evden eve nakliyat
DOLAR 33,9818 0.11%
EURO 37,7251 -0.39%
ALTIN 2.726,78-0,69
BITCOIN 18462171,00%
Edirne
27°

AÇIK

13:07

ÖĞLE'YE KALAN SÜRE

Nankörlük!

Nankörlük!

ABONE OL
10 Temmuz 2024 12:13
Nankörlük!
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Recep Çınar

4 Temmuz 2024 tarihli yazımın konusu ,“Hal-i Pür Melalimiz” idi. Toplum olarak biz, Rabbimize karşı “nankörlük” etmiş olmasaydık bu hallere düşermiydik!?  Çünkü Allah (cc), kullarına zulmetmez, kullar zulmü talep ederse o zulüm verir”!

Nankörlük;  “Gördüğü iyiliğin, kadrini bilmeme, kendisine yapılan iyiliği veya eline geçen nimeti inkâr etme, nimeti verene karşı nankörce davranma (küfrân-ı nimet) gibi manaları içeren bir İslâm ahlakı kavramı” olarak tarif edilir.

Nankör kelimesi, bir kişinin iyilik veya yardımları unutarak, yapılan olumlu davranışlara karşı kötü niyetli veya saygısızca davranması durumunu ifade eder. Nankör bir kişi, başkalarının yardımını veya iyiliğini kabul ederken teşekkür etmek yerine, daha fazlasını isteyebilir veya verilen yardımı küçümseyebilir. Bu tür davranışlar, insan ilişkilerinde olumsuz etkilere yol açabilir ve insanlar arasında çatışmalara neden olabilir.

Nankör ve Nankörlük konusunda pek çok ayetler var!

Bakara Suresi, 152. ayette: “Öyleyse (yalnızca) Beni anın, Ben de sizi anayım; ve (yalnızca) bana şükredin ve (sakın) nankörlük etmeyin”, diye uyarır, Rabbimiz.

İnsan Suresi, 3. ayet: “Biz ona yolu gösterdik; (artık o,) ya şükredici olur ya da nankör.”

Enbiya Suresi, 94. Ayette ise “Artık kim, bir mü’min olarak salih amellerde bulunursa, onun çabası için (karşılık olarak) küfran (nankörlük) yoktur. Şüphesiz Biz, onun yazıcılarıyız” der.

Toplum olarak bilhassa son yarım asırda yaptığımız en büyük nankörlüklerden biri, geçmişte 54. Hükümetin Başbakanı merhum Prof. Dr. Necmettin Erbakan’ın bu ülkeye ve toplumumuza yaptığı ve yapmaya çalıştıkları hizmetlerine teşekkür etmek yerine “nankörlük” etmiş olmaktır!

27 yıl önce 54. Hükümetin Başbakanı Erbakan Hoca’nın dönemini kısaca hatırlayalım! Erbakan Hoca, 28 Haziran 1996 tarihinde Başbakan oldu. O günlerde işçiye, memura… “yüzde 20 mi 30 mu zam olsun” deniyordu. Devlet de diyor ki, “yüzde 20’den fazla veremeyiz, paramız yok!” Sendikalar ise  “yüzde 30’dan aşağısına rıza göstermeyiz!” Başbakan Erbakan Hoca hesapları ister, hesaplar gelir. “Biz tahmin ettiğimizden daha zenginmişiz” der! Ve  “yüzde 30 ne demek, biz yüzde 50’yi de veririz!” der. İlk kademede yüzde 30 verilirse devlet iflas eder zannedenler, yüzde 50’nin verildiğine, arkasından da yılsonuna kadar bir yüzde 25, bir de yüzde 20 zam daha yapıldığına şahit oldular. Bütün bunları yaparken yeni vergiler mi kondu? Borç mu alındı? Bütçe açık mı verdi?.. Hiç biri olmadı! Bilakis, ilk olarak “denk bütçe” yapıldı. Milli Görüş partileri (MSP ve RP) hükümetlerde bulundukları dönemlerde ülke çapında Sanayi’de, Tarım ve Hayvancılıkta ve diğer sahalarda yapılan yatırımları, ülkemizdeki maddi ve manevi kalkınmayı bir köşe yazısında anlatmak elbette yeterli olmaz. Milli Görüş ve Erbakan’ı ve O’nun ne yaptığını ve ne yapmak istediğini anlamak için yazılmış birçok kitaplar var. Mesela: Erbakan’ı Anlamak – Davam – Yeni Bir Dünya ve Adil Düzen – Milli Görüş İktidarı niçin ve nasıl? …  gibi.

Biz bugün kimsenin merhum Erbakan Hoca’nın yaptıklarını dile getirdiğine şahit oluyor muyuz?  Söyleyemezler, kulaklarını tıkarlar! Bu söylendiği zaman kendilerinin ‘beceriksiz’ oldukları ortaya çıkacaktır! Bu, sıradan bir söylem değil ki, bu yaşanılmış gerçek. Bunu Milli Görüş davasına sadık kalanların dışında hatırlayan var mı? İktidar bundan kaçıyor, muhalefet ise yarın göreve gelirsek diyerek korkuyorlar! Toplum olarak bu konuda maalesef  “nankörlük” ettik!  Gördüğümüz iyiliğin kadrini bilmedik! Ülkemize ve Halkımıza yapılan iyiliği, elimize geçen nimeti adeta inkâr ettik, nimeti verene karşı nankörce davrandık! Şunu unutmayalım ki, insan için ancak çalıştığının ve yaptıklarının karşılığı vardır! Bu gün hemen herkes yapılan zamlardan şikâyet ediyor.

Bir zat öyle diyor; “Bunlar zam değil, sandığa attığımız tohumlar şimdi yeşerdi, cüzdanımızla biçiyoruz!”. 

İktisatçı Prof. Dr. Mustafa Durmuş, 2018 yılında Edirne’de verdiği “Prof.  Dr. Necmettin  Erbakan’dan  günümüze  ne  kaldı?”konulu  konferansta,”Erbakan’dan günümüze önemli değerler kaldı. Hocamızdan bize kalanları anlamak için derinlere indiğimizde öğreneceğimiz çok şey olduğunu görüyoruz. Atalarımızın güzel bir sözü var. Eskilere aramaz iz sürer derler. Biz de hocamızın yaptıklarının izini sürerek hayata bakıp yapacaklarımızı tatbik etmeliyiz. Ahlak, kâmil manada hakkı üstün tutmaktır. Hepimizin bir ahlaki dünya görüşü var. Hocamız bu dünya görüşünü hakkı üstün tutan ve birde yanlış olan gücü üstün dünya görüşü olarak ayırıyordu. Zihniyetimizin hakkı üstün tutan dünya görüşü olması konusunda her zaman telkinde bulunuyordu. Ahlak bu kadar önemli. Çünkü 50 yılı aşan siyasi hayatında hocamızın ilk cümlesi ‘Önce ahlak ve maneviyat’ olurdu” diyor. Millet’e yeni vergiler konurken, Hazine ve Maliye Bakanı Şimşek, 2024’de zenginlerin vermesi gereken 2. 2 trilyon vergiden vaz geçtiklerini söyledi. 2024 yılında öngörülen bütçe açığı ise 2,7 trilyon! Zenginlerden o vergiler alınsa bütçe açığı kapanacak, gariban halka da yeni yük gelmeyecekti!” Bu zihniyetten daha ne beklenir ki?

Hacı Bektaş-i Veli öyle diyor:  “En büyük körlük, nankörlüktür.”

Dostça kalın…

En az 10 karakter gerekli


HIZLI YORUM YAP