Recep Çınar
Osmanlı Fıkıh Âlimlerinden İbn-i Abidin (1198-1252) , siyaseti şu şekilde tarif eder; “Siyaset, halkı dünya ve ahirette saadetlerini ve kurtuluşlarını sağlayacak yola irşat ederek, onların huzuru, salahı, refahı ve yararı için çalışmaktır.”
Bu tarifin devamında ise İbn-i Abidin, bütün İslami hükümlerin iman ve siyaset çevresinde döndüğünü açıklamaktadır. İşte kaynaklarımızda siyaset özetle bu şekilde tanımlanmaktadır.
Milli Görüş Lideri Merhum Erbakan Hoca’nın, “Milli Görüşçüler olarak bütün insanlığın saadeti için çalışıyoruz. Biz günübirlik siyaset yapmıyoruz, cihat ediyoruz” sözlerini bu tanımlara uygun olarak söylediği herhalde anlaşılıyordur!
Bu tariflere göre siyasetin iki boyutu vardır. Birincisi zihniyet ve itikat, ikincisi de liyakat ve ehliyet boyutudur.
Siyasetin zihniyet ve akide zemini, Hak ile Batıl`ın İlah, insan ve çevre ile ilgili görüş ve kabullerine dayanmaktadır.
Hakkın İlah anlayışının özünde Tevhit (birlemek) akidesi vardır. İnsanın İslam fıtratı üzerine ve günahsız olarak doğduğunu kabul eder. Çevrenin, Allah (c. c)’ın insanlara bir emaneti olduğunu benimser. İşte bu çizgi ve anlayış günümüzde Milli Görüş tarafından temsil edilmektedir. Bu kadrolar iktidara geldiklerinde “ne yaparlar” hususu Kuran`da şöyle beyan edilir; “Onlar ( Hakkı üstün tutan Müminler),eğer kendilerine yer (yüzün)de bir iktidar fırsatı verirsek dosdoğru namazı kılarlar, zekâtı verirler, iyiliği emrederler, kötülüğü nehyederler. Bütün işlerin sonu Allah’a varır. ” ( Hac suresi: 41)
Batılın İlah anlayışının temelinde teslis, şirk ve nefsi ilah edinme akidesi bulunmaktadır. İnsanın günahkâr olarak doğduğunu kabul eder, temizlenmek, arınmak için kilisenin aracılığını zorunlu görür. Çevrenin kilisenin mülkü olduğunu benimser. Bu anlayış günümüzde Batı, Irkçı Emperyalizm, Siyonizm ve İşbirlikçileri tarafından temsil edilmektedir. Bu anlayışa sahip insanların iktidara gelmeleri halinde ise ne yapacakları Kuran’da şöyle açıklanmaktadır; “İnsanlardan öyle kimseler vardır ki, onun bu dünya hayatına ait sözü senin hoşuna gider ve o, kalbinde olana (samimi olduğuna) Allah’ı şahit tutar. Hâlbuki o, düşmanların en azılısıdır. O, yeryüzünde iş başına (iktidara) geçtiği zaman ortalığı fesada vermek, ekinleri tahrip edip, nesilleri bozmak için çalışır. Allah bozgunculuğu sevmez. ” (Bakara suresi 204-205). Günümüzde “Ekin” de “Nesil/Ahlak” da bozulmadı mı?
Ülkemizde siyaset yapan ve yönetime talip olan kadrolar ve bu kadroların oluşturdukları partiler bu iki anlayıştan birisinin temsilcisi durumundadırlar!
Siyasetin ehliyet ve liyakat boyutu, kadroların itikatları ve hak anlayışları yanında bilgi, tecrübe, hidayet, feraset, dirayet, şuur ve vizyon sahibi olmaları durumudur. Bu özelliklere sahip olmayan insanlara yönetme vekâleti vermek, veren ve verilen bakımından bir zulümdür!
Müslümanlar olarak Siyaset ve Muhtevasından da imtihan olmaktayız!
Seçimler bu imtihan dünyasında insanlar için bir cüzi irade (kısmi özgür irade) faaliyetidir. İnsanlar, tercih ettiği siyaset anlayışı ve vekâlet verdiği kadroların yaptığı her işten mesuldür.
Ülkemizde yarım asırdır Milli Görüş ve kadroları “Adil Düzen, İslam Birliği, Eğitimde Önce Ahlak ve Maneviyat”ı… önerirken, Batı zihniyetliler ve kadroları ise, “Faize dayalı Köle Düzeni, Avrupa Hıristiyan Birliği, Eğitimde Materyalizm, Batı ahlak ve değerlerini” istemektedirler.
Günümüz inisanları olarak tabir caizse “sap” ile “samanı” birbirine karıştırıyoruz! Siyaset ile Politikayı aynı görüyoruz. Hâlbuki Siyaset, yaratanın ölçü ve kurallarına göre toplumu yöneterek, insanları iyi, güzel, doğru, faydalı ve adil olana yönlendirmektir. Politika ise Batı’nın kendi inanç ve kültürüne göre oluşturdukları yönetim biçimidir.
Allah bizi “sadıklarla” birlikte olmamızı emrediyor. “Zalimlerle” birlikte olmayı ise yasaklıyor! Onun için bizim yerimiz AB – ABD… değil, D-8 İslam Birliği!
Peki, “Sâdık” ne demek? “Allah’ın sıfatı olarak sadık; söz, iş, va’d ve vaadinde doğru olan; her sözünü yerine getiren, yalanı, yanlışı, hilesi, aldatması… bulunmayan demektir.
SİYASET, “Hakkı” üstün tutarak yönetmektir. Kur’ân’a göre, mülk Allah’ındır, yani yeryüzünde Allah hükmeder. Bu bakımdan Kur’ân’ın şu âyetleri anlamlıdır:
“Rasûlüm deki, ” Ey mülkün sahibi Allah’ım! Sen dilediğine mülkü verirsin, dilediğinden de çeker alırsın…” (Al-i İmran, 3/26).
“Göklerin ve yerin hükümranlığı Allah’ındır” (Al-i İmran, 3/189).
“Göklerde ve yerde ne varsa hepsi Allahındır” (Lokmân, 29/26).
Bu ayetlerden anlaşıldığına göre, evrende Allah’ın hükümleri uygulanmalıdır. Çünkü evren onun mülküdür. İslâm siyasetinin başarılı olması için, Müslümanlar birlik halinde olmalıdırlar: “Hepiniz toptan sımsıkı Allah’ın ipine (dinine, kitabına, şeriatına) sarılın; parçalanıp ayrılmayın. ” (Al-i İmran, 3/103).
İslâm, Evrensel kurallarını Evren’i yaratanın koyduğu bir hayat nizamıdır! Hayatımızı tanzim eden sistemdir/düzendir. İslamsız siyaset, idare ve hukuktan hayır gelmez; refah, huzur ve saadet de sağlanamaz”!
İşin garip tarafı, Adil Düzen’i savunan Milli Görüş dışındaki zihniyetler ayni batıl, kapitalist düzenin savunucusu!
Şunu iyi anlamalıyız ki, adı ne olursa olsun bütün beşeri düzenlerin tek alternatifi, kurallarını yaratıcının koyduğu “Adil Düzen”dir!
POLİTİKA ise, “Bâtılı/yanlış” olanı hâkim kılmaktır. Bu sistemle günümüzde güçlü olan azınlık da olsa insanlığı sömürüyor!
Peki, siyaset gerçek hüviyetine kavuşturulabilinir mi, nasıl? Elbette olur! Tarihte bunun son Peygamber Hz. Muhammed (sav)’den günümüze pek çok örnekleri var. Mesela; 4 Halife dönemi, Şam Emevileri, Bağdat Abbasileri, Endülüs Emevileri, Karahanlılar, Gazneliler, Tolunoğulları, İhşidiler, Büyük Selçuklu ve Osmanlı. Bu devletler, Evreni yaratanın evrensel kurallarına uydukları sürece ayakta kalmışlar, sapınca da yıkılıp yok olmuşlardır!
Bunun için, “Müslüman’ım” diyenlerin önce inandıkları dinin/düzenin bizim için koyduğu ölçü ve kuralları bilmesi ve onlara uymaları gerekir. İslam tüm hayatımızı kuşatan bir din, düzen ve sistemdir! Her işimiz Kur’an ve Sünnet ölçülerine göre olursa sorun kalmaz!
“Ben Müslüman’ım” diyen Allah’ın emirlerine teslim olmuş demektir! Onun için Müslümanlar olarak önce kendimizi bu konuda sorgulamalıyız!
Dostça kalın…
GÜNDEM
8 gün önceGÜNDEM
18 Mart 2025GÜNDEM
18 Mart 2025GÜNDEM
18 Mart 2025GÜNDEM
18 Mart 2025GÜNDEM
18 Mart 2025GÜNDEM
18 Mart 2025Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.