Başlıktan da anladığımız gibi Güngör Mazlum’un başkanı olduğu Yerel Tarih Toplantıları yaz aylarında ara verdiği aylık toplantılarına yine başlıyor.
Her ayın ilk cumartesi günü saat 14.00’te belediye konferans salonunda yapılan toplantılarda ilginç konular ele alınıyor.
Bu ayki toplantıda konuşmacı Trakya Üniversitesi Öğretim Görevlisi Dr. Yavuz Güner olacak. İşleyeceği konuda, yapılışının 450. yılında Selimiye Camii olacak.
Hocama telefon ederek konferansın ana hatlarını öğrendim. İlginizi çekmek ve katılımı sağlamak için madde madde yazıyorum.
1 Camii inşa süreci ve arsasının temini ile ilgili bilimsel inceleme.
2. Mimar Sinan’ın yaşadığı dönemde Osmanlı mimarisi ve “Ustalık Eserim” ifadesinin açılımı. Camii’de yapılan yenilikçi teknikler ve Selimiye Camii’nin niçin Osmanlı mimarisinin zirve eserlerinden biri olduğu.
3. Camii’nin Mimarı ve sanatsal özellikleri.
4. Selimiye’nin UNESCO Dünya Mirası listesine dahil edilme süreci ve bunun turizm dahil önemi. Camii’de bugüne kadar yapılan restorasyon çalışmaları ile gelecekte ki korunmak planları.
5. Osmanlı padişahlarının sanatkarlara ve mimarlara sağladığı destekler ele alınacak.
6. Selimiye ve benzer Kültür Varlıklarının toplumsal kazanımlara katkısı ve bu değerlerin korunması için yapılan çalışmaların desteklenmesi çağrısı.
Sevgili okurlarım hakikaten bu camii Edirne’mizin tapu senetlerinden biridir. Ne demek istiyorsun Ercan? Diyebilirsiniz. Birileri çıkıp da bu topraklar bizim, atalarımızın toprakları bize geri verin derse 450 yıldan beri dimdik ayakta olan bu eseri sizin de dedeleriniz mi yaptı deyiveririz.
Dile kolay en az 500-600 yılından beri biz Edirne’deyiz. Uzun yıllar Osmanlı hoş görüşüyle Yahudiler, Bulgarlar, Yunanlılarla birlikte kardeşçe bir arada bu şehirde yaşasak da şehrin omurgası hep bizlerdik.
Yeri gelmişken ben de bir şeyler söylemek istiyorum. Eskiden Camii yağ kandili ile aydınlatılırmış. Kandillerin alt kısmı su konur üzerine yağ ve fitil ilave edilirmiş. Yağın miktarı gecenin uzunluğuna bağlı olarak ayarlanır. Yağ bittiğinde fitil su çeker ve sönermiş.
Hatırladığım bir başka bilgide camiinin ortasındaki müezzin mahfili ile ilgilidir. Mahfilin alt kısmına baktığınızda güzel canlı renklerde motifler göreceksiniz. Çok dikkatli bakarsanız ters lalenin olduğu sütunda değil onun arkasındaki sütun tarafında köşede tavanın az bir bölümü gibi yağlı boya boyalıdır. Kırklı yıllarda bir görevli temiz görünsün diye tavanı boyamış. Kenan Evren zamanında yapılan restorasyonda bu boyaları kazımışlar. Orijinal motifleri ortaya çıkarmakla çok uğraşmışlar o yüzden de o köşede yağlı boyayı bırakmışlar öyleydi böyle oldu demek için. Kenan evren deyince aklımıza camii açılışına onun gelişini hatırladım. O Tam camiiye girerken rahmet Nadi Hocam girişin sol tarafındaki yükseltiden ellerini şakaklarında koyup kubbeye doğru öyle bir ezan okumaya başladı. Allahu Ekber, Allahu Ekber, …. sesleri kubbeye çarpıp perde perde yere inerken oluşan ulvi hava, hala heyecanlanmama sebep oluyor. Doğru hatırlıyorsam Nadi Hoca Tansu Çiller Başbakan olarak camiiye geldiğine de aynı ritüeli yapmıştı.
Yavuz Güner hocam camiinin özellikleri arasında akustik konusunu da işleyecektir diye düşünüyorum. Bir daha hatırlatmak istiyorum 5 Ekim Cumartesi günü saat 14.00’te Belediye Konferans Salonu’nda bekleniyorsunuz.
Saygılarımla.
Kalın sağlıcakla.
GÜNDEM
07 Ekim 2024GÜNDEM
07 Ekim 2024GÜNDEM
07 Ekim 2024GÜNDEM
07 Ekim 2024GÜNDEM
07 Ekim 2024EKONOMİ
07 Ekim 2024GÜNDEM
07 Ekim 2024Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.