Recep Çınar
Bu yazımda, toplum olarak her zamankinden çok ihtiyaç duyduğumuz “tebessüm” konusuna değineceğim! “Kahkaha” değil, “Tebessüm”!
“Hafifçe gülme, gülümseme” manasına gelen “tebessüm”ün sosyal hayatımızdaki önemi bir yazıya, hatta kitaba sığmayacak kadar önemli olduğu söylenir. Çünkü tebessüm, insanlara candan bir şekilde gülümsemek, onlara yüreğimizin tüm kapılarını açmaktır.
Sevgili Peygamberimiz (sav), “(mümin) kardeşine tebessüm etmen sadakadır” buyurmuşlardır.
Tebessüm kalpleri yumuşatır, dolayısıyla olumsuz tavırları olumluya dönüştürür. İnsanlar arasında sosyal ilişkileri pekiştirir. Çatışma yerine uzlaşma ve barışı teşvik eder. Yani artıları saymakla bitmez.
Hal böyle iken yetersiz manevi eğitimsizlik, ekonomik sıkıntılar, işsizlik, çeşitli sosyal problemler toplumları günümüzde bu değerden büyük ölçüde uzaklaştırmıştır. Ancak tüm olumsuz şartlara rağmen biz “tebessüm”ü hiç bırakmamaya çalışalım. İnanın onunla birçok olumsuzluklar olumluya dönüştürülebilir. Ama “tebessüm”; “kahkaha” değil! Çünkü Peygamberimiz (sav) bu konuda bizi; “Mümine kahkaha ile gülmek yakışmaz” şeklinde uyarır. Çünkü çok gülmenin, kahkaha ile gülmenin kalbi kararttığını haber verir!
Tebessümle ilgili ibretlerle dolu “Tebessümün Bereketi” konulu bir hikâyeyi paylaşmak istiyorum;
“Küçük çocuk yolda karşılaştığı hüzünlü bir yabancıya gülümsedi. Bu gülümseme adamın kendisini daha iyi hissetmesine sebep oldu. Bu hava içinde yakın geçmişte kendisine yardım eden bir dosta teşekkür etmediğini hatırladı. Hemen bir not yazdı, yolladı. Arkadaşı bu teşekkürden o kadar keyiflendi ki, her öğlen yemek yediği lokantadaki garson kıza yüklüce bir bahşiş bıraktı! Garson kız ilk defa böyle bir bahşiş alıyordu. Akşam eve giderken, kazandığı paranın/bahşişin bir parçasını her zaman köşe başında oturan fakir adamın mendiline bıraktı. Adam öyle minnettar oldu ki… Zira iki gündür boğazından aşağı lokma geçmemişti! Karnını ilk defa gereğince doyurduktan sonra, bir apartman bodrumunda kaldığı tek odasının yolunu keyifle tuttu. Öyle neşeliydi ki, bir saçak altında titreşen köpek yavrusunu görünce kucağına alıverdi. Köpek yavrusu gecenin soğuğundan kurtulduğu için mutluydu. Sıcak odada sabaha kadar koşuşturdu. Gece yarısından sonra apartmanı birden dumanlar sardı! Bir yangın başlıyordu. Dumanı koklayan köpek yavrusu öyle havlamaya başladı ki, önce fakir adam uyandı, sonra bütün apartman! Anneler, babalar dumandan boğulmak üzere olan yavrularını kucaklayıp ölümden kurtardılar.
İşte bütün bunların hepsi, beş kuruşluk bile maliyeti olmayan bir “Tebessüm”ün sonucuydu!
Abdullah bin Hâris (r.a.); “Allah Resûlü’nden daha çok tebessüm eden bir kimse görmedim”demiştir.
“Gülümseme” ilgili o kadar çok söz var ki, işte bazıları;
Bir gülümseme, sevginin ve insan olmanın anahtarıdır.
Bir gülümseme, iç dünyamızın güzelliklerini dışa yansıtır.
Bir gülümseme, bir külfeti yoktur, fakat çok şey kazandırır.
Bir gülümseme, evde saadet, iş yerinde muvaffakiyettir.
Bir gülümseme, başkalarına ikramda bulunmak demektir.
Bir gülümseme, vereni fakirleştirmeden, alanı zenginleştirir.
Bir gülümseme, bir an sürer, bazen de ebediyen yaşar.
Bir gülümseme, yorgun olan insanı dinlendirir.
Bir gülümseme, ümitsiz olana neşe ve hayat bahşeder.
Bir gülümseme, karanlık bir çehreyi aydınlatabilir.
Bir gülümseme, ona ihtiyacı olanlara ilaç gibi gelir.
Bir gülümseme, sevgi köprülerini sağlamlaştırır.
Bir gülümseme, bazen bir hayat kurtarır.
Bir gülümseme, bazen bir savaşı önler.
Bir gülümseme, bazen gülümsemeyeni gülümsetir.
Bir gülümseme, sadaka yerine geçer sevap kazandırır.
Bir gülümsemeye, gülümseyemeyenlerin ihtiyacı olduğunu unutmayın!
O’nun için birbirimize karşı gülümseyelim, tebessüm edelim! Tebessüm kutuplaşmayı önler, normalleşmeye kapı açar!
Kahkaha (Katıla katıla gülmek) ise şakacılığın, nüktedanlığın veya güler yüzlü olmanın değil, “hak”tan gafil olmanın bir sonucudur. Peygamber Efendimiz (asm) etrafındakilere şaka yapmaktan hoşlandığı, kendisine nükte yapan bazı sahabelerinin bu davranışlarını hoş gördüğü hâlde, yine de gülerken ölçüyü kaybetmezdi.
Buna göre: Peygamber Efendimiz (asm) son derece vakarlı ve ağırbaşlı olduğu için kahkahayla gülmezdi.
“Kahkahayla gülmek insanın vakarını (ciddiyetini, saygınlığını) yitirmesine yol açacağı için Müslüman tebessüm etmekle yetinmelidir” diyor, Hadis-i Şerifte. (Riyazü’s Salihin – İmam Nevevi Tercüme ve Şerh)! Onun için ne “kahkaha”, ne de Somurtmak”! Müslüman’a yakışan “TEBESSÜM”dür!
Dostça kalın…
GÜNDEM
10 gün önceGÜNDEM
17 Ocak 2025GÜNDEM
17 Ocak 2025GÜNDEM
17 Ocak 2025GÜNDEM
17 Ocak 2025GÜNDEM
17 Ocak 2025GÜNDEM
17 Ocak 2025Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.