Sadece ağaçlar mıdır yanan? Nefes alan ve veren tüm canlılar yok oluyor. Cennet vatan cehenneme dönüyor. İster cehalet deyin, ister ihanet deyin fark etmez. İster anız yakan bir aymazı, ya da insanlıktan nasipsiz bir haini veya doymaz bir müteahhiti yakalayın suçüstü, sonuç değişecek mi?
Ahlak yoksunu bir insana edilecek beddua ve en sunturlu küfür sadece öfke katsayınızı çoğaltır. Trafo patlamaları veya kopan elektrik tellerinin neden olduğu yangınlarda bile insan kaynaklı kusurların olduğu bir gerçektir.
Bu yıl tüm zamanların sıcaklık rekoru kırılıyor birçok ülkede. Keza bizim ülkemizde de çok sıcak bir yaz yaşıyoruz. Yalnız her gün birkaç ilde ve birkaç noktada aynı anda çıkan bu yangınlara tesadüf gözüyle de bakılamaz. Hükümetin eksiklikleri meydanda. Yangın söndürmede kullanılan ve gece görüşü olan yeterli sayıda uçak ve helikoptere sahip değiliz. Bu net.
Bugün Çanakkale ve Edirne’deki orman yangınlarında da aynı sıkıntıları bir defa daha yaşıyoruz. Enez ilçemize bağlı Büyükevren ve Gülçavuş’ta çıkan yangına gelen bir helikopter hava kararınca dönmek zorunda kalmıştır. Çanakkale’deki alevler Kepez, İntepe ve Güzelyalı’yı esir almış, insanlar deniz yoluyla tahliye edilebilmiştir. Yarın sabaha kadar rüzgarın insafına teslim olmanın çaresizliği ile perişanız. Ben Enez sahilindeyim ama aklım yangın yerlerinde. Komşular, rüzgar yön değiştirirse buraya kadar gelir mi yangın acaba korkusu ve telaşı içinde.
Gün batımından az önce, havlular omuzumuzda, denizin tuzu üzerimizdeyken hem yürüyor,hem de şiddetli rüzgarın Büyükevren’den Enez semalarına taşıdığı kapkara dumanlara bakıyorduk. Arkadaşım; “Eğer bir kasıt varsa, müsebbiplerini hızlı bir yargılama sürecinden sonra en ağır cezaya çarptırıp, helikopterden, yanan ormana, ormanın alevlerine bırakacaksın arkadaş. Hainler için idam cezası geri gelmelidir!” dedi. Haksız mı?
Ne diyordu Fatih Sultan Mehmet; ”Ormanlarımdan bir dal kesenin başını keserim.” Bırakın bir dalı, adam koca bir ormanı yakıyor yahu! Binlerce cana kıyıyor, ekonomimize darbe vuruyor. Bu bir ihanettir. Merhamet etmeyene merhamet edilmez.
Yangınlar da çeşit çeşit. En tehlikelilerinden birine daha değinmeden geçemeyeceğim. Azgın batının, iflah olmaz megaloman liderleri de yangın meraklısıdırlar. Bunlar da çeşitli metotlarla zayıf gördükleri veya güçlenip tehlikeli olabileceklerine karar verdikleri ülkeleri etnik veya mezhep çıralarıyla tutuşturup güzelim ülkeleri yangın yerine çevirebilmektedirler. Mesela Irak, Suriye, Mısır, Afganistan, Yugoslavya, Lübnan, Libya hemen aklımıza gelen örneklerden bazılarıdır. Adamlar BOP (Büyük Ortadoğu Projesi)ile Ortadoğu’da 20 ülkenin sınırlarını değiştireceklerini açık açık beyan ettiler. Bugün o nedenle Ortadoğu halkları ateşin ortasında ve kardeş kardeşin boğazını sıkma humması içindedir. Sırada Türkiye Cumhuriyeti’nin olduğu bir gerçektir. ABD’nin Ankara Büyükelçisi Tom Barrack; Osmanlı’nın millet modelini ve ümmetçilik anlayışını tavsiye etmekten utanmamaktadır. Yani Aziz Atatürk’ün ve ona inanan TÜRK milletinin kanla, irfanla kurduğu bu laik ve üniter devletin hedefte olduğunu anlamamız için daha ne demelerini bekliyoruz!
Derin uykularda güzel rüyalar gören insanlarımızın uyanması için daha başka hangi felaketlerin olmasını bekliyoruz? BOP bile aklımızı başımıza getirmemize yetmiyorsa eyvah eyvah!
Bir CIA ajanı olan Handy BARKEY, hem de 16 sene önce BBC’ye verdiği röportajında diyor ki; ”Bu Anayasa mutlaka değişmeli. Ulus devletlerin şehir devletlerine, yani eyalet sistemine geçmesinde anayasal engel istemiyorum.”
Bunlar yetmiyormuş gibi son günlerde içerde ne konuşulduğunu 10 yıl boyunca bilemeyeceğimiz tartışmalar yapılıyor, kararlar alınıyor bir komisyonda. Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu imiş adı. Bizim kardeşliğimizi ben bozmadım, demokrasiden ben vazgeçmedim, barışı ben dinamitlemedim ki! O cani İmralı’da.
Ben, bu güzel kavramları *iç eden eşkıyadan medet umamam heeey! İktidarın kayığına binen CHP’nin Genel Başkanı, sen de artık gözümden düştün. Çünkü anladım ki sen de büyük oyunun bir parçasısın. Senin Cumhurbaşkanı adayın Ekrem İmamoğlu da Silivri’den beyan etmiş niyetini. Demiş ki; ”Güzel dil Kürtçenin inkar edildiğini ve hor görüldüğünü de yaşadık. Kürtçe öğrenmeye gayret gösteriyorum, tarihi bir sorumluluğumuz var”. Ne kadar çok sahibi varmış bu Kürt sorununun yahu!
Ah aziz Atatürk ah! Atatürkçülük, kimlerin elinde ne hale gelmiş kalk da bir gör. Sen İmamoğlu, istersen kahir ekseriyetle o makama seçil, benim için artık bir umut değilsin.
“Beyhude gamlanma gönül !” diyor Sivas’lı Aşık Noksani. Rüzgar öyle kahpece esiyor ki, belli değil, kim dost kim düşman. Sevgili dostlar, beyhude midir içimdeki yangın?
GÜNDEM
14 Ağustos 2025GÜNDEM
14 Ağustos 2025GÜNDEM
14 Ağustos 2025GÜNDEM
14 Ağustos 2025GÜNDEM
14 Ağustos 2025GÜNDEM
14 Ağustos 2025GÜNDEM
14 Ağustos 2025