eşya depolama
romabet romabet romabet
deneme bonusu veren siteler
bandstanddiaries.com
Aileyi Korumak!

Aileyi Korumak!

ABONE OL
23 Mayıs 2025 14:35
Aileyi Korumak!
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Recep Çınar
Birleşmiş Milletler Genel Kurulu tarafından alınan kararla; toplumları ayakta tutan ailelere dikkat çekmek ve aile kavramı üzerinde daha fazla değer üretilerek ailenin korunması ve güçlendirilmesi amacıyla, 1994 yılından itibaren her yılın 15 Mayıs tarihi Aile Günü, bu günün içinde yer aldığı hafta ise Aile Haftası olarak kutlanmaktadır.

Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Göktaş ise, içinde bulunduğumuz bu yılı “Aile Yılı” olarak ilan ederek 81 ildeki Aile ve Sosyal Hizmetler İl Müdürlükleri tarafından “Aile Yılı” etkinlikleri yapılacağını duyurdu.

Aile, toplumun en küçük kurumsal yapısıdır. Aile fertlerinin birbirine karşı görev ve sorumlulukları vardır. Aile kurumu karşılıksız saygı, sevgi demektir. Oradaki samimiyet ve sıcaklığı hiçbir yerde bulamazsınız. Aile yuvasında mutlu olamayanlar, başka yerde mutluluk aramasınlar. Çünkü yoktur. En tabiî ve en içten huzur ve mutluluk aile ortamındadır. Dünyanın imrendiği aile yapımızı güçlendirmek, manevi sıcaklığını korumak zorundayız. Aileyi korumak, ülkeyi korumaktır.

Bir ülkeyi yıkmak isteyenler ise, önce aileyi hedef alırlar. Sömürgeci güçler aile huzurunu bozmak için astronomik harcamalar yapıyor. Toplum yabancılaştırılarak, inanç, fikir, kültür ve aile yapısı dejenere ediliyor.

Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş bir paneldeki konuşmasında, ailenin toplumsal değişimden en fazla etkilenen bir kurum olduğunu anlatarak, yabancıların aileyi sosyal ve psikolojik sıkıntılara soktuğunu söyleyerek, “Aile çökerse, toplum çöker, Aile neslimizin korunmasını sağlar. Allah Resulü (sav) aile hayatımız için de ideal örektir” diyerek İslami değerlere sahip çıkmaya çağırmıştı.

Aslında, dinimiz İslam’ın 5 temel gayesi; canı, malı, aklı, dini ve nesli korumaktır. Bu gayeler korunmazsa toplumda birçok noksanlar ortaya çıkar. Aile toplumun huzur vesilesi olduğu için İslâm onu, onunla da nesli korumak ister.
Aile ise; evdeki ibadet hayatının korunması, eşlerin birbirine iyilikle yaklaşması, iffetin elden bırakılmaması, karşılıklı olarak iltifatın ve güzel sözün esirgenmemesi ile ayakta kalabilir. Eşler birbirini kusurlarına rağmen sevmeyi öğrenmelidir.
-Mevlânâ hazretlerinin Mesnevi’sinde gül ve dikenin hikâyesinde şöyle anlatılır:
“Gül o güzel kokuyu diken ile hoş geçindiği için kazandı. Bu hakikati gülden de işit, bak o ne diyor: ‘Dikenle beraber bulunduğum için neden gama düşeyim? Neden kendimi kedere salayım? Ben ki gülmeyi kötü huylu dikenin beraberliğine katlandığım için elde ettim. Onun vesilesiyle âleme güzellikler ve hoş kokular sunma imkânına kavuştum.'”
Gül gibi bir insan olmak isteyen, diken gibi rahatsız edici bazı şeylere sabır göstermelidir. Bu rahatsız edici durumlar, bazen insanın eşinden ileri gelen durumlar olsa bile…

İnsanın görevi,  sevgi odaklı bir ilişkiler dünyası oluşturmasıdır.

Kur’ân-ı Kerîm’de de işaret edildiği gibi (er-Rûm Suresi 21); “Kendileri ile huzur bulasınız diye sizin için türünüzden eşler yaratması ve aranızda bir sevgi ve merhamet var etmesi de O’nun (varlığının ve kudretinin) delillerindendir. Şüphesiz bunda düşünen bir toplum için elbette ibretler vardır.”

Aile, anne. baba ve çocuklardan oluşan en küçük toplum birimidir. Bu bakımdan aile toplumun temel taşı sayılmıştır. İlk toplumlardan günümüze kadar, bütün toplumlarda aile vardır.

Aile kurumu kıskançlıkları, dolayısıyla çatışmaları önleyerek toplumsal düzenin sağlıklı işleyişine de katkıda bulunur. Aile kurumu ve onun çevresinde oluşturulmuş kurallar, kadın-erkek ilişkisine biyolojik tatminlerin ötesinde değer ve anlamlar katar. İslâmiyet’in bir yandan zinayı ağır yaptırımlarla yasaklarken bir yandan evlenmeyi teşvik etmesinin sebebi de budur.

Erdemli ve mükemmel bir toplum yapısı gerçekleştirmenin en önemli şartı olan hak ve sorumluluk bilinci, toplumun çekirdek birimi olan aile için de vazgeçilmez bir önem taşır. Nitekim Hz. Peygamber (sav), aile bireylerinin haklarını ihmal etmek pahasına nafile namaz kılmaya, oruç tutmaya vb. ibadetler yapmaya bile izin vermemiştir. (Buhârî, “Savm”, 55). Devletin görevlerinden biri de “nesli” (ırzı, namusu) korumaktır.

İslâm ahlâkçıları, kural olarak diğer bütün insanların ve Müslümanların birbirleriyle ilişkilerinde söz konusu olan hak ve yükümlülüklerden aile bireylerinin de birbirlerine karşı sorumlu olduklarını belirtmişler; ayrıca onların kendi aralarında aile kurumuna özgü hak ve sorumluluklarının da bulunduğunu ifade etmişlerdir. 

 (Alıntı: İslam İlmihali 2, TDV Yayınları) 

Böyle bir Din’e mensup toplumda,  her türlü sapkınlığı meşru hale getiren “İstanbul Sözleşmesi” gibi sapkınlıkların yeri olmamalı! “Önce Ahlak ve Maneviyat” diyerek,  bin yıllık medeniyet değerlerimize sahip çıkarak,

 “Aile Yılı”mız da, “Aile Hafta”mız  da kutlu olsun.

Dostça kalın…

En az 10 karakter gerekli


HIZLI YORUM YAP

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.

Marsbahis
deneme bonusu veren siteler