Günümüzde teknoloji kullanımının yaygınlaşması ve kolay ulaşılabilir olması sebebiyle çocuklar erken dönemden itibaren farklı kaynaklardan renkli, hareketli ve cezbedici sanal bir dünyayla tanışıyor. Keşfettikleri bu sanal dünya, yaş grubuna uygun olmayan içerikler söz konusu olduğunda çocuklar için korku kaynağına, gerçekçi olmayan bir algıya ve siber zorbalık gibi olumsuz deneyimlere dönüşebiliyor.
Özellikle küçük yaş dönemindeki çocuklar, dijital ortamdaki karakterlerin rol gereği sergiledikleri davranışları normalleştirme eğilimi gösterebilir. Dolayısı ile ekranda izledikleri olay ve davranışları sosyal ilişkilerine ve oyunlarına kolaylıkla yansıtabilir. Özellikle şiddet içerikli oyun ve filmlere maruz kalma sonucu oyunlarında şiddet davranışlarını görebilmek mümkün olabilir.
Her yıl farklı isimlerle karşımıza dijital oyun içerikleri çıkmakta ve bu oyunların akran gruplarında hızla yayıldığına şahit olmaktayız. Çocuk ve gençlerde kontrolsüz bilgisayar ve internet kullanımının fiziksel, duygusal, sosyal ve kişilik gelişimleri gibi pek çok açıdan olumsuz etkileri bulunmaktadır. Bu sebeple teknoloji kullanımında aile kontrolünün oldukça önemli olduğunu düşünüyorum.
Çocuklar Ekran Başında Ne Kadar Kalmalı, Hangi Dijital İçerikleri Kullanmamalı?
Burada belirtilen ekran sürelerine tablet, telefon, bilgisayar ve televizyon dâhildir.
0-3 yaş: Olabildiğince ekrandan uzak tutulmalıdır. Ekran başında vakit geçirmemelidir.
3-6 yaş: Günlük toplam süre 20 dakikayı geçmemelidir. Bilgisayar oyunları oynamamalıdır.
6-9 yaş: Günlük toplam süre 25-30 dakikayı geçmemelidir. İnternete erişimi olmamalıdır.
9-12 yaş: Günlük toplam süre 40 dakikayı geçmemelidir. Sosyal medya hesabı olmamalıdır.
Aileler Nelere Dikkat Etmeli?
Özellikle doğru internet kullanımını öğretmek için ebeveynler çocuklarına model ve rehber olabilirler. Aileler çocuklarına, boş zamanlarını değerlendirmenin tek yolunun bilgisayar, telefon ve internet olmadığını rol model olarak gösterebilirler.
Evdeki bilgisayarı ortak kullanım alanında tutarak çocukların hangi sitelere ne kadar süre ile girdiğini çatışma yaşamadan denetlemeleri daha mümkün olabilir. Yine teknolojinin nimetlerinden faydalanarak ebeveynler, çocuklarının girmesini istemedikleri siteleri filtreleme ve engelleme yöntemini de deneyebilirler.
Ayrıca ebeveynlerin çocuklarını sanal arkadaşlık yerine gerçek sosyal ilişkilere geçmesini özendirebilirler. Bunu, çocuklarını çeşitli sosyal aktivitelere götürerek, spor etkinliklerine yönlendirerek yapabilirler.
Unutulmamalıdır ki, çocuklara kızmak, bilgisayarı, telefonu ve interneti yasaklayıp odalarından veya evden kaldırmak, bu konuda onlara cezalar vermek sadece kısa bir süre için çözüm olacaktır.
Bunun yerine çocuklarla oturup dijital aletleri hangi durumlarda ne amaçla ve ne kadar süre içerisinde kullanabilecekleri konuşabilir ve ebeveyn ile çocuk arasında bilinçli teknoloji kullanımına ilişkin bir anlaşma yapılabilir. Tüm bunları yaparken ebeveynlerin birbirleri ile ve kendi davranışları arasında tutarlı olmaları gerektiği de unutulmamalıdır.
Dijital aletler ve içeriklerin çocuklarımız ve bizim için yararlı mı yoksa zararlı mı olduğuna karar vermenin oldukça güç olduğunu biliyorum. Hızlı ilerleyen bu bilgi ve teknoloji çağına ayak uydurmak önemli ancak bunu, kişiliğimizden, sosyal yaşantımızdan, fiziksel sağlığımızdan feragat etmeden de yapabileceğimizi bilmeliyiz.
Günümüz dijital çağında, teknolojik aletleri ihtiyaçlarımızla doğru orantıda kullanmak ve bu sayede çocuklarımıza örnek olmak onların gelişimi açısından önleyici bir etki yaratacaktır. Tüm alanlarda olduğu gibi teknoloji kullanımında da sınırları belirlemek ve bu sınırlara tutarlı bir şekilde uymak sizi ve çocuklarınızın gelişimini olumlu yönde destekleyecektir.
News
