Öz, açıklamasında şunları kaydetti:
Her defasında tepki koyduğumuz bu son olsun dediğimiz bu saldırılar ne yazık ki devam etmektedir. Oldukça yoğun ve uzun bir eğitim sürecinin ardından milletimize hizmet adına iş baş yapan, insanların sağlığını her koşulda korumayı görev addeden hekimlerimizin fiziksel ve sözlü şiddete maruz kalmadığı gün mumla aranır olmuştur. Osmanlı’ya yıllarca başkentlik yapmış, laik, Atatürkçü, milli ve manevi değerlere sahip çıkan, bayrağına, diline, dinine sahip çıkan ve entelektüel seviyesi yüksek olan insanların bir arada yaşadığı bu güzel ilimizde; dün Trakya Üniversitesi tıp fakültesi de kadın doktora hasta yakını tarafından şiddet uygulanıp yüzüne yumruk atılmıştır. Bayan doktorumuza geçmiş olsun dileklerimizi iletirken Türk Ocakları Edirne Şubesi olarak her zaman yanında olduğumuzu belirtmek isterim.
Sağlıkta şiddet, şiddete yakın insanların caydırılamaması, şiddet uygulayanların yaptırım görmemesinden kaynaklı bir sorun olarak karşımıza çıkmaktadır.
Ülkemizde diğer alanlarda çalışanlara nispeten sağlık çalışanları ve eğitim çalışanları şiddete daha fazla maruz kalmaktadır. Şiddet olaylarının sıklık ve derecesinin giderek artıyor olması, bu meseleyi ülkemizin çok önemli sorunlarından biri haline getirmiştir.
Sağlıkta şiddet olayları sadece şiddetin mağdur olanları fiziksel ve psikolojik travmaya uğratmanın ve belli bir süre için sağlık hizmetleri vermekten alıkoymanın ötesinde tüm hekim ve sağlık çalışanlarının iş motivasyonunu ciddi şekilde etkilemekte ve ülkemizde verilen sağlık hizmetlerini orta ve uzun vadede ciddi şekilde etkileyecek Sonuçlara neden olmaktadır.
Bu şiddet sarmalının her geçen gün daha vahim boyutlara ulaşmasından ve daha da kötüsü meşru görülmesinden endişe ve derin bir üzüntü duymaktayız.
Bu bağlamda yetkililer sağlık ve eğitim çalışanlarını koruyan önlemleri almalıdır. Sağlık ve eğitim çalışanları kendi can güvenliğinden gerek sözlü gerek fiziksel şiddete maruz kalmayacağından emin olmalıdır. Bu hassas konuda görevli ve sorumlu olanlar görevlerini eksiksiz yerine getirmelidirler.
Sadece bir yasanın olması yetmez. Yasa uygulayıcılarının tüm gerekliliklerini yerine getirmesi gerekir.
Toplumsal bilinçlendirme eğitimle mümkün olur. Sosyolog, psikolog ve davranış bilimciler bir araya gelip konuyu masaya yatırmalı ve toplumun her kesiminin şiddet konusunda bilgilendirilmesi için eğitim, reklam ve kampanyalar düzenlenmelidir.
Şiddete maruz kalan doktorumuzun şahsında kendisine ve tüm sağlık camiasına geçmiş olsun dileklerimizi iletiyor olayların bir daha yaşanmamasını diliyoruz.” Haber Merkezi
News
