evden eve nakliyat
DOLAR 34,4878 0.04%
EURO 36,2705 -0.24%
ALTIN 2.954,150,66
BITCOIN 33459993,77%
Edirne

KAPALI

06:22

İMSAK'A KALAN SÜRE

Kıbrıs’ın gerçek fatihi kim?

Kıbrıs’ın gerçek fatihi kim?

ABONE OL
24 Temmuz 2024 10:39
Kıbrıs’ın gerçek fatihi kim?
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Recep Çınar 

Geçtiğimiz hafta Cumartesi (20 Temmuz),  “Yavru Vatan” olarak anılan “Kıbrıs Barış Harekatı”nın (fethedilişinin) 50. y ılı kutlandı. Müslüman Türk varlığının garanti altına alındığı Kıbrıs Barış Harekâtı, 20 Temmuz ve 14 Ağustos 1974 tarihlerinde yapılan barış harekâtları ile ada sükûnete kavuşmuştu.

Hareket nasıl başladı?

Dönemin Başbakanı Bülent Ecevit‘in askeri harekât için gönülsüz olması ve diplomatik görüşmeler yapmak üzere Londra‘ya gitmesi üzerine CHP – MSP Koalisyon Hükümetinin Başbakan Yardımcısı (o tarihte Başbakan Vekili) olan Milli Görüş Lideri Prof. Dr. Necmettin Erbakan‘ın başkanlığındaki hükümet acil olarak toplandı ve Kıbrıs barış harekâtını başlattı. 20 Temmuz‘da Rumlar büyük bir baskına uğramışlardı. Rumlar, Türk Ordusu‘nun 1964 ve 1967‘de olduğu gibi adaya müdahaleye cesaret edemeyeceği düşüncesinde idiler. Başlangıçta, paraşütle atlayan, helikopterle inen ve kıyıya çıkan birliklerimize etkili bir şekilde müdahale edemediler. Zamanla toparlanan Rumlar akşam saatlerinden itibaren birliklerimize karşı harekâta başladılar.

Ve gelişmeler!

20/21 Temmuz gecesi Türk ve Rum kuvvetleri arasında çok çetin çatışmalar yaşandı. Harekâtın ilk günlerinde, birliklerimiz hava desteğinin haricinde topçu ve tank desteğinden mahrum idi. Buna rağmen Türk askeri Çanakkale‘de, Kurtuluş Savaşı‘nda, Kore‘de destan yazan atalarını aratmadılar. Beşparmak Dağlarında, Rumların gece saldırılarına karşı Komando birliklerimizin ölüm-kalım mücadelesi takdire şayandır. Türk birlikleri 21 Temmuz‘dan itibaren, Rum kuvvetlerine karşı tamamen üstünlük sağlayarak ileri harekâtına devam ettiler.

22 Temmuz‘da çıkarma yapan birliklerimiz ile birleşme sağlandı. Harekât doğu ve batı yönünde gelişerek Rum hedefleri tek tek ele geçirildi. Girne-Lefkoşa yolu tamamen Türk birliklerinin kontrolüne girdi.

14 Ağustos 1974: İkinci Barış Harekâtı!

İkinci Cenevre Konferansı‘nda Yunan ve Rum tarafı zaman kazanmak, dünya kamuoyunu Türkiye aleyhine çevirmek için uzlaşmaz bir tutum sergilemeye başladılar. Birinci Cenevre Konferansı‘nda alınan kararları dahi dikkate almadılar. İkinci Cenevre Konferansı‘nın başarısızlığa uğraması üzerine, Türk Silahlı Kuvvetleri İkinci Barış Harekâtına başladı. 14 Ağustos günü Saat 06.30‘dan itibaren 28 ve 39‘ncü Tümenler, Magosa ve Boğaz Deniz üssünü ele geçirmek üzere doğuya doğru taarruza başladılar. 

28. Tümen saat 12.00‘ye doğru ‘Mia Milia‘yı işgal etti. Saat 15.00 civarında 39.Tümen Değirmenlik‘i, 28. Tümen de Timbu hava alanını ele geçirdi. Türk askeri karşısında çareyi kaçmakta bulan Rumlar mağlubiyetin acısını çıkarmak için; 14 Ağustos‘ta Taşkent, Terazi, Atlılar, Muratağa ve Sandallar köylerinde; savunmasız, çoğu çocuk, kadın ve yaşlı olmak üzere yüzlerce Türk‘ü topluca ve vahşice öldürdüler.Birliklerimiz 14 Ağustos akşama doğru Paşaköy ve Serdarlı‘ya girerek soydaşlarımızla kucaklaştılar. 15 ve 16 Ağustos‘ta doğu ve batı istikametlerinde ileri harekâtına devam eden birliklerimiz Magosa, Lefkoşa ve Lefke hattının kuzeyindeki bölgeyi tamamen kontrol altına almışlardır.  Sonuç olarak, Kıbrıs Barış Harekâtı ile Kıbrıslı Türklerin can güvenlikleri sağlanmış, Rumların Enosis hayali   (Enosis; Megalo İdea fikrinin bir parçası olarak, Kıbrıs Adası’nı Yunanistan’a bağlamayı amaç edinen düşüncedir.) Akdeniz‘in karanlık sularına gömülmüştür! Bu savaşta; 498 Türk askeri, 70 Kıbrıslı Mücahit ve 270 Kıbrıs Türk‘ü şehit olmuştur. Türkiye bu harekâtı ile kendi güvenliğini ve Kıbrıslı Türklerin güvenliğini tehlikeye atacak girişimlere hiçbir zaman seyirci kalmayacağını dünyaya fiilen kanıtlamış oluyordu.

Peki, Kıbrıs’ın gerçek Fatihi kim?

İngiliz Ulusal Arşiv belgeleri, kamuoyunda bilinenin aksine Kıbrıs Barış Harekâtı‘nın mimarının Başbakan Bülent Ecevit değil, dönemin Başbakan Yardımcısı Necmettin Erbakan olduğunu ortaya koyuyor. Doktora çalışması için girdiği İngiliz Ulusal Arşivi‘nde tam 10 yıl boyunca çalışan Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Mustafa Sıtkı Bilgin, Kıbrıs Barış Harekâtı ve sonrasında yaşananlara ilişkin çok ilginç ve bugüne kadar hiç anlatılmayan konuları içeren belgelere ulaştı.

Bu, Ankara‘daki İngiliz büyükelçinin, İngiliz Dışişleri‘ne yazdığı raporlar ve İngiliz Başbakanı ve kabinesinin konuyu değerlendirirken, oraya katılan devlet adamlarının konuşma tutanaklarından anlaşılıyor. Yine belgeler gösteriyor ki, Kıbrıs Harekâtı’nın yapılmasında, icra safhasında Necmettin Erbakan daha aktif ve istekli. Ecevit‘in ise savaşa yanaşmadığı görüntüsü ortaya çıkıyor. Dönemin İngiltere Büyükelçiliği‘nden giden raporlarda Erbakan‘ın Genelkurmay ile aynı çizgide ve harekâtın gerekli olduğunu, niyetinin tüm Kıbrıs‘ın alınması olduğu belirtiliyor. Erbakan‘ın dönemin Genelkurmay Başkanı Orgeneral Semih Sancar ve Türk ordusuna tam destek verdiği de belgelerde yer alıyor.

Genel Kurmay Başkanı Başbuğ’dan Kıbrıs Harekâtı açıklaması! 

Zamanın Genel Kurmay Başkanı İlker Başbuğ, Kıbrıs harekâtı hakkında hazırlanan bir programda Erbakan Hoca ve arkadaşlarına dair çok önemli bir bilgiyi paylaşmıştı. Genel Kurmay Başkanı İlker Başbuğ, Odatv‘nin hazırladığı Kıbrıs harekâtı programında ses getirecek açıklamalarda bulundu.

Erbakan Hocaya Bırakılsa Kıbrıs’ın Tamamı Bizimdi! 

Başbuğ, Erbakan Hoca ve arkadaşlarına bırakılsa Kıbrıs adasının tamamını harekâtla ele geçireceklerini vurguladı. Başbuğ’un Erbakan Hoca ile ilgili ses getirecek açıklamalarının olduğu bölümde şu ifadeler kullanıyor: “Gençler peki o olayı nerede hatırlayacaklar? Bahsettiğimiz 50 yıl evvel. Harekât emrini oradan çektik. En zoru amfibi harekâttır. Komando tugayında helikopterlerle indiriyorsunuz. Gün ağarıncaya kadar, ertesi gün ağarıncaya kadar çok şiddetli çatışmalar oldu. Talimat var. Biz BM’nin ateşkes tedbirini bugün akşama kadar fiilen uygulamak zorundayız. Rahmetli Erbakan ve arkadaşları neredeyse adanın tümünü almak fikrindeler. Yani durma yok… Ben hiç unutmuyorum o anda, bi masaya vurduğunu gördüm böyle. Küt…”

Yunan sularında bekleyen 6. Filo!

Kıbrıs Barış Harekâtı’nda Yunan sularında bekleyen ABD 6. Filo’dan 1 uçak bile harekete geçemedi! Erbakan Hoca Hava Kuvvetleri Komutanları ve pilotlarla bir toplantı yapıyor. Pilotlara, “6. Filodaki uçakları batırmak için “Kamikaze” yapacak 5 pilot lazım, şahadet dalışı yapacak!” deyince, Pilotların tamamı öne çıkarak ‘biz hazırız’ diyorlar! Erbakan Hoca, “bu iş tamam, Allah’ın izniyle” diyor. Zamanın Genel Kurmay Başkanı Semih Sancar Paşa, “Erbakan bize askerliği öğretti” demişti!

Kıbrıs Harekâtı Bir “FETİH” tir ve Fatihi “ERBAKAN”dır! 

20 Temmuz 1974 günü tarihimiz açısından bir “barış ve fetih” günüdür! Bugün Kıbrıs’ta barıştan, huzurdan ve en önemlisi de soydaşlarımızın emniyetinden bahsedebilmemizin en önemli sebebi o tarihte gösterilen iradedir. Kıbrıs’ı milli bir dava olarak gören Necmettin Erbakan Hoca’nın liderliğinde ülkemizin tüm fikir ayrılıklarını bir kenara bırakarak gerçekleştirilen bu harekât, Millî Görüş’ün ne olduğu sorusuna en güzel cevaptır. Erbakan Hoca,Türkiye’nin güvenliği Halep’ten değil esasında Kıbrıs’tan da geçmekte olduğunu iyi biliyordu!

20 Temmuz Kıbrıs Barış Harekâtının yıldönümü münasebetiyle yazılısıyla, görseliyle tüm medya kuruluşları bu konuya geniş yer verdi. Ancak, ne hikmetse birçoğu Kıbrıs’ın esas Fatihi merhum Erbakan Hoca’nın ismini bile anmadı!                                                                                                                                                                           Bazı küçük beyinlerin, büyük olayları idrak etmesi elbette beklenemez! Bu bakımdan, Erbakan Hoca’nın, Kıbrıs Zaferini hafife alanların ve asıl kahramanlığı Ecevit’e yamamaya çalışanların bu tavırları da, ya bu olayın boyutlarını kavrayamadıklarından veya kıskançlık damarlarındandır! Demirel, Ecevit ve Özal dönemleri Masonik Medya’nın, hem Kıbrıs konusunda hem diğer tarihi ve talihli atılımlarında, Erbakan’ı yok sayma veya O’nun başarılarını başkalarına yamama nankörlüğünü, maalesef  20 yıllık iktidarları boyunca AKP’li kurmayları ve yandaşları da sürdürmeye çalışmışlardır. Bu harekâtta Başbakan olarak elbette Ecevit’in de katkısı var. Ama O,  böyle bir harekâta pek taraftar değildi! Erbakan Hoca ile Ordu Komutanlarımız ise  bunun mutlaka olması gerektiğine inanıyor ve kararlarını vermişlerdi. Ecevit’e düşen de (istemeyerek de olsa) kabullendi!

Kıbrıs Barış Harekâtı’nın/Fethinmin, ülkemize yönelen tüm tehlikeleri bertaraf edecek güçte olduğumuzun kanıtı olduğunu, bu vesileyle Prof. Dr. Necmettin Erbakan Hoca’nın, Bülent Ecevit ve hayatını Kıbrıs meselesine adayan Rauf Denktaş başta olmak üzere Kıbrıs’ın özgürlüğü için mücadele veren, şehit olan tüm kahramanlarımızı rahmetle ve minnetle yâd ediyor,  20 Temmuz Kıbrıs Barış ve Özgürlük Bayramı’nı en içten dileklerimle kutluyorum.

NOT: Kıbrıs Barış Harekâtı ile ilgili doğru bilgiler birçok dürüst ve gerçekleri yazan birçok gazeteci, yazar, araştırmacının kitap ve makalelerinde mevcuttur.

Dostça kalın…

En az 10 karakter gerekli


HIZLI YORUM YAP