Sürecin adını nasıl belirlediğiniz önemli. Barış süreci diyenler var, yeni bir açılım süreci diyenler var, BOP süreci diyenler var, Yeni Anayasa süreci diyenler var, yeni Osmanlıcılık süreci diyenler var, koltuğu kaptırmama süreci diyenler var…var oğlu var! Önce bu kafa karışıklığını halletmemiz lazım.
Adını ne şekilde telaffuz ederseniz edin ama bu projenin Türk milletinin ve aziz Cumhuriyetimizin hayrına olmadığı çok açıktır. En azından ben öyle düşünüyorum. Sebepsiz değil elbette.
Bir kere terör örgütüyle barış müzakeresi yapılmaz. Teröristle mücadele edilir.50.000 kişinin katline ferman yazanları, çoluk çocuk, yaşlı genç, kadın erkek demeden masum canlarımızı katleden canileri muhatap almak akla ziyan bir davranıştır. “Asla pazarlık olmayacak” denilse de, DEM’in Eş Genel Başkanı “Sürecin sekteye uğramaması için 20 maddeden oluşan taleplerimizin kabul edilmesi şarttır.” şeklinde açıklama yapmaktan çekinmemiştir.
Silah bırakma gösterisi tam bir tiyatrodur ve PKK’nın propagandasına hizmet etmekten başka bir işe yaramamıştır. ABD’nin İngiltere ile birlikte büyütüp beslediği ve son sistem silahlarla donattığı bu taşeron örgütün yaktığı sadece 30 adet kaleş tüfektir. Böyle silah bırakma mı olur!
Yerli yabancı siyasetçi ve basın mensubunun özel davetiye ile çağrıldığı
bu göstermelik oyuna asıl aktörler niçin katılmamıştır acaba? Türk milletinin tepkisinden çekinilmiş olabilir mi? Silahların seri numaraları alınmış mıdır? Hangi silah ile hangi evladımız şehit edilmiştir? Biz Nato üyesi olduğumuz halde bu silahlar onlara niçin verilmiştir, neden verilmeye devam edilmektedir?
Sorulacak çok soru var. Mesela; Siz CHP’yi ve bazı belediye başkanlarını seçimden önce terör örgütüyle ortaklık yaptıkları ve onlarla DEM’lendikleri için suçlamadınız mı? Seçim kazanan başkanları ve en başta Ekrem İmamoğlu’nu DEM’le “kent uzlaşısı” yapmakla suçlayıp hapse tıkmadınız mı? Şimdi Cumhurbaşkanı Erdoğan çıkmış, üçlü ittifak kurduklarını, bu süreci AKP-MHP-DEM ile birlikte yürüteceklerini söylemektedir. DEM oldu şimdi barış güvercini öyle mi?!Bunun adı siyaset olamaz. Yani ben ne yaparsam yapayım sana muhalif olduğum için hain, ama sen dün hain dediklerinle bugün kol kola olsan bile hep vatansever.
Ben bir Türk’üm. Osmanlı’nın millet anlayışı ümmet perspektifiyle yapılıyordu. Her toplum ırk mensubiyetini gururla ifade ederken, bir tek Türklere yasaktı Türkü’m demek. Bu ırkçılıktı ve yasaktı. Abdülhamit’in Meşrutiyet Meclisi’nde bile bütün kavimler bize karşı birleşmiş, biz zavallı Türkler azınlığa düşmüştük. Yoksa kendisinin açtığı parlamentoyu niçin kapatsındı Padişah?
Sayın Cumhurbaşkanımızın son açıklamaları bana o günleri hatırlattı. Cumhuriyetimizin en belirgin kodları ulus devlet, üniter yapı, eşit vatandaşlık ve laikliktir. Bu devletin adı Türkiye Cumhuriyeti ve kurucu irade Türk milletidir. Devletin dili Türkçe, tarihimiz Türk tarihidir.
Halbuki sayın Cumhurbaşkanımız ulus devlet modelini ümmet anlayışı ile yeniden tariflemeye çalışmaktadır. Bu sözleri sokaktaki vatandaşlar tartışabilir, öyle düşünenler de olabilir. AKP’nin içinde bu tür düşünceleri, Türklük ve Atatürk nefretini açık açık dile getirenler de var zaten. Ama bir Cumhurbaşkanı benim zaferlerime başka milletleri ortak edemez, etmemelidir.
Siz bir Arap devlet başkanı veya tarihçisinin Türkleri zaferlerine ortak ettiğini duydunuz mu? Bir ülkede yaşayan beş on veya birkaç yüz kişi belki zorunlu olarak askere alınıp cepheye gönderilmiş, şehit de düşmüş olabilir. Ama bunu binlerce şehidimizle kıyaslayıp zaferlerimizin sahibi yapabilir miyiz?
Elbette bir müslüman olarak Hz.Muhammed’in ümmeti olmayı bir şeref sayarım. Ama Zeytin Dağı’nda, Kut’ül Amara’da din için, vatan için ölümün üstüne yürüyen Mehmet’lerimin karnını deşen aynı ümmetin çöl bedevileri değil miydi? Malazgirt’te Anadolu vatanlaşırken saflarımızda kaç Arap ve Kürt vardı?
Sahi ABD’nin Türkiye Büyükelçisi Tom Barrack’ın Osmanlının millet anlayışının daha doğru bir model olduğunu söylemesi ne anlama geliyor? Yahu siz Osmanlıyı zaten böyle parçalamadınız mı? Siz bir tek Mustafa Kemal’i ve Kuvva’cıları dize getiremediniz. O korkunuz yine devam ediyor. Siz de biliyorsunuz ki sabrımız taşı çatlatır, kardeşliğimizi ve birliğimizi nükleer bombalarınız bile bozamaz. Ama özgürlüğümüze kastedilir de bu milletin ayranı kabarırsa hiç şüpheniz olmasın ki bu milletin delilerini kimse zaptedemez. Bu aziz Cumhuriyetin kodlarıyla oynamayın!
GÜNDEM
23 gün önceGÜNDEM
18 Temmuz 2025GÜNDEM
18 Temmuz 2025GÜNDEM
18 Temmuz 2025GÜNDEM
18 Temmuz 2025GÜNDEM
18 Temmuz 2025GÜNDEM
18 Temmuz 2025Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.