CHP Edirne Merkez İlçe Başkanlığı, bugün “Milli Eğitim Bakanlığı’nın Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli’ne Karşı Çıkıyoruz” adlı basın açıklaması düzenledi. Saraçlar Caddesi’nde yapılan açıklamaya, CHP’li üyeler destek verdi. CHP Edirne Merkez İlçe Başkanı Yücel Balkanlı, okuduğu basın açıklamasında, Türkiye’de eğitim alanında eksiklikler olduğunu, öğretmenlerin yeterli maaş alamadığını ifade etti.
“Bir çıkış yolu yok”
Balkanlı, şunları kaydetti:
“Bir çıkış yolu yok. Nereye giderseniz gidin ülkemizin en dertli ve en eksik alanı maalesef eğitim. Gün geçtikçe de eğitim alanındaki bu dertler ve sorunlar, eksiklikler hatta yanlışlıklar devam etmeye, ettirilmeye çalışılıyor. Cumhuriyet Halk Partisi olarak, bugün 24 saat gerçekleştirdiğimiz, ülkemizde ilk kez yapılan Eğitim Maratonu’ndan elde ettiğimiz sonuçları sizlerle paylaşmak istiyoruz. AKP iktidarı, bilerek ve isteyerek, kasti bir biçimde ülkemizde eğitimi baltalamıştır. Liyakatsiz atamalarla, eğitim sistemimizin niteliği yerle bir edilmiştir. Eğitim dinselleştirilmiş, piyasalaştırılmıştır. Köy okulları ve yatılı okullar kapatılmış, çocuklarımız kilometrelerce uzaklardaki okullara, taşımalı eğitime mecbur edilmiştir. Deprem bölgelerindeki çocuklarımız hala birleştirilmiş okullarda eğitim görmeye, 20 metrekarelik konteynerlerde ailecek yaşamaya devam etmektedir.
“Yoksulluk sınırı, Birleşik Kamu İş Mayıs 2024 Araştırması’na göre 59 bin 353”
Yoksulluk sınırının altında maaşlarla; ücretli, sözleşmeli, aday öğretmen, öğretmen, uzman, başöğretmen ünvanlarıyla aynı dersi veren ama farklı maaş alan altı farklı öğretmen yaratılmış, öğretmenlik mesleği itibarsızlaştırılmıştır. Bugün bir uzman öğretmen 41 bin 192, bir başöğretmen 44 bin 136 lira ücret almaktadır. Fakat ülkemizde yoksulluk sınırı, Birleşik Kamu İş Mayıs 2024 Araştırması’na göre 59 bin 353, Türk İş Mayıs 2024 Araştırmasına göre 61 bin 788’dir. Öğretmenlik Mesleği Kanunu gibi, hiç bir paydaşla görüşülmeden sunulan kanun teklifleri ile öğretmenlerin hakları hiçe sayılmış, diplomaları geçersiz sayılarak adaylık statüsüne düşürülmek istenmiştir. Böylece eğitim fakültelerinin işlevi ortadan kaldırılmaya çalışılmaktadır. 11 Nisan 2023’te Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, seçim beyannamesini açıklarken, kamuda işe alımlarla ilgili mülakatın kaldırılacağını söylemişti. 12 Mayıs 2023’te ise dönemin Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer, ‘Mülakat olmayacak artık, KPSS puanına göre çok hızlı şekilde atamasını gerçekleştireceğiz. Yani tek kriter KPSS olacak.’ demişti. Maalesef bir seçim vaadi olarak kalan mülakatlar, şimdiki Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin tarafından ‘mülakat gibi mülakat yapacağız’ söylemiyle devam ettirilmektedir. Mülakat, yüksek standardı olan bir ölçme aracı değildir. Ama iktidar kendi söyleminin aksine bundan vazgeçmeyerek, öğretmenlerimizi kendi amaçları doğrultusunda elemeye devam etmek istemektedir.
“Görev bekleyen öğretmenlerimizin sorunları çözülmemiştir”
Mülakatla, Milli Eğitim Akademisi ile kendi istediği dışında tek bir öğretmenin bile çalışmasına imkan tanımak istemeyen iktidar, özel sektörde çalışan öğretmenlerin taban maaş hakkını görmezden gelerek bugün binlerce öğretmeni mağdur etmeye devam etmektedir. 2022 KPSS sonuçları ile ek atama sözü verilen öğretmenlerin ataması yapılmamıştır. Engelli öğretmen atamaları yetersizdir. Ücretli ve sözleşmeli öğretmenlikle öğretmenlerimizin emekleri sömürülmeye devam etmektedir. Deprem bölgelerinde çifte mağduriyet yaşayan, atanmamış ya da okulu yıkıldığı için işsiz kalmış, çocuklarından uzak kalmış görev bekleyen öğretmenlerimizin sorunları çözülmemiştir. Daha bir yıl önce eski Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer’in ‘Her 100 öğrenciye 1 rehber öğretmen’ vaadi yerine ÇEDES ile pedagojik formasyonu olmayan kişiler okullara sokulmuştur. Yine aynı bakanın ‘Uzman öğretmenler de artık 10 yıl değil, 5 yıl içerisinde bu sürece tabi olacaklar.’ vaadi unutulmuştur. KHK uygulamaları ile üniversitelerimizin demokratik işleyişine son verilmiş, özgür düşüncenin ve bilimsel üretimin yerleri olması gereken üniversitelerimiz tektipleştirilmiştir. Nitelikli öğretim görevlileri okullardan uzaklaştırılmış, öğrencilerin sosyal etkinlikleri dahi izne tabi tutulmuş ve engellenmiştir. Anayasa Mahkemesi CHP’nin başvurusu üzerine verdiği kararda, üniversite rektörlerinin Cumhurbaşkanı tarafından atanması kararını Anayasa’ya aykırı bulunmuştur. Üniversiteliler için yurt sorunu bir barınamama sorununa dönüşmüş, yoksulluk gençlerimizin üniversiteyi kazansa bile gidememesine sebep olmuştur. Yüksek Öğretim Kalite Kurulu’na göre 2015 ile 2022 arasında 2,3 milyon üniversite öğrencisi okulu bırakmak zorunda kalmıştır. Mesleki eğitim, Türkiye’nin eğitim gündeminin ana konularından biri olmaya devam etmektedir. MESEM’lerle çocuklarımız iş öğrenen değil, iş gören kişiler haline getirilmiştir. Çocuklarımız 4 gün işe 1 gün okula denerek okullardan uzaklaştırılmış, üzerine bir de yasal olmayan şekilde okul saati dışında ve hafta sonlarında ağır işlerde çalıştırılmıştır. Yoksul halkın çocukları için tek seçenek haline gelen MESEM’lerde birçok çocuğumuz fiziksel ve ruhsal sorunlarla baş başa bırakılmıştır. Çocuklarımız buralarda uğradıkları iş kazalarında yaralanmaya ve ölmeye devam etmektedir. İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi’nin araştırmasına göre ise 2013-2022 yılları arasında toplamda 616 çocuk iş cinayetlerinde hayatını kaybetmiştir. Alperen, Erol, Murat, Arda, Ömer, Ulaş, Zekai, Yiğit… Son bir yılda MESEM’lerde 336 öğrenci çıraklık yaptırılırken iş kazası geçirmiş, 9 çocuk iş cinayetlerinde hayatını kaybetmiştir.
“İktidar bunu görmezden gelmeye devam etmektedir”
AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan ve sorumlu Bakanlarının, ekonomi bilimini göz ardı eden siyasal tercihleri ile Türkiye, büyük bir ekonomik kriz ile karşı karşıya gelmiştir. Derin bir yoksullukla mücadele eden halkımız, çocuğunun beslenme çantasına bir yumurta bile koyamaz hale gelmiştir. Mahmut Özer’in 2022- 2023 Eğitim Öğretim yılının ikinci döneminde başlattığı okul öncesinde ücretsiz yemek uygulaması, bir yıl bile sürmeden, 2023- 2024 Eğitim Öğretim yılında, yeni bakan Yusuf Tekin tarafından iptal edilmiştir. Oysa, bir öğün ücretsiz yemek ve temiz su ihtiyacı çocukların sağlıklı gelişimi için hayati derece önem taşımaktadır. TÜİK 2022 verilerine göre üç çocuktan biri (yüzde 35,3) ciddi maddi yoksulluk ve yetersiz beslenme sorunu ile karşı karşıyadır. Yetersiz beslenme, çocukların fiziksel gelişimini, okul için hazır bulunuşluğunu, akademik başarısını ve okula devamını da etkilemektedir. Fakat iktidar bunu görmezden gelmeye devam etmektedir. En başta söylediğimiz gibi, eğitim sitemimizin sorunları anlatmakla bitmeyecek hale gelmiştir. 22 yıllık AKP iktidarının eğitim sistemimizde yarattığı tahribatı gerek sokaklarda gerek Meclis’te gerek yargı yoluyla, olduğumuz her yerde dile getirmeye ve mücadele etmeye devam edeceğiz.” Haber Ergin Yıldız
GÜNDEM
29 Temmuz 2025GÜNDEM
29 Temmuz 2025GÜNDEM
29 Temmuz 2025GÜNDEM
29 Temmuz 2025GÜNDEM
29 Temmuz 2025GÜNDEM
29 Temmuz 2025GÜNDEM
29 Temmuz 2025