Birçok ayet-i kerimede “İman edip salih amel işleyenler” ifadesiyle imanın hemen ardından salih amelin zikredilmesi dikkat çeker.

Salih ameller dinin yapılmasını emir veya tavsiye ettiği; iyi, doğru, faydalı ve sevap kazanmaya vesile olan bütün işleri kapsar. Amel arttıkça kişi, imanın lezzetini kalbinin derinliklerinde hisseder. Bu da imanın kuvvetlenmesi açısından son derece önemlidir.

5. Güzel Ahlak:

Ahlak denildiğinde iyi ya da kötü, bütün huy ve davranışlar anlaşılır. Türkçede ise ahlak kelimesi hep güzel ahlak anlamında kullanılır. Ahlaklı insan denince hep güzel ahlaklı kimse, ahlaksız denince de hep kötü ahlaklı, kötü huylu kimse anlaşılır.

Yüce dinimiz İslam, güzel ahlaka büyük önem vermiştir. Kur’an-ı Kerim’de Peygamber Efendimize (sas) hitaben: “Şüphesiz sen en yüce bir ahlak üzeresin.” buyrularak Peygamberimiz (sas) övülmüştür.

Doğruluğu:

Peygamberimizin güzel ahlakı içerisinde en dikkat çekici olan hususlardan birisi onun “doğruluğu”dur. Peygamberimiz bir doğruluk timsali idi. Doğruluk, onun hayatının her safhasında var olan bir hasletti. Onun içi-dışı, özü-sözü birdi. O hem doğruluğu öğütlüyor hem de söylediklerini aynen uyguluyordu. Kendisinden nasihat isteyen Abdullah ibn es-Sakafî’ye 

Allah’a iman ettim de, sonra da dosdoğru ol ( Müslim, İman, 62) buyurmuştur.

Güvenilir Olması:

Peygamberimizin diğer önemli bir özelliği ise “güvenilir” olmasıdır. Güvenilirlik, başka bir deyişle emanet, bütün Peygamberlerin ortak niteliklerinden biridir. İman ile güvenilir kimse olmak arasında sıkı bir bağ bulunduğuna işaret eden Peygamberimiz (a.s.),

 “Müslüman, dilinden ve elinden müslümanların emin olduğu kimsedir. Mümin de diğer insanların canları ve malları hususunda kendisine güvendiği kimsedir”(Müslim, İman, 14) buyurmuştur.

Affedici Ve Hoşgörülü Oluşu:

Peygamberimizin önemli özelliği de onun “affedici ve hoşgörülü” olmasıdır. Hoşgörü Hz. Peygamber’in en belirgin özelliklerinden biridir. O, şahsı için asla kimsenin gönlünü kırmaz, kimsenin ayıbını yüzüne vurmazdı. Ancak yapılan hata, Allah’ın bir emir veya yasağının ihlali ise, o zaman mutlaka uyarır, ancak kırıcı olmazdı. Hata eden şahıs bir topluluk içinde bulunuyorsa yanlışlığı isim vermeden düzeltirdi. Hz. Peygamber’in hoşgörüsü o kadar genişti ki, tahammül edilmesi çok zor hallerde bile, engin müsamahasını bozmamıştır.

“(Ey Peygamberim!) Sen af yolunu tut, iyiliği emret ve cahillerden yüz çevir” buyurulmaktadır (A’râf, 199).

Şefkat Ve Merhameti:

Peygamberimizin en önemli özelliklerinden biri de çok şefkatli ve merhametli olmasıdır. O, daima yumuşaklığı, şefkat ve merhameti kine, öfkeye ve sertliğe tercih etmiştir. Onun bu davranışı Kur’ân’da şöyle bildirilmektedir:

Allah’ın rahmetinden dolayı ey Muhammed, sen onlara karşı yumuşak davrandın. Eğer kaba ve katı kalpli olsaydın, şüphesiz etrafından dağılır giderlerdi. Onları affet, onlara mağfiret dile, iş hakkında onlara danış, fakat karar verdin mi Allah’a güven, doğrusu Allah güvenenleri sever” (Âl-i İmran, 3/159).

Peygamberimizin önemli bir özelliği de mütevâzî oluşudur. O, kendisini hiçbir zaman başkalarından üstün görmezdi. Bir meclise geldiği zaman ayağa kalkılmasından hoşlanmaz, toplum içinde baş köşeye oturmayı sevmez, boş bulduğu bir yere otururdu. Kendi eşyasını başkalarına taşıtmak istemez, hizmetçilerle yemek yemekten çekinmezdi. Evinde ailesine yardımcı olur; elbisesini yıkar, elbisesinin sökülen yerlerini diker ve koyunları sağardı. Kendisini halktan biri  olarak görür ve krallar gibi aşırı saygı gösterilmesini tasvip etmezdi.  Mekke müşriklerinin bütün haksız tutumlarına ve onu öz yurdundan çıkarmaya kadar varan baskılarına rağmen, Mekke’nin fethinde büyüklük hissine kapılmamış, tevâzuundan başını öne eğmiştir.

KARAKTER OLUŞUMUNDA AİLENİN ROLÜ

Bireysel mutluluk ve başarının yanı sıra toplum ve dünya düzenini sürdüren karakterli bireylerin yetiştirilmesi, çocukların karakter gelişimine emek veren huzurlu bir aile ortamının varlığına bağlıdır.

Okul dönemiyle başlayan ikinci sosyalleşme aşamasında genişleyen sosyal çevrenin ailede aktarılan değerleri desteklemesi beklenir. Zira okul, çocukların toplumsal kurallar ile davranış kalıplarını öğrendiği ve mevcut değerlerini içselleştirdiği tamamlayıcı bir sosyalleşme ortamı oluşturmalı ve bu ortamda hem öğretmenler hem de arkadaş çevresi etkin görevler üstlenmelidir.

Nitekim ailenin güçlü temeller üzerinde yapılandırılarak yetişmekte olan kuşaklara değerlerini aktarması, toplumların geleceğe güvenle bakmasını sağlayacak; bu süreç sağlıklı işletilmediğinde ise ailenin geleceği riske atılmış olacaktır. Çünkü aile sevgi, saygı, sabır, anlayış, hoşgörü gibi değerlerin kazanıldığı, uygulandığı ve yaşatıldığı en temel kurumdur. Çocuklar bu değerleri küçük yaşlardan itibaren aile üyelerini gözlemleyerek ve modelleyerek öğrenir. (Hz.Peygamber ve Şahsiyet İnşası-Diyanet işleri Başkanlığı-Dini yayınlar Genel müdürlüğü Yayınından alıntı)

MÜSLÜMAN ŞAHSİYETİNİN İNŞASINDA CAMİLER

Camiyi cami yapan demiri, çimentosu, halısı, çinisi değildir. Cami, orada Hz. Peygamber’in (sas) izini takip eden, misyonunu tevarüs eden imamıyla, erkek, kadın, engelli, engelsiz, genç ve çocuk cemaatiyle camidir. Cami fonksiyonlarını yerine getirdiği takdirde camidir.

“İmam” kelimesi ile Arapçada anne anlamına gelen “el-ümm” kelimesinin aynı kökten geliyor oluşu imamlık mesleğinin sevgi, şefkat ve merhameti temel alması gerektiğini hatırlattığı gibi aynı zamanda Müslüman şahsiyetin inşasındaki eğitici rolünü de ortaya koyar.

Hepimiz çocukluk yıllarımızda camiye dair tatlı hatıralar biriktirmişizdir. Cami ve orada öğrenip yaşadıklarımız ve hissettiklerimiz bilinçli ya da bilinçsiz kimlik ve karakterimizin oluşumuna etki etmiştir. Çocukluk yaşlarında hepimiz kendisini seven ve değer veren bir köy/mahalle cami imamı sayesinde Müslümanca bir hayatın sürdürülmesi şuuruna sahip olmuşuzdur.

Bunun aksi hadiselerle de karşılaşılır. İlk gençlik yıllarında camiden soğutulan, herhangi bir şekilde kalbi kırılan insanların ilerleyen süreçte büyük savrulmalar yaşadıkları, Müslümanca bir duruş, kimlik ve kişilik geliştiremedikleri bizzat kendileri tarafından ifade edilir. Oysa camide yakışıksız ve kaba davranışlarda bulunan insanların bile Hz. Peygamber (sas) tarafından himaye edildiklerine, hoşgörü ile karşılandıklarına dair rivayetler bizlere çok şey söylemektedir.

Çocuklar ise Hz. Peygamber’in (sas) mescidinde daima özel ve ayrıcalıklı bir konuma sahiptir. Kadınlara gelince Hz. Peygamber (sas) örnekliği ortada durduğu hâlde onları niçin camiden alıkoyacak bir bakış açısı geliştirdiğimizin muhasebesini geç olmadan yapmalıyız.

Yine engelleri sebebiyle kendilerine hayatı kolaylaştıracak tedbirleri almadığımız için camiden uzak kalan nice erkek ve kadın Abdullah b. Ümmü Mektumlar vardır.” (Hz.Peygamber ve Şahsiyet İnşası-Diyanet işleri Başkanlığı-Dini yayınlar Genel müdürlüğü Yayınından alıntı)

Sonuç olarak ifade edilmelidir ki Allah Resûlü’nün (sas) hadis-i şeriflerinde anlattığı ve arzu ettiği Müslüman; kâmil imanı, derin ilmi, salih amelleri ve ihlasıyla eşsiz bir şahsiyettir.

Değerli Okurlarım..

Bugün her türlü insani ve ahlaki değerler maalesef yozlaşmıştır. Kötülük ve çirkinlikler karşısında dik durabilen ve iyiliği hâkim kılmaya çalışan insan sayısı azalmakta, buzulların erimesi gibi hakikat savunucuları da eriyip gitmektedir.

Belki de tarihin hiçbir döneminde zalimin sözünün baş tacı edildiği, adaletin göz göre göre çiğnendiği, merhametin kalplerden sökülüp atıldığı, iffet ve namus anlayışının yerlerde süründüğü, emek ve alın terinin yok sayıldığı, insanlığın her yönden sömürüldüğü ve tüketilmeye çalışıldığı başka bir dönem olmamıştır.

Dünyanın artık yeni cahiliye dönemine ve adetlerini yaşamaya ve yaşatılmasına tahammülü yoktur. Çünkü bu yolun sonu karanlık ve cehennemdir. Şeytanın zafer kazanmasıdır.

Bunun için de aile hayatından sokağımıza, çarşı-pazarımıza varıncaya kadar insanı onaracak ve kurtaracak aziz dinimizin ahlaki ilkelerinin benimsenmesi ve nesillerimize benimsetilmesi önem arz etmektedir.

Müslümanların Hz. Peygamber (sav)’in ahlakı olan Kur’an ahlakını hayatlarının tam ortasına koymaları gerekmektedir. Bu iman, istikamet ve ahlaki kıvama ulaştığımızda zalimler duracak; Gazze’de “yaşamaktan yoruldum” diyen yetim çocukların, gözü yaşlı annelerin yüzü gülecektir.

Samimi birer Müslüman olma gayreti ile yaşayan bizler, her yönümüzle Peygamberimiz Hz. Muhammed Mustafa’ya benzemeli, ahlakını hayat tarzı haline getirmeli her hareket ve davranışımızda onu örnek almalıyız. Hz. Peygamber (sav)’i bütün yönleri ile tanımak, O’na sevgi ve muhabbet beslemek Müslümanın en önemli görevidir. Bu şekilde yaşanan bir hayat bize bu dünyada huzur ve saadet getirirken, ahrette de Allah’ın lütfünün bir gereği olarak hazırladığı Cennete girmemize vesile olacaktır.

Rabbimiz bizleri Kamil Mümin sıfatına sahip olarak rızası istikametinde bir hayat sürmeyi nasip eylesin.

En az 10 karakter gerekli


HIZLI YORUM YAP
Marsbahis
deneme bonusu veren siteler