0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

Zafer Partisi Edirne Merkez İlçe Başkanı Arda Meriç, Merkez Bankası’nın faiz kararını değerlendirerek, “Merkez Bankası’nın politika faizini yüzde 46 gibi tarihi seviyelerde sabit tutması, mevcut iktidarın Türk ekonomisini nasıl bir açmazın içine sürüklediğinin açık bir göstergesidir. Yüksek faiz sarmalı, ne yazık ki Türkiye’nin üretim gücünü zayıflatmakta, krediye erişimi zorlaştırmakta ve Türk milletini sistematik bir şekilde yoksullaştırmaktadır” dedi. 

Zafer Partisi Edirne Merkez İlçe Başkanı Arda Meriç, Merkez Bankası’nın faiz kararı ve ekonomik gidişata ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Meriç, yaptığı yazılı basın açıklamasında şunları kaydetti:

‘BUGÜNKÜ FAİZ POLİTİKASI BİR ÇÖZÜM DEĞİLDİR’

“Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın dün açıklamış olduğu faiz kararını ve mevcut ekonomi yönetiminin izlediği politikalara ilişkin görüşlerimi gerek bir siyasetçi gerekse de bir ekonomist olarak kamuoyu ile paylaşma zarureti doğmuştur. Merkez Bankası’nın politika faizini yüzde 46 gibi tarihi seviyelerde sabit tutması, mevcut iktidarın Türk ekonomisini nasıl bir açmazın içine sürüklediğinin açık bir göstergesidir. Yüksek faiz sarmalı, ne yazık ki Türkiye’nin üretim gücünü zayıflatmakta, krediye erişimi zorlaştırmakta ve Türk milletini sistematik bir şekilde yoksullaştırmaktadır. Ekonomi yönetimi yıllardır günü kurtaran pansuman tedbirlerle, küresel finans çevrelerine güven vermeye çalışmakta; ancak bu yaklaşım Türk milletini derinleşen bir hayat pahalılığı, yüksek işsizlik ve üretim krizine mahkûm etmektedir. Türkiye, sıcak para bağımlılığı ve ithalat temelli tüketim ekonomisi sarmalında her geçen gün daha da bağımlı hale gelmektedir. Bu, bir milli güvenlik sorunudur. Zafer Partisi olarak bizler, ekonomiyi faiz ve enflasyon arasındaki kısır döngüden kurtarmak ve Türkiye’yi yeniden üretim odaklı bir milli ekonomi çizgisine çekmekte kararlıyız. Bugünkü faiz politikası, bir çözüm değil, mevcut sorunların daha da derinleşmesine sebebiyet verecek bir geçici tutumdur. Yüksek faiz politikasıyla yabancı sermayeye suni cazibe oluşturulurken, Türk reel sektörünün ve vatandaşlarımızın sırtına taşınması imkânsız bir yük bindirilmektedir.

‘KÖKLÜ BİR ÜRETİM REFORMU BAŞLATACAĞIZ’

 Zafer Partisi Ekonomi ve Maliye politikaları doğrultusunda; Faiz Ekonomisine Son: Yüksek faiz ve örtük kur politikasını reddediyor, merkez bankasının rezervlerinin, üreticiyi ve reel sektörü önceleyen bir para politikasına geçmesini ve bu finansal mimariyi savunuyoruz. Üretim ve Teknoloji Devrimi: Tarımda, sanayide ve enerjide milli üretimi esas alacak, dışa bağımlılığı sistematik biçimde azaltacak köklü bir üretim reformu başlatacağız. Mali Disiplin ve Kamu Tasarrufu: Vergi gelirlerinin adil ve etkin şekilde toplanacağı, kamuda israfın kesin olarak ortadan kaldırılacağı, denk bütçeyi esas alan bir maliye politikası uygulanacaktır. Milli Tasarruf ve Sermaye Birikimi: Yabancı borca değil, milli tasarrufların ve yerli sermaye birikiminin teşvik edildiği bir ekonomik yapı kurulacaktır.

Türk Lirasına Güven: Para ve maliye politikaları eşgüdüm içerisinde, uzun vadeli ve milli çıkar odaklı yürütülerek Türk Lirası’nın itibarını ve alım gücünü yeniden güçlendireceğiz.

‘PARAYI KORUMAK BİZİM NAMUS BORCUMUZDUR’

Zafer Partisi olarak Türk milletine açıkça ilan ediyoruz: Türkiye ekonomisinin kurtuluşu, yabancı fon akımlarına bel bağlayan teslimiyetçi anlayışla değil, Türk milletinin emeği, alın teri ve üretim gücünü merkeze alan milli kalkınma modeli ile mümkündür. Bugünkü ekonomi politikaları Türk milletini değil, yabancı finans baronlarını sevindirmektedir. Buna karşı direnecek ve Türkiye’yi kendi ayakları üzerinde duran güçlü bir ekonomiyle buluşturacağız. Milletimizin sofrasındaki ekmeği büyütmek, cebindeki parayı korumak bizim namus borcumuzdur.” Haber Merkezi