Recep Çınar
31 Mart Yerel Seçimlerine “gün” sayıyoruz. Sosyal medyaya paralel olarak Adaylar gece gündüz, mahalle mahalle, çarşı pazar, dükkân dükkân… ziyaretler yapıp oy toplamaya çalışıyor. Yani, “OY” derdindeler!
Halkımızın birçoğu ise “GEÇİM” derdinde. Bugün Ramazan başlıyor, bir ay sonra da Bayram!
Ama “GAZZE” de insanlar “CAN” derdindeler, “CAN”!
Gazze’de insanlar çok zor bir durumdalar. Can ve mal kaybı verdiler, veriyorlar. Büyük zararlara uğramış, kimileri acı içinde kıvranıyor. İslam âlemi ise (istisnalar hariç) olanları seyrediyorlar. “Kasap et derdinde, koyun can derdinde” diye bir deyim var! Günümüz Müslümanlarının da şu andaki durumları buna benziyor! Et derdinde olalım, olalım da, Can derdinde olanları da görelim ve sahiplenelim! Bu her şeyden önce “insanlık” görevimizdir.
Ülkemizde birçok insanımız açlık sınırının altında ücretle yaşamaya çalışıyor. Ama Gazze’de insanlar açlıktan ölüyor!
İslam dünyasının Ramazan ayına hazırlandığını hatırlatan Filistinli bir kız çocuğu bakın ne diyor!
“Sizler sebze meyve… yiyeceksiniz. Sahur ve iftar yapacaksınız. ‘Hangi yemeği yesek’ diye düşüneceksiniz! Biz ise açız! Gazze halkının açlıktan öldüğü haberini mi duymayı bekliyorsunuz? Bizler de insanız, duygularımız var. Tarihin, Gazze halkının açlıktan öldüğünü yazmasını mı bekliyorsunuz? Bize bugün yardım etmeyecekseniz de ne zaman edeceksiniz?!”
İslam alemi acaba daha ne bekliyor?Yüce dinimiz İslam, muhtaç durumda olanlara yardım etmeyi, onların ihtiyacını gidermeyi, Müslüman kardeşini sıkıntılardan kurtarmayı şiar edinen insanların kıyamet sıkıntılarının yüce Allah tarafından giderilerek mükâfatlandırılacaklarını haber veriyor. Peygamberimiz (sav) bir hadislerinde; “Müslüman, Müslüman’ın kardeşidir. Ona zulmetmez, haksızlık yapmaz, onu düşmana teslim etmez. Müslüman kardeşinin ihtiyacını gideren kimsenin Allah da ihtiyacını giderir. Kim bir Müslüman’dan bir sıkıntıyı giderirse, Allah Teâlâ o kimsenin kıyamet günündeki sıkıntılarından birini giderir. Kim bir Müslüman’ın ayıp ve kusurunu örterse, Allah Teâlâ da o kimsenin ayıp ve kusurunu örter” diyor. Hadisten Çıkarmamız Gereken Dersler şöyle açıklanıyor:
Peygamberimiz (sav) bir hadislerinde; “İslâm beş esas üzerine kurulmuştur; Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed (s.a.v.)’in Allah’ın Resûlü olduğuna şahitlik etmek, Namazı dosdoğru kılmak, Zekât vermek, Haccetmek ve Ramazan Orucunu tutmaktır” buyurur. (Müslim, Îmân, 21)Bir diğer hadislerinde ise; ““Oruç (sahibini koruyan) bir kalkandır. Oruçlu, saygısızlık yapmasın, ahlâksızca konuşmasın. Eğer biri kendisiyle dövüşmeye veya sövüşmeye kalkışırsa, iki defa, ‘Ben oruçluyum.’ desin” diyor! (Buhârî, Savm, 2) Öyle bir durumdayız ki, Ramazan ayının büyük bölümünü seçim atmosferinde geçireceğiz! Siyasiler, birbirlerine ver yansın edecek, suçlamalar, iftiralar yapacaklar, her zamanki gibi! Sonra da “Bayramı” kutlayacağız! Bu konuda batılı ülkeler kadar olamıyoruz! 40 yıla yakın Almanya’da kaldım, gerek görevli, gerekse ziyaret maksatlı Avrupa ülkelerini gezdim. Seçim öncesi bizde yaşanan manzarayı hiçbir yerde görmedim! Sessiz, sedasız, gürültüsüz bir şekilde seçimler yapılır.Yeri geldiğinde hemen hepimiz, “Müminiz, Müslüman’ız” diyoruz. Rabbimiz (cc), Hucurât sûresinde “Mü’minler ancak kardeştirler. Öyleyse kardeşlerinizin arasını düzeltin ve Allah’tan korkun ki merhamet olunasınız” diyor. Biz, bu emre ne kadar uyuyoruz? Birbirimize küfürlü sözler, iftiralar, rakiplerimizi küçük görmeler, kötülemeler… seçim malzemesi yapıyoruz, hem de mübarek Ramazan ayında! Peki, biz seçimleri Ramazan ayında yapmak mecburiyetinde miyiz? Neden 2 ay öncesine veya sonrasına planlanmıyor? Dostça kalın…
GÜNDEM
02 Eylül 2025GÜNDEM
02 Eylül 2025GÜNDEM
02 Eylül 2025GÜNDEM
02 Eylül 2025GÜNDEM
02 Eylül 2025GÜNDEM
02 Eylül 2025GÜNDEM
02 Eylül 2025