0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

Osmanlı’da saraya gül yağı ve gül suyu üretilen Edirne’de gülcülüğün yeniden canlanması için başlatılan çalışmalar sayesinde ekonomik ve turistik potansiyelin artırılması hedefleniyor. Trakya Üniversitesi Edirne Gülü ve Kırmızısı Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Doç. Dr. Nilgün Becenen,  “Edirne gülü, pembe rengi, çok yaprağı ve mis kokusuyla özel bir gül. Kozmetiğin yanı sıra gıdalar da kullanılabilme potansiyeline sahip” dedi.

Evliya Çelebi’nin gül bahçelerinden övgüyle bahsettiği Edirne’de gül üretiminin geniş alanlarda yapılarak ekonomik ve turistik değere dönüştürülmesi hedefleniyor.

Osmanlı sarayı için gül yağı ve gül suyu üretilen yerlerden olan kentte, gülcülüğün yaygınlaşması ve katma değer oluşturulması için başlatılan çalışmalar sürüyor.

Trakya Üniversitesi öncülüğünde 5 yıl önce başlatılan çalışmalara, Trakya Tarımsal Araştırma Enstitüsü, Edirne Belediyesi ile İl Tarım ve Orman Müdürlüğü de destek verdi.

Bu kapsamda kentin farklı noktalarında kurulan gül bahçeleri 15 bin metrekareyi aştı.

Trakya Üniversitesi’nde kurulan uygulama ve araştırma merkeziyle Edirne gülünün genetik özellikleri araştırılmaya başlandı.

Yapılan çalışmalarla gülün özellikleri, yağ oranı ve çiçek verimi ortaya konacak.

“EDİRNE GÜLÜ, BÜYÜK POTANSİYEL OLUŞTURABİLİR”

Trakya Üniversitesi Edirne Gülü ve Kırmızısı Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Doç. Dr. Nilgün Becenen, Edirne gülünün kentin önemli kültürel değeri olduğunu söyledi.

Tarihi belgelerde ve arşiv kayıtlarında Edirne gülünden sıkça bahsedildiğini belirten Becenen, bu değerin yeniden canlandırılması ve tanınırlığının artırılması amacıyla çalışmalar yaptıklarını ifade etti.

Edirne gülüne planlı ve hedefe yönelik çalışmalarla sahip çıkılması gerektiğini vurgulayan Becenen, “Merkezimizin amaç ve hedefleri doğrultusunda bu çalışmaları yapıyoruz. Edirne gülüne dair tarihi belgeleri ortaya çıkarmak ve bilimsel çalışmalar yapmak için planlamalar gerçekleştiriyoruz. Edirne gülünün genetiği, yağ oranı ve gül suyu özelliklerinin tam anlamıyla ortaya konması gerekiyor.” dedi.

“ÇİÇEK VERİMİNİ TEST EDİYORUZ”

Becenen, merkezin önemli projeleri hayata geçirdiğini dile getirdi.

Edirne gülünün hak ettiği değere yeniden ulaşacağını belirten Becenen, şunları kaydetti:

“Projelerimizle güllerin yetiştirme, budanma ve çiçek açma özelliklerini araştırıp çiçek verimini test ediyoruz. Güllerden yapılacak ürünlerde toksik özelliklerini testlerle belirlemeye çalışıyoruz. Bu çalışmaları endüstriyel kullanıma geçişte bir altyapı oluşturması için gerçekleştiriyoruz. Bu çalışmalarla Edirne gülünü şehrin ekonomisine ve istihdamına katmayı amaçlıyoruz.

Edirne gülü, büyük potansiyel oluşturabilir. Edirne’nin konumu ve mevcut şartları buna uygun. Balkanlar’dan ve yurt içinden gelen turistlere gülü tanıtabilecek tarihi mekanlarımız var. Edirne Sarayı bahçesine, müze bahçelerine gül dikimleri yapılabilir. Edirne gülü, pembe rengi, çok yaprağı ve mis kokusuyla özel bir gül. Kozmetiğin yanı sıra gıdalar da kullanılabilme potansiyeline sahip.”

“EDİRNE GÜLÜ, ANA VATANINA DÖNECEK”

Edirne Tanıtım ve Turizm Derneği Başkanı Bülent Bacıoğlu ise gülcülüğün Edirne’nin geçmişinde önemli yere sahip olduğunu vurguladı.

Gülün Osmanlı saray mutfağında en çok kullanılan bitkilerin başında geldiğini aktaran Bacıoğlu, “Bu nedenle gülcülük Osmanlı’da çok gelişmişti. O dönemde Edirne ve bugünkü Bulgaristan’ın Kazanlık bölgesinde gülcülük çok geniş alanlarda yapılıyordu.” dedi.

Bacıoğlu, Edirne gülünün turizme kazandırılması için çalışmalar yaptıklarını ifade etti.

Gülcülüğün turizmin yanı sıra kırsal kalkınmaya da katkı vereceğini anlatan Bacıoğlu, şunları söyledi:

“Edirne gülünün ana vatanına dönmesi için şehir olarak çaba içeresindeyiz. Trakya Üniversitesi, Trakya Tarımsal Araştırma Enstitüsü ile İl Tarım ve Orman Müdürlüğü bu anlamda deneme ekimleri yapıyor ve gül bahçeleri oluşturuldu. Elde edilen güllerin geçmişteki gülle olan ilişkisi ortaya çıkarılıyor. Geçmişten gelen bu mirası canlandırıp turizme kazandırmayı amaçlıyoruz. Özellikle gül hasadı ve gülün yetiştiği dönem olan mayıs ve haziran aylarında turistlerin ilgisini çekmeyi ve bir alternatif oluşturmak istiyoruz. Şehir olarak Edirne gülünün hak ettiği yere geleceğine inanıyoruz. Geleceğe dönük çalışmaları planlı şekilde gerçekleştiriyoruz.” (aa)