31 Mart Yerel Seçimlerinde son haftaya girdik. Eskiden “her seçim önemli, ama bu seçim daha önemli” deniliyordu. Bu seçim öncesi bu sözler pek duyulmuyor! Bu acaba, “seçmenin partilere olan güvenini mi kaybetti” sorusunu akla getiriyor! Durum onu gösteriyor ki eski güven de yok, heyecan da! Tabi ki bunun en önemli sebebi daha önceki seçimlerde verilen sözlerin yerine getirilmediği, bir diğeri de halkın birçoğunun geçim sıkıntısı içinde bocaladığı, bu nedenle de halkın politika ile yeterince ilgilenmediğinin neticesi olabilir!
Adaylar her zamanki gibi, ama sözlü ama yazılı veya görüntülü olarak bir sürü vaatler atıp tutuyorlar.
AKP’li adaylar ne diyor?; Üretken Belediyecilik – Adil Belediyecilik – Erişilebilir Belediyecilik – Vizyoner Belediyecilik – Şefkatli Belediyecilik – Sürdürülebilir Belediyecilik – Yenilikçi Belediyecilik – Kalkınmacı Belediyecilik – Çağdaş Belediyecilik – Güçlü Belediyecilik – Kapsayıcı Belediyecilik – Vatansever Belediyecilik – Çınar evleri – Marka Edirne!… İyice saçmalıyorlar! Edirne’nin dünya durdukça geçerli bir markası var! O da “Şehirler Sultanı Edirne!” Edirne bu sıfattan uzaklaştırıldığı için şimdi yeni bir “marka” arıyorlar!
AKP, 22 yıldır iktidarda. Bugün ekonomide ülkenin getirildiği nokta, “Düyun-u Umumiye”!
Düyun-u Umumiye, “Genel Borçlar” anlamında kullanılır. Buradan anlaşılacağı üzere kurumun/hazinenin işleyişi borçlanma üzerine kurulmuştur. Düyun-u Umumiye sayesinde Avrupalılar büyük kazançlar elde etmişler ve ediyorlar, yani bizi sömürdüler, hala da sömürüyorlar! Böyle bir zihniyet yerel yönetimde olsa ne fark eder! Vaatlerinden biri de Saraçlar caddesine nostaljik bir tramvay! Bu şuna benzer; Adamın biri kalp krizi geçiriyor. Yanındaki arkadaşları O’nu “Acil”e götürmeye çalışıyor, O da “önce bir berbere gidelim, tıraşımı olayım sonra hastaneye gideriz” diyor! İşte bunların yaptıkları, yapacakları buna benzer!
CHP ise; Sağlam Altyapı – Hızlı Ulaşım Belediyeciliği – Teknolojik Belediyecilik – Halkçı Belediyecilik, Refah Belediyeciliği – Demokratik ve Katılımcı Belediyecilik – Şeffaf ve Hesap Verebilir Belediyecilik – Üretken ve Üretici Belediyecilik – Ortak Yaşam Belediyeciliği – Çevreci ve Yeşil Belediyecilik – Adil ve Paylaşımcı Belediyecilik – Çocuk Merkezli Belediyecilik – Kadın Merkezli Belediyecilik – Genç Merkezli Belediyecilik (Peki, yetişkin erkekleri nereye koydunuz? Onlar bu toplumun bireyleri değil mi?) – Engelli Merkezli Belediyecilik – Halk Sağlığı Belediyeciliği… gibi vaatlerde bulunuyorlar. Peki, şimdiye kadar neredeydiniz?
CHP, 100 yıllık Cumhuriyet döneminde Edirne Belediyesini 60-70 yıl yönetti! Getirdiğiniz nokta; çöp, çamur, çukur! Alt yapı, üst yapı, su, imar düzensizliği… hangi sorunu çözdünüz? Şimdi de “işleri güçleri Edirne” imiş!
Ne yaptıklarına, nasıl yaptıklarına son günlerde yaptıklarına fotoğrafla iki örnek herhalde yeter! Birisi, geçtiğimiz günlerde Kaleiçi Gazi Paşa Cad. girişinde bozuk yol üzerine atılan asfalt atıldı! Diğeri de mahalledeki yolların hali! İşte, yaptıkları ortada! Böyle manzaralar “Muz Cumhuriyetlerinde” bile görülmez!
Biz, toplum olarak POLİTİKA ile SİYASETİ karıştırıyoruz!
“POLİTİKA” NEDİR? Politika, kökü Latince bir kelime olup devlet işlerini yönetme ve yürütme anlamında kullanılır. Politika siyaset yerine de kullanılmaktadır. Batı’nın medeniyet değerlerine göre düzenlenmiştir. Politika bir aldatma sanatı, yalan söyleme yöntemi olarak kullanıldı, kullanılıyor. Yalan, doğru olmadığı bilindiği halde, niyetle söylenmiş yanlış sözdür. Gerçeğe aykırı konuşmaktır. Başka bir ifade ile hakikatin üzerini örtme ve onu manipüle etmektir.
İslam Dini/Düzeni yalan ve yalancılığı günahların en büyüklerinden birisi olarak kabul eder. Bir hadislerinde Peygamberimiz (asm), “Size büyük günahların en büyüğünü haber vereyim mi?” buyurur ve bunu üç kere tekrar eder. Sahabe efendilerimiz, “Evet” deyince: “Allah’a şirk koşmak, anne-baba haklarına riayetsizlik, cana kıymak” buyururlar. Ardından da “haberiniz olsun! Yalan söz, yalan şahitlik” diyerek yalanın da büyük günahlardan olduğunu üstüne basa basa tekrarlayarak ifade eder. (Buharî, Şehadet, 10)
Rabbimiz Kur’an-ı Kerim’de;“ Ey iman edenler! Allah’tan korkun ve doğru söz söyleyin.”(Ahzâb, 33/70) diyerek bu konuda bizleri uyarır.
SİYASET ise, İnsanları; iyi, güzel, doğru, faydalı ve adil olana yönlendirmektir! Bu siyaseti günümüzde savunan parti, Milli Görüş’ün tek temsilcisi ‘Saadet Partisi’dir!
“Balzac”, yaklaşık 2 asır önce boşuna mı demiş!; “Yalancılık meslek dalı olarak ilan edilmeli artık. Çünkü çok fazla ustası var”!
Evet! Ayni şey günümüzde de yaşanıyor, hem de Müslüman bir toplumda! İyi de, yalan söyleyene bir defa adlanılır. Biz ise defaatla aldanıyoruz! Bu bizi, onların vebaline ortak eder!
Şunu da bilelim ki, bir kelimenin, adın sonunda “CILIK” varsa, o “CILK” tır! “Batıcılık, İslamcılık, Tarikatçılık, Irkçılık ve Yalancılık…” gibi!
News
