Edirne’de Kültür ve Sanat/
Kentle bağını koparmadan, kendine has dokusunu yaratabilen ve korumayı başarabilen mahalleler, kentlerin ve nihayetinde ülkelerin geliştirdikleri tarihsel birikim ve kültürün kaynağını oluşturmaktadır.
Bu açıdan bakıldığında, bir kentin veya ülkenin sahip olduğu farklı değerlerin anlaşılabilmesi, içerisindeki mahallelerin tarihsel, sosyal, kültürel ve fiziki gelişimlerini doğru şekilde okumak ve yorumlamaktan geçmektedir.[1]
Bu bağlamda bilgi toplumunda insan ne kadar bilgili, kültürlü ve bilinçli ise yaşadığı kentin kültür dokusu ve kimliğini koruma mücadelesinde o derecede yer alabilmektedir. Kentin dokusu ve kimliğinin özünden ne kadar uzaklaşmış ise de kentin sokak ve caddelerini, kentinin kimliği ve miraslarını yok etmiştir.
Bugün dünya kentlerini gezdiğinizde her bir sokağında insanlık tarihinin izlerini görürsünüz. Bunlar bazen mimari eser, bazen sanat, bazen de edebiyattır. Örneğin Paris gibi Avrupa kentlerini gezdiğinizde kentlerin ünlü yazar ve sanatçılarının yaşadığı evlerin birer müzeye, sanat atölyesine çevrilerek kültür turizmine kazandırıldığını görürsünüz.
Dr.Ratip Kazancıgil’in kaleme aldığı “Edirne Mahalleler Tarihçesi, 1329-1990” adlı kitap kentin kültürel dokusu ve kimliğini ortaya çıkaran çok değerli bir çalışma olup 1992 yılında Başkanlığını yaptığım Türk Kütüphaneciler Derneği Edirne Şubesi’nin yedinci yayını olarak yayımlanmıştı.
Aslında Ratip Hoca ile yollarımız da bu kitap ile buluşmuştu. Kendisinin de güvenini bu kitabın arka plandaki çalışmalarımla kazanmıştım.
Hocam kitabın basımından önce Edirne merkezdeki mahalle sınırları içinde yer alan tüm kültür miraslarını (camii, çeşme, mescid, türbe vd.) tek tek gezerek tespit etmemi, yıkılanların yerlerinde hangi yapıların olduğunu tespit etme görevini vermişti. Ben de Edirne’nin tüm mahallelerindeki sokakları gezmiş ve buralardaki tarih ve kültür miraslarının son durumlarını güncellemiştim. İşte bu kitap çalışması için gezerken de kentimizin mahallelerinde yaşayan halkımızın sokağında bulunan bir kültür mirasına ne kadar duyarlı olduğunu, bu kültür mirası ile ilgili bilgi düzeyini ölçme fırsatım olmuştu.
Bundan sonraki çalışmalarımda da öncelikli olarak kent halkına okuma alışkanlığı kazandırma, kentin tarihi ve kültürel değerlerini tanıtmak amacıyla projeler üreterek katkı sağlamaya çalışmışımdır. En son kurduğumuz “Edirne Kent Kültürü ve Bilincini Geliştirme Merkezi Derneği” de bunlardan birisidir.
Dernek çatısı altında gerçekleştirdiğimiz projelerden birisi de “Edirne’nin 28 Mahallesinde 28 Bilgi Merkezi” adlı çalışmadır. Kentimizde bu farkındalığı yaratmak amacıyla da Dr. Ratip Kazancıgil’in yaşadığı ev, “Dr. Ratip Kazancıgil Kültür Evi” olarak düzenlenmiş, kütüphanesi, çalışma odası ve kentin şehir tarihçileri ile kültür miraslarını anlatan panolarla “Müze-Kütüphane” görevi yüklenmiştir.
İşte bu çalışmanın bir örneğinin Karaağaç Mahallesinde “Şehit Ressam Hasan Rıza Kültür Evi”, Kaleiçinde “Dr.Rifat Osman Kültür Evi, Osman Nuri Peremeci Kültür Evi, (Bilgi Merkezi) gibi kentimizin kültür ve sanat yaşamında izler bırakan değerlerimizin mahallelerde kurulacak bilgi merkezlerinde yaşatmak, kentimizin her bir mahallesindeki halkımızı bilgiyle buluşturma çabası içine girdik.
Koca Sinan Mahallesinde gerçekleştirdiğimiz “Dr.Ratip Kazancıgil Kültür Evi”ni Sayın Valimiz Yunus Sezen ve Belediye Başkanımız Sayın Av. Filiz Gencan Akın evi gezdiler ve takdirlerini ifade ettiler. Bizde bu projemizi kendilerine anlattık. Ancak bu tür isteklerin halktan, halkın temsilcisi mahalle muhtarlarından gelmesi gerekmektedir.
Aslında bir düşünülse, mahallelerdeki çocuk ve gençler, bugün ders çalışacak bir mekan bulamamakta bilgiye erişim konusunda sıkıntı çekmektedir. Çocuk ve gençlerimizin sosyalleştiği yerlerden birisi de bu bilgi merkezleri değil midir? İstanbul Büyük Şehir Belediyesi’nin geçmişten bu güne kurmuş olduğu “Millet Kütüphaneleri”, “Bilgi Merkezleri” 7/24 öğrencilere hizmet vermektedir. Öğrenci ve halk buralardan yararlanmakta ve sosyal etkinliklerde bulunabilmektedir. Edirne ne yazık ki, bugüne kadar bunu gerçekleştirememiştir.
Yazımın daha önceki bölümlerinde de vermiş olduğum verilerde de görüleceği gibi kentimizin nüfus ve buna bağlı olarak demografik yapısındaki değişiklikler aslında kentimizin kültürel değerlerini geleceğe taşıma noktasında yaşanılacak sıkıntıların uyarısını bize bildirmektedir. Önemli olan bu gelişmeler doğrultusunda gerekli eylem planlarının yapılıp uygulamaya konulmasıdır.
Geçmiş yıllarda Edirne Belediyesi’nin uygulamasıyla her hafta bir mahalle sakinleri kentin tarihi ve kültür mirasları bir rehber eşliğinde gezdirilirdi. Orada gördüğümüz tablo bizleri hem utandırır hem de mutlu ederdi. Çünkü çoğu insan mahallesindeki kültür değerlerinin farkında bile değildi.
Bugünlerde Edirne Milli Eğitim Müdürlüğü’nün “Şehrimiz Edirne Projesi” ile Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü tarafından “Mahalle Futbol Ligi”nin kurulması çocuklarımızın kentlerini tanımaları, sosyalleşmeleri ve kötü alışkanlıklardan uzak tutulması açısından değerlidir. Ancak yeterli değildir.
Derneğimizce yürütülen çalışma kapsamında hazırlanan proje’nin “Edirne’nin Zaman Tüneli: Mahallelerdeki Miraslar” mottosuyla uygulanabilmesi için kaynak araştırmalarımız sürmektedir. Amaç kentimizin mahallelerindeki kültür miraslarını mahallenin sokaklarında yaşayan halkımıza tanıtmak ve korunup sahiplenmesini sağlamaktır.
Bu bağlamda kentimiz imar planlarının uygulanması çalışmalarında mahallelerde çok katlı apartmanların plansız, otoparksız bir şekilde inşa edilmesi, çocuklarımıza oyun alanı bırakmamıştır.
Bu bağlamda son yıllarda mahallelerin sokak aralarına kurulan zincir marketler, sokak ve caddelerde otopark sorununu beraberinde getirmiştir. Ayrıca çocuklarımız için açılan park ve oyun alanlarının bulvar ve cadde kenarlarında olmamasına özen gösterilmelidir. Kentin imar planları yapılırken kentin tarihi ve kültürel dokusu dikkate alınmalıdır.
Şu unutulmamalıdır ki; gerek kentlerin gerekse insanlığın yaşam kaynağı olan kültür; yaşamın bütünü olup insanın ortaya koyduğu, içinde insanın varolduğu tüm gerçekliktir.[2]
Kent kültürü, o kentte yaşamış bütün medeniyetlerin sosyolojik, psikolojik, politik ve ekonomik olarak yapmış olduğu etkinliklerin gerek kentsel dokuda yer bulması, gerek toplumsal yaşamda kendini göstermesiyle ortaya çıkan bir bütünlüktür. Kentli olduğunun farkında olan bireyler bu kültürü kendiliğinden edinilebilmektedir. Kente sonradan gelenler veya bu kültürü kendiliğinden edinemeyenler için kültür oluşturma çalışmaları yapılması gerekmektedir.[3] Kentimizde yaşayan her bir vatandaş Edirnelidir. Önemli olan her bir vatandaşımızın kendisini Edirneli hissetmesi, doğduğu ve/veya doyduğu kentin kültürel değerlerine, kültürel doku ve kimliğine sahip çıkarak hizmet etme çabası içinde olmasıdır.
Gündeme taşımaya çalıştığım bu yazı dizisiyle kentimizin mahalle, dolayısıyla kent kültürünün gelişen göçler ile değerini yitirdiği, kentin kültürel kimliğini geleceğe taşıyarak, kentin kültür turizmine etkisinin olumsuz yönde etkileyeceği konusundaki duyarlılığımı siz değerli okurlarımla paylaşmaktı…
Son söz olarak şunu söyleyebiliriz ki Kentler; yaşamlarını sürdürerek korudukları, barındırdıkları ve gelecek kuşaklara taşıdıkları değerleriyle kent kimliğinin çerçevesini oluştururlar.
[1] Bulut, C., & Savaş Yavuzçehre, P. (2022). Osmanlı İmparatorluğu’nda Sosyokültürel Yapısı İle Mahalle. Pamukkale Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi (48), s.282
[2] Uygur, Nermi (1996) Kültür Kuramı.-İstanbul: Yapı kredi yayınları, s.17.
[3] https://www.ekremozturk.com/kent-ve-insan/
GÜNDEM
12 Aralık 2024GÜNDEM
12 Aralık 2024GÜNDEM
12 Aralık 2024GÜNDEM
12 Aralık 2024GÜNDEM
12 Aralık 2024EKONOMİ
12 Aralık 2024GÜNDEM
12 Aralık 2024